1720 yılında hıyarcıklı vebanın merkezi olan Fransa’nın Marsilya kentini resmeden bir tabloda, ölü bedenlerle ilgilenenlerin ağız ve burunlarının etrafına bezler sardığı görülüyor. Ayrıca vebalı hastalara müdahale eden hekimlerin, içine kuru çiçekler, otlar ve baharatlar doldurarak kötü kokuya karşı önlem aldığı uzun gagalı maskeler taktığı biliniyor. Venedik’in meşhur karnavalındaki maskelerin de o dönemlerden ilham aldığı tahmin ediliyor.

İSPANYOL GRİBİNDE HEKİMLERDE:





Bildiğimiz haliyle ise ilk kez 1900’lerin başındaki İspanyol gribi salgını sırasında karşılaşıyoruz. Önceleri basit bir mendile benzeyen formuyla kullanılan Maske, salgın süresince giderek günümüzdekine benzer bir şekil alıyor. 1910 yılında, bugünkü Çin sınırlarında yer alan Mançurya’da patlak veren Veba sırasında da maske ve koruyucu giysiler sahneye çıkıyor.

SUTYENDEN M3’E:

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları boyunca da bilim insanları, hava kaynağını temizlemek için kafatasını tümüyle saran hava filtrelemeli gaz maskelerini geliştirdi. Korona sürecinde sıkça karşılaştığımız N95 tipi maskeler de bu dönemde geliştirildi. 3M maskelerin ilhamı ise sutyen kalıbı oldu.




VE PODYUMLARDA:

Uzun yıllardır doktor ve sağlık çalışanlarının özellikle ameliyat sırasında taktığı cerrahi maskeler, Korona pandemisiyle de halkla buluştu. Hayatımızın parçası oldu. Hatta moda ikonu haline gelip podyumlarda da yerini aldı.