Bu sezon başlangıçlara dikkat edemediğimizden sonuçlar kendiliğinden gelirken; Şota’nın iyi başlangıcını, Süleyman Hurma ve de yönetim kırdı. Şota’nın onurlu vedasından sonra Sadi hoca direncini ve de takım derinliğini kaybetmiş Trabzonspor’u toparlarken, bir yandan da bir gözü Trabzon’un alt kadrosundaki (zamanı gelmiş) gençleri ararken; hepimiz biliriz ki sıradan hoca anlatır, iyi hoca açıklar, yetenekli hoca yapar ve gösterir.

İşte önemlisi de “Büyük hoca esin kaynağı olur” mantığını Sadi hoca tam öne çıkartıyordu ancak yukarılardan bir işaret geldi ki, karşı koymak ne mümkün. “Sadi hoca altyapıya, yıldız futbolcular kol kola geri dönüş yoluna, Başkan’ın projeleri ve Başkan’ın vaatleri” derken, işte siyasetin şekillendirdiği Trabzonspor-Fenerbahçe maçı. Misyonunu kurtarma isteği yetmiyor! Daha doğrusu iyi yönetilmiyoruz. Başlangıçta dikkat etmemenin getirdiği sonuçlar bunlarken, “Bizi kim kurtarır?” diye Başkan Muharrem Usta’nın renkli projelerine, vaatlerine takılıp kalırsak; halimiz biçareliktir ki, sonucu da hüsrandır. Zira hiçbir takım büyük doğmuyor. Hiçbir zaman bir anda takımlar büyüklük kazanmıyor. Hiçbir takıma da bir anda büyüklük yakıştırılmıyor. Her şeyin öncesi ve de mücadelesi vardır. Trabzonspor tarihinde yazdığı başarılarla vardır ki, şimdi geldiğimiz noktada Trabzonspor’un üzerindeki sisi Başkan ve de yönetim yelpaze ile dağıtmaya yeltense de, Trabzonspor’a her geçen gün misyonunu yemekten başka bir şey de kalmıyor. “Aslında bugün Trabzonspor biraz daha derli toplu olabilseydi” desek ne olur? Hiç bir şey olmazdı. Ben söylerim yine de söylüyorum.

Kaybettiğimiz misyonun yanında puan kaybetmişiz hiç de önemli değil. Üç tane genç bu maç, üç tane genç diğer maç, dönüşümlü olarak oynatılsaydı eğer, alt yapının motivasyonuna yardımcı olunurdu. Bu tabloya da gençler adına Hami hocam bir fırça atardı. Anladım ki şöhret kabiliyetin gölgesi imiş. Gönülden Trabzonsporlular haklı olarak heyecanı ve coşkuyu yaşamak isterler. Maçın sonunda sahaya atlayan taraftarları kabullenmek ise Trabzonspor’a yakışmaz. Gerçek Trabzonsporlular Fenerbahçe’yi alkışlamışlardır. Oynanan oyuna saygı duymuşlardır. Futbolda bu gibi işler olur. Mağlubiyet bir tarafa bir de bu görüntüler, Trabzonspor camiasına yazık oldu. Böyle olmaması lazımdı. Trabzonspor taraftarlılığı bu değildir. Sahaya atlayan kardeşimizin aslında bir kabahati yoktur. Salih Dursun’un hakeme kırmızı kart olayını kahramanlıkla yücelten yöneticilerimizin eseridir ki, bu olay böyle cereyan etmiştir. Yazık. Trabzonspor’a yazık...