Linç ettiğiniz yetmiyormuş gibi, şimdi de senaryo yazıp karalamaya çalışıyorsunuz. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Öküzün altında buzağı aramanızın nedeni nedir? Yaptığınız ne insanlığa sığar ne de adamlığa. Yakaladınız ya, vurun abalıya, kim tutar sizi! Olayın failleri yakalanmadığı için her türlü senaryo yazılacak. Bel altı vuruşları ise işin bir başka boyutu... Nasılsa çamur at izi kalsın... Kapı arkalarını, gazeteleri bırakın, internet sitelerinde bile dedikodunun her türlüsü cirit atıyor. Ya kısasa kısas yapılıp, tesislerde arşivlenen kamera görüntüleri sızdırılsa ne olacak? Ya güvenlikçiler konuşursa, düşünebiliyor musunuz, bırakın dananın kuyruğunu, dananın kendisi kopacak. Biraz insaf, biraz edep... Bütün mesele Köksal Güney’i istifa ettirmekse işin yolu yordamı böyle mi olmalı? Sonra Güney istifa etse Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun genel kurul kararı alacağını mı düşünüyorsunuz? Hadi burayı da geçelim, herkesin sevdası olan Trabzonspor sizlerin babasının tapulu malı mı? Sizler olmazsanız Trabzonspor olmayacak mı? Burası Trabzon, herkes herkesin ta ciğerinin köşesini biliyor. O nedenle destur durmakta fayda var diyoruz...

DÜN DÜNDÜ...

Sinan Zengin, zaman zaman yaptıklarıyla, ettikleriyle gündeme gelir. E kolay değil, unvanı genel müdür olunca, isminin de anılması doğaldır. Önceki gün Trabzonspor’a yakın bir dostumuz ziyaretimize geldi. Kendisiyle sohbet ederken, dostumuz konuyu Trabzonspor’un işleyişine getirdi. Haliyle Sinan Zengin’i anlatmaya başladı. "Bak ben bire bir şahidim, imza toplama kampanyasının bir kolunda da Sinan Zengin vardı. Elinde isim listesi kapı kapı dolaşıyordu. Zengin’in imza aldıklarına neler söylediğini ben biliyorum. Eğer söylediklerini açıklamazsa ben açıklamak zorunda kalacağım." Vallahi dostumuzun anlattıklarına şaştık kaldık. Belki de dostumuz imza verenlerden birisiydi ki, Sinan Zengin olayında bu kadar keskin ve net konuşuyordu. Altını çizmek istediğimiz konu ise, görevdeysen en iyi yönetim bizim yönetim deniyor. Görevden alındığınızda, yönetimi devirmek için yapılan her türlü hamlenin içerisinde koşmaya çalışıyorsunuz. Sinan Zengin’in olayı belki de böyledir. Ne yapsın Sinan Zengin? Kendisini suçlayıp kamuoyunun önüne atan yönetim kurulunun aleyhine imza toplamasaydın.

ÖYLE BİR DERT Kİ...

“Bu dert beni iflah etmez öldürür” şarkısının sözleri sanki bizim İrfan Çakır’a uyarlanmış. İrfan kardeşimizin tek derdi Trabzonspor. Geçimi, çoluk çocuğu bir tarafa bırakmış, kendisi için varsa yoksa Trabzonspor... Nasıl bir sevdadır? Nasıl bir tutkudur? Nasıl bir bağlılıktır? İrfan bile bu işin içerisinden çıkamıyor. Trabzonspor mağlup olduğunda, İrfan Çakır’a geçmiş olsun mesajları yağar. Dostları ve yakın arkadaşları bilirler ki, İrfan bitkisel hayata girmiştir. Son haftalarda İrfan’ın keyfi yine kaçtı. Trabzonspor kötü oynayıp bir de mağlup olunca, Çakır’ın dengesi iyice bozulmuştu. Allah’tan İrfan’ın imdadına devre arası yetişti. Bundan dolayı da İrfan kardeşimiz biraz olsun gerçek hayatına dönebildi. Trabzonspor sevdası böyle bir şey olsa gerek. Allah önce İrfan’ın, sonra da Trabzonspor’un yardımcısı olsun.