Suriye'de Beşşar Esed rejiminin saldırısı sonucu bedensel ve zihinsel engelli olan 18 yaşındaki Humuslu Abdullah, Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayın destekleriyle, sedyeyle getirildiği Bab Hastanesinden yürüyerek taburcu edildi.

Suriye'de 2015 yılında Esed rejiminin saldırısı sonucu yaralanarak engelli durumuna düşen 18 yaşındaki Humuslu Abdullah, Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay'ın yardımlarıyla tedavi gördüğü Bab hastanesinde sağlıklı günlerine dönmeye başladı.

Anadolu Ajansının 2 Aralık'ta yaptığı haberle Abdullah'ın hikayesini duyurmasının ardından Fırat Kalkanı bölgesindeki Türk Kızılay ekipleri engelli gence ulaşarak, tedavisi için çalışmaları başlatmıştı.

Sağlık Bakanlığının destekleriyle kurulan Bab Hastanesinde uygulanan tedavi yöntemlerine yanıt veren Abdullah, 3 hafta önce sedyeyle getirildiği hastaneden yürüyerek ayrıldı.

Hastaneye getirildiğinde yaklaşık 35 kilo olan Abdullah, bu süre içerisinde uygun beslenme programı sayesinde 45 kiloya kadar çıktı. Evine dönen Abdullah, tedavi sürecinin ikinci aşamasını fizik tedavi ile geçirecek.

Tedavi sürecinde oğlunun yanından ayrılmayan baba Sadettin Ebu el-Humsi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Oğlumun durumu çok kötüydü. Allah karşımıza Türkleri çıkardı. Oğlumun tedavisini üstlendiler. Çok şükür oğlum artık yürüyor, yemek yiyor." dedi.

Mutluluğu gözlerinden okunan baba Ebu el-Humsi, Türkiye'ye, doktorlara ve emeği geçen herkese çok teşekkür etti. Bab Hastanesi yetkililerinden Barbaros Ata da "Bundan yaklaşık 23 gün önce Anadolu Ajansının yapmış olduğu bir haberi ihbar kabul eden Kızılayın da girişimleriyle hastamızı hastanemize kabul ettik. Hastamızın bu aşamadaki tedavisini tamamladık." diye konuştu.

Ata, aileye sosyal yardımlar sağladıklarını belirterek, Abdullah'a yardım eden herkese teşekkür etti.Abdullah'ın tedavisini yürüten Dr. Faysal Ebu Abd, Abdullah'ın hastaneye ilk getirildiğinde durumunun çok kötü olduğunu belirterek, "Böbreklerinde ve akciğerlerinde sorunlar vardı. Yetersiz beslenmeye maruz kalmıştı. Günde 20-30 nöbet geçiriyordu. Hastanın çevresiyle de iletişimi hiç yoktu." ifadelerini kullandı.