Haftalardır okurlarımızın feryatları kulaklarımızda yer yaptı. Sanki, filizlenip büyüyen ve gelişen bir ağaç gibi.

Yaz kardeşim halkın ekonomik sıkıntılarını,

Yaz kardeşim, ülkenin içinden çıkılmaz siyasetini,

Yaz kardeşim, mutfaktaki yangının büyüdüğünü,

Yaz kardeşim, eğitim sistemindeki rezaleti,

Konuştukça coşuyor okurlarımız. Daha ileri giderek sizler gazeteci değil misiniz diye bizleri yanıt veremez durumuna sokuyorlar. Elbette çok haklılar. Zira ülkede olup bitenleri yazılı ve görsel basından öğrenme hakları vardır.

Peki, bir ülkenin ve halkımızın vicdanı olması gereken basın, gerçekler ne olursa olsun çarptırmadan halkımıza aktarabiliyor mu acaba? Bir ülkede basın baskı altına alınarak yazarların düşünceleri okurlara ulaşmıyorsa bunun sorumlusu her halde yazarlar ve gazeteciler değildir. Unutmayalım ki, ülkemizdeki basın siyasi patron oluşturmaktadır. Açıkça ifade etmek istersek, doğru söylemeyenin içinde her zaman bir korku vardır. Acaba neden? Halkımız yanıtlayabilir mi? Sanmıyorum!

Günümüzde gerek yazılı basın olsun gerekse görsel basın olsun toplumu nasıl yönlendirdiğini hep birlikte görebiliyoruz. Okurlarımızla yazarlar arasında tatlı iletişimleri beklediğimiz gibi toplum üzerinde de aynı duyguları yaşar olmamız bizlerin gerçekleri yansıtmamızdan geçer. Tabii ki bu temennileri ülkemizde görmemiz olanaksız.

O nedenle demokratik anlayıştan söz etsek bile güdümlü basın haricinde kalan basın kuruluşları, bir sabah aniden karşılarında siyasetin çirkin yüzünü görürler. Al sana arzı endam. Demek ki demokrasiyi yaşatmaya çalışırken, basının görevlerini birilerin çıkarına yönlendirirseniz gerçekleri halkımız öğrenemez. Böylelikle halkımız doğruları hiçbir zaman bilmez ve görmez. Siyasiler için en güzeli de bu sanırım.

Şimdi okurlarımızdan beklediğimiz, ülkemizin ve yaşadığımız kentlerin sorunlarına yabancı kalmamak için daha duyarlı olmalıyız. Bölgemizin amirali, gazetem Karadeniz Gazetesi genelde ve yerelde tüm gazetelerle ciddi olarak olayları değerlendiriyor olması halkımızın beklentisine yanıt olabiliyor diye düşünüyorum. Genelde gazete maliyetlerinin de çok yüksek olduğu bilinciyle okuyucularımızın destek hassasiyetini de beklemekteyiz. Sonuçta, Ulu Önder’in dediği gibi bu ülkeyi milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.