SON DAKİKA



Haber > Spor > Tiran'dan fırtına geçti

Tiran'dan fırtına geçti

25 Ağustos 2013 Pazar - 10:26




Muhabirimiz Özer Çalık, bir zafere daha yerinde tanık olurken Tiran'da merak edilenleri analiz etti.





"TRABZONSpOR neredeyse Karadeniz gazetesi de orada" diyor ve söze başlıyoruz. Beşiktaş maçı için önce İstanbul'a, ardından da salı günü Arnavutluk'un başkenti Tiran'a gittik. Beşiktaş yenilgisi morallerimizi bozmuş ama Kukesi öncesi önemli bir ders olmuştu. Umutluyduk. Karadeniz Fırtınası'nın Avrupa’da kopmaya devam edeceğine inanmıştık. Nitekim öyle de oldu. Fırtına Tiran'da patladı. Tiran’a giderken aklımda hep Arnavut ciğeri vardı. Bunda biraz da 'Arnavut ciğerini yerinde yersiniz' diyen arkadaşların emeği vardı tabii ki! İstanbul’dan uçağa bindiğimiz için yolculuk kısa sürdü. 1 saat 15 dakikalık yolculuğun ardından Tiran'a ulaştık. Tur şirketi bu kez işi sağlama almış, karışıklık olmaması için bir gün önceden Tiran’da kamp kurmuştu. Havaalanında hemen pasaport kontrolüne girdik ve ardından otele yolculuk başladı. Kalacağımız otel havaalanına yaklaşık 25 dakikalık uzaklıktaydı. Otobüsle giderken ülkenin Türkiye’den ne kadar geri kaldığını görmemek için kör olmak gerekirdi. Şehir yeni bir yapılanma içine girmiş, her tarafta inşaat var. İlk karşılaştığımız görüntü ise oto yedek parçalarının sanayide değil de yolların kenarlarında satılmasıydı. "Ne alırsan 1 milyon" dükkanı gibi tezgahlar yolların kenarına serilmiş, jant kapağı, far, kaporta gibi aklınıza gelecek bütün araba parçaları… Şehre yaklaşırken çevre biraz daha değişiyordu. İçiyle dışı farklı gibiydi Tiran'ın. Yüksek katlı binaların üzerlerinde bağ bahçelerin yanı sıra villaların da yüksek binaların çatılarına yapılması dikkatimizi çekmişti. Her gittiğimiz yerde farklı yapılaşma ve kültürle karşılaştık bugüne dek ancak Tiran gerçekten farklı gelmişti bizlere. Uzun yıllar Osmanlı idaresinde olan şehirde Osmanlı'nın izlerine rastlamak mümkün ama bu izlerin silinmek üzere olduğunu da gözlemledik. Kaldığımız otel Tiran'ın en iyi otellerinden biri. Otele yerleştikten sonra şehri gezelim ve karnımızı doyuralım dedik. Çıktık sokağa ve ilk önce Türk lokantası aramaya başladık. Hemen adres gösterdiler bize: 'Sofra Turka.' Aklımda Arnavut ciğeri vardı. Hemen siparişi verdik. Lokantanın sahibi Taner bey, "Burada Arnavut ciğeri diye bir şey yok" diyerek birdenbire umutlarımızı bitirdi. Meğerse Arnavut ciğeri Türklere has bir lezzetmiş. Arnavutluk'un meşhur yemeği ise börekmiş. Bu gerçekle de yüzleştik. Bunları öğrenip karnımızı doyurduktan sonra şehri gezelim dedik. İskender Bey Meydanı'na gittik. Kaldığımız otel de bu meydanda yer alıyor. İskender Bey Heykeli, Osmanlı Saat Kulesi ve Ethem Bey Camii burada bulunuyor. İskender Bey Camii ayakta kalan nadir camilerdenmiş. Komünizm dönemi camilerin hepsi yıkılmış, Ethem Bey Camii ise müzeye dönüştürüldüğü için kurtulmuş. İbadete açık bir cami olan Ethem Bey Camii turistlerin de ilgi odağı. Tiran’ın Karadeniz’e benzer özellikleri de yok değil. Etrafı yüksek dağlarla çevrili, doğası da yemyeşil. Çoğu yeri çay ve fındık bahçelerini andırıyor. Arnavutluk sokaklarında erkek nüfusu bayan nüfusundan daha fazla olduğu bir gerçek. İnsanları gösterişe meraklı, bunu lüks arabaların yanı sıra giyimlerine gösterdikleri özenden anlamak mümkün. Tiran'daki kızlar da son derece rahatlar. Dekolte giyinmeyi seviyorlar.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap