Kadim uygarlıkları yaşayan ah Trabzon!

Yeşilin her tonu ve denizin mavisiyle gök kubbe altında buluşan ah Trabzon!

Hoşgörülü yaşamı ile herkesi kucaklayan ah Trabzon!

Gıpta ile bakılan şehzadeler şehri Trabzon!

Ah Trabzon!

Dillere destan olan çok güzel bir coğrafya kucağında deniziyle, liman şehri olan yaylalarıyla misafirlerine kucak açan, barışın, sevginin ve sanatın kalbi Trabzon!

Ah Trabzon!

Şimdi seni nerelerde arayalım? Elimizden sabun kalıbı gibi akıp gidiyorsun. Yeşili ile övündüğümüz bu kentimizde umutlarımız artık hayal! Betonlaşan şehrimiz hayal gücümüzü bile zorlar oldu. Ülkemize cumhurbaşkanı, başbakanlar ve sayısız bakanlar yetiştiren güzel kentimiz, yıllarca göç vererek sıla hasretiyle yaşayan kardeşlerimizin umutları bekler oluşu bir cezayı mı gerektiriyor acaba? Geçmiş yöneticilerimiz uygar bir kent yaratmak yerine, kentimizi beton simsarlarına teslim ederek adeta şehirden kaçış planlarını çok iyi uyguladılar.

Caddelerinde yaşanan ve tüm halkımızı yakından ilgilendiren şu dolmuş rezaletine ne zaman çözüm bulunacak? Sorumlusu kimse zikretmiyorum. Ben sadece Evliya Çelebi’nin 'Aşık olduğum şehir' dediği kentimizin valisine sesleniyorum. Sayın Valim, sizler bir kere olsun halkın günlük ihtiyaçlarını karşılamak ve işine gitmek için yararlandığı dolmuşlara bindiniz mi? Bu vatandaşlarımız, koltukları oturulamaz durumda çökmüş, kirli kokuşan ve tozlu hava içinde yolculuk yapabilirler mi?

 Kentimizdeki gazeteler bu olayı gündeme taşıdılar mı? Tüm yetkililer dolmuşlarla ne kadar ilgilendiler? Tabii kimileri siyasi, kimileri de rantçı çıkarlar olunca halkın istemleri unutulur oldu. Tarih kokan kentimiz, yanlış trafik uygulamalarına kurban oluyor. Ya şoför arkadaşlarımızın saç ve sakalı birbirine girmiş, esnaflıktan son derece uzak görüntüleri kentimizin turizmini nasıl etkilediğini hiç düşündünüz mü?

Seneler öncesinde Trabzon’da çalışan bir vatandaşımızla Ankara’da tanışmamızda benim Trabzonlu olduğumu öğrenince “ah Trabzon, aklımın kaldığı şehir” demesi beni derinden düşündürdü. Bizim neyimiz eksik? Neden başaramıyoruz? Denizimizi, yaylamızı ve eşsiz doğamızı yok etmek için yarışın yerine ciddi çevreci planlarla çıkış yolu bulmak olasıdır. Başarabiliriz.

 AH TRABZON!