Dün yapılan yanlışların baş sorumlusu olanların derdi gerçekten Trabzonspor sevdası mı? Dün; Devletin, 'Ticaret yapamaz' dediği ve yurt dışına çıkış yasağı koyduğu bir adamı Trabzonspor’un başına layık görürken, Dün; Sadri Şener yönetimleri kulüp hisselerinin yarısını satarken (üstelik lot değeri 17 TL olan bir lotluk hisseyi 4 TL'den satıp kulübün yarısını elden çıkarırken), Dün; 27 işe yaramaz yabancı oyuncu uğruna milyon eurolar çöpe atılırken, Dün; Sadri Şener dönemlerinde alınan tüm oyunculardan zarar edilip milyonlar heba edilirken, Dün; ilk görev yılında 30'u aşkın transfer yapan Şener ve ekibine selam durulurken, Dün; Burak, Selçuk, Egemen gibi yıldızlar içimizdeki 'İrlandalılar' tarafından İstanbul kulüplerine pazarlanırken ve ellerini sallayarak giderken, Dün; şike olayı patlak verdikten sonra, tam 6 ay süre ile dönemin kulüp başkanı çıt çıkarmazken, Dün; Kulüp Başkanımızın Aziz Yıldırım'dan 95 milyon dolarlık iş aldığı belgelenirken, Dün; 6222 sayılı şike ve teşvikçileri 'korumaya' alan yasa, Kulüpler Birliği Vakfı'nca hazırlanıp, ilk imzayı Sayın Şener atarken, Dün; 'Derin Trabzon'un ‘ağabeyi’ istediği için kulüp AK Parti'ye teslim edilip, siyasiler kulüp kamplarında cirit atarken, Dün; 37 milyon lira olan borç 200 milyon liraya çıkarılırken (Satılan borsa hisseleri hariç), Dün; Fenerbahçeli M. Ali Aydınlar’ın TFF Başkan adaylığına ilk destek veren olup, 'Bu görev için biçilmiş kaftan' ifadeleri kullanılırken, Dün; Sadri Şener dönemlerinde futbolcu menajerleri ihya edilip, Trabzonspor tarihi boyunca ödenen komisyonların toplamından fazla ücretler yalnızca o dönem ödenirken, Dün; Serkan, Giray, Mustafa, Bamba, Cech, Celustka, Emerson, Colman, Zokora, Aykut, Adrian, Volkan, Henrique, Halil gibi hurda yığını ile enkaz ve tükenmiş bir kadro bırakılırken, Dün; Hüseyin Cimşir ve yedek kaleci Zeki Ayvaz dışında Trabzonlu tek bir oyuncu takımda bırakılmazken, Dün; Trabzonspor’un kredi kartları Başkan ve yöneticilerin ceplerinde uçuşup trilyonları bulan harcamalar yapılırken, Dün; tarihin en büyük ekonomik harcamaları, taraftarın inanılmaz desteği, siyasilerin kulübe kaynaklar yarattığı en geniş imkanlar varken, üstelik İstanbul takımları yarışın içinde yer alamayacak kadar kötüyken elde edilen Türkiye Kupası'nı birileri 'Başarı' olarak lanse ederken... Ve daha nice yanlışlar yapılmışken; Trabzonspor adına cevap bekliyoruz: 'NEREDEYDİNİZ?' Diyoruz ki; Bugünkü mesele İbrahim Hacıosmanoğlu meselesi değildir. Mesele; kendilerine biat etmeyen, kendilerinden icazet almayan bir yönetimi, geçmiş yönetimlerde yaptıkları gibi 'hizaya çekme' meselesidir. Dertleri asla Trabzonspor’umuzun yüce menfaatleri değil, kendi itibar ve çıkarlarını kurtarmaktır. Mevcut yönetimin tüm yanlışlarını hep beraber eleştirelim. Derdimiz kimsenin aklanması veya birilerinin yanlısı olmak değil. Tepkimiz; 1980’li yıllardan beri var olan çifte standart anlayışadır. 2000 yılında 6 milyon dolarlık borca kıyamet koparanlar; geçen 14 yıllık süreçte vaat ettiklerinden neyi gerçekleştirmiştir? Kulüp şampiyonluklar mı kazanmıştır? Borç nerelere, kimler tarafından çıkarılmıştır? Çıta düşürülüp, itibar yerle bir olmuştur. Peki gerçekler böyle iken, 'Derin Trabzon' bugün hala neyin peşindedir? Şimdi gelin; amaç Trabzonspor ise bu çifte standart anlayıştan vazgeçelim. Gelin kulübümüzü tek yürek, tek yumruk olarak eski şaşaalı günlerine birlikte döndürelim. Kongreleri kişisel ihtiraslarımıza ve menfaatlerimize göre değil, Trabzonspor’un çıkarlarına uygun şekilde gerçekleştirelim. Çünkü aslolan Trabzonspor’dur.