SON DAKİKA



Haber > Türkiye > Müslümanız, Türk'üz, eğitimciyiz, Trabzonsporluyuz

Müslümanız, Türk'üz, eğitimciyiz, Trabzonsporluyuz

11 Ekim 2016 Salı - 10:42




Eğitimci ve işadamı Dr. Tolga Yazıcı, kendisine yöneltilen Trabzonspor sorusuna, “Ben başka bir şey bilmem. Biz Trabzonsporluyuz. Ancak çok futbolcu d





İstanbul’da hizmet veren Plato Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Tolga Yazıcı, Karadeniz’in konuğu oldu. Eğitimci olduğu kadar işadamı da olan Yazıcı’ya biz sorduk, o cevapladı.

■ Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Ben Sedat Yazıcı’nın oğlu, Paşa Ahmet Yazıcı’nın katip oğullarından Çaykaralı, İstanbul doğma büyüme bir kişiyim. Halihazırda hem Plato Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyeti hem de Plato Vakfı Başkanıyım. Bir işadamıyım. Ama son kertede aynı zamanda bir akademisyen ve bir yöneticiyim. Ben buyum...

■ Eğitimin içinde olmanız farklı bir alan, ticaretin içinde olmanız apayrı bir alan. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? Ayrıca Plato’yu biraz açar mısınız? Bu, vakıf olduğu için para kazanmadan veren taraftayız. Vermek için de bir yerden almak lazım, kazanmak lazım. Ticaretten kazanıyoruz. Plato Meslek Yüksekokulu İstanbul’da kuruldu. Başkanlığını benim yürüttüğüm, benim büyüttüğüm bir meslek yüksekokulu. 5 binin üzerinde talebesi ve 40’ın üzerinde bölümü olan, sanat ve iletişim programlarından başlamıştır. Mükemmeliyet merkezinin bu olduğu başarılı bir meslek yüksekokulu. Trabzon’da da faaliyetlerde bulunduk. 145 tane mezunumuz var. Olgunlaşma Enstitüsü’nde ve Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte program yürüttük. Plato Meslek Yüksekokulu böyle. 2 senelik bir eğitim veriyor ve buradan mezun olan öğrencilerin yüzde 70’i bizde 3. ve 4. sınıfa devam ediyorlar. Geri kalan yüzde 30’u ise direk iş hayatına atılıyor. “Ben devam etmek istemiyorum. Meslek sahibi oldum. Fotoğrafçılık, kameramanlık, iş güvenliği, sağlık...” diyor ve hayata atılıyorlar.

MÜTHİŞ FIRSAT

■ Bu okul hem istihdama yönelik, hem ticari anlamda iş alanlarının yaratılmasına altyapı mı hazırlıyor? Tabi ki... Bu tamamen lokomotif gibi. Endüstriyel alanda ilkokulu, ortaokulu, liseyi, üniversiteyi bitireceksin ya. Ama herkes böyle yapmak istemiyor. Herkesin maddi gücü bir değil. Kimilerinin, hem çalışıp hem okuması gerekebiliyor. Kimisi 4 sene ayıramıyor. Bunların hepsine güzel bir çözüm. Hem hesaplı hem de iki senelik bir diploman oluyor. İki sene sonra “Ben mesleğime devam” ya da “Ben okumaya devam edeceğim” diyenler olabiliyor. Yani çok faydalı, müthiş bir fırsat.


■ Bu okulun size verdiği heyecan. Peki iş dünyasındaki heyecanınızdan biraz bahsedebilir misiniz? Benim babamdan da geldiği üzere bir iş adamı geleneğimiz var. Bizim uzun dönemlerimiz yurt dışında geçti. Rusya’da büyük endüstriyel parklar kurdum. Bunları araziler alarak geliştirdim. Daha sonra bunları kiraya verdik. Sonra da halka arz ettim. Onun haricinde uluslararası şirketlere Türkiye’de büyük hizmetler verdim. Lojistik ve ambalaj hizmetleri verdim. Paketleme dolum hizmetleri verdim. Çeşitli iş kollarımız mevcut. Şimdi otelcilik işimiz var. Bunlar gibi gelir kaynaklarımız var. Tabir-i caiz ise ‘değirmenin suyu’ buradan geliyor.

145 Trabzonlu mezunumuz var

■ Trabzon ile ticari ve eğitim olarak ilişkileriniz ne seviyededir? Trabzon ile ilişkilerimiz var, Plato Meslek Yüksekokulu ile. Milli Eğitim Bakanlığı’na Olgunlaşma enstitüleri kuruldu. Trabzon’da da bu var. Bundan 6-7 sene kadar önce imzaladığımız proje ile ortak eğitim projesi yaptık. Biz Olgunlaşma enstitülerinde eğitim verdik. Çok büyük burslar ile büyükşehirlere gitmek istemeyenlere, kendi şehirlerinde o programların bulunmadığı programları açarak, eğitimi ayaklarının altına götürdük. O dönemde Trabzon’da Çocuk Gelişimi Bölümü yoktu. Biz ilk Çocuk Gelişimi Bölümü’nü Plato olarak İstanbul’dan gelip açtık ve 145 tane mezun verdik. Bugünkü değeriyle de 1 milyon liralık burs dağıttık. Biz Trabzon’a bunu yaptık. Ticari olarak Trabzon’la bir bağımız yok, biz sadece eğitim alanında bağlar kurduk.

Çaykaralı üniversite

■ Peki başka yeni hedefleriniz var mı? Şuan İstanbul’da Ayvansaray Üniversitesi kuruyorum. YÖK’ten geçti. Bakanlar Kurulu imzaladı. Komisyondan geçti. Bu yılki TBMM Yasama Yılı’nın açılması esnasında Meclis’te idim. Grup başkanları ile konuşuyoruz ve yasalaşacak bu. Burada bulunmamın bir amacı da budur. Hem ziyaretlerde bulunmak hem de bir kimlik iletişimi sağlamak.

 Trabzonspor'dan başka hayalim yok!

■ ‘Bu yaşamınızda ve Çaykaralı oluşunuzda, hayatınızda hissettiğiniz bir de Bordo-Mavili renkler vardır’ diye düşünüyoruz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Ben başka bir şey bilmem. Biz Trabzonsporluyuz. Çok futbolcu değilimdir ama Trabzonspor’u tutarım. Bu şey gibi; Müslümanız, Türk’üz, eğitimciyiz, Trabzonluyuz. Ben başka hiçbir şey hayal edemiyorum. Röportajda Trabzonspor sorulunca Tolga bey, ceketinin sol cebinde duran tespihi elinde biraz oynadıktan sonra sağ cebine koydu ve muhabbete devam ettik.

■ Metropol bir şehirde yaşarken Trabzon nasıl görünüyor? İstanbul Çamlıca’da Trabzonlular Derneği var. Orada Trabzon’un problemlerinin konuşulduğu bir ara ben de katıldım. Orada çok güzel bir laf vardı; kendi küçük ama etkisi, sesi büyük bir şehir. Trabzon çok büyük bir şehir. Ama her ilde olduğu gibi Trabzon’un da kendi içerisinde problemleri var. Özellikle genç yaştaki işsizlik oranı çok göze batıyor. Ama her şeye rağmen Trabzon; iklimi ile, tarihi ile ve daha birçok güzellikleri ile mükemmel bir şehir.

Ya biz nereden geldik?

■ Karadenizli bir işadamı olarak metropol bir şehir olan İstanbul’da mücadele etmenin zorluklarını biz taşrada durduğumuz için az çok anlayabiliyoruz. Yani sizin oradaki mücadelenizde bölgesel hemşerilerinizle dayanışma iletişimleri nasıl? Ben İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Bana elimin tersi gibi kolay geliyor. Ama ben Çaykaralı olarak tanınıyorum. Eşitler arasında her zaman insan kendi memleketine öncelik veriyor. Çünkü karakterini, algoritmasını biliyorsun. Neye, ne tepki vereceği belli. Gözü belli; kaşı nerde, ne zaman oynayacağı belli. Bizde bu bağlamdaki bu memleketli dayanışmasını hayatımın her santimetrekaresinde hissediyorum. Her şeyden önce bana en büyük desteği veren Çaykaralı babam. Benim yanımdaki yardımcılarım, sağım, solum baktığınız zaman bir anda Çaykaralı çıkıyor. Yanımızda binlerce insan çalışıyor. Hocalar, personeller. Bir bakmışız ki, bizden çıkmış. Bu çok önemli bir şey. Tabi ki bu büyüklerimizde daha çok var. Ben buna çok öykünüyorum. Bizim jenerasyonumuzda daha çok azalıyor. Ancak 40’lı yaşlardan sonra merak etmeye başlıyorsun. “Ya biz nereden geldik? Kimmişiz?” diye soruyoruz. Biz de şimdi babamın jenerasyonundaki kişilerin çocuklarını bulmaya, sormaya başladık.

Yusuf Arslan

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap