Trabzon’da oldukça renkli bir dönemden geçiyoruz. Hem spor hem cemiyet hayatında haberler rüzgâr gibi hızla esiyor. Bazıları fil olmak isteyince diğerleri de onların altında ezilen çimen oluyor. Bir yandan KTÜ Rektörlük seçimi, diğer yandan siyasi çekişmeler devam ediyor. Gazeteciler Cemiyeti’nde de büyük bir yarış var. Ancak herkesin gözü Doğu Karadeniz’in en büyük anonim şirketi olan Trabzonspor’da. Şehrin asıl nabzı yine Mehmet Ali Yılmaz tesislerinde atıyor. Fenerbahçe derbisine saatler kala Trabzonspor yeni yıl planlarına başladı.

Ancak Trabzonspor’un amacı ne? Şampiyonluk mu? Avrupa kupaları mı? Yoksa mevcut sorunları çözmek mi? Hedef başarılı olmaksa “Trabzonspor yönetimi” önerileri dikkate almalı. Hepimiz biliyoruz ki; “Trabzonspor bir şehir kulübünden fazlasıdır.”

Oynadığı futbolla şöhreti sınırları aşan Trabzonspor idarimali- sportif anlamda ne yapmalı? İdari anlamda Trabzonspor İstanbul’dan gelen kısa süreli memurlar yerine şehrin bağrından yetişen insanlara emanet edilmeli. Bu yönetim kadrosuna da şehirle diyalog kurabilecek ama mutlaka “futbol oynamış” bir Trabzonlu patron olmalı. Mali anlamda Trabzonspor; yüksek faizle kredi alarak kulübün geleceğini ipotek altına koydurmaktan vazgeçmeli. Kar getiren projelerle sıcak para akışını desteklemelidir. Bu bağlamda Ts Clublar daha kurumsal bir sistemle işletilmelidir.

Sportif kanat Trabzonspor’un Yapılanma sorunu yaşadığı en önemli kurum. Futbolcu fabrikası olan Trabzon’da kısır bir döneme girildi. Yeni jenerasyonlar gayet yetenekli olmasına rağmen bir türlü istenen verime ulaşılamadı. Bu noktada kanaatimiz Trabzonspor’un Ajax ve Barcelona gibi Avrupa’nın köklü kulüplerini model alarak yabancı hocalarla alt yapıda kaliteyi yükseltmesidir.

Çünkü alt yapıdan yetişen yetenekli oyuncular belli bir seviyeden sonra düşüşe geçiyor. Kulüp şehirle bütünleşmeyi başarmalı. Başkan ve yönetim kurulu üyeleri, camianın sesine kulak vermeli. Sadece futbolcuların değil personelin de takımla bütünleşmesi sağlanmalı.

Başarı, tek adam yönetimi ile değil kolektif yani birlikte çalışma ruhundan doğar. Trabzonspor’un 50. Yılına birkaç ay kalmışken biz halen "Lucescu mu Ersun Yanal mı hoca olsun"u tartışıyoruz. Trabzonspor’a takımı yönetecek direktör değil kulübe yön tayin edecek uzun vadeli bir futbol adamı lazım. Trabzonspor Koleji, Trabzonspor Avrupa Futbol Okulları gibi ertelenmiş projeler takımın geleceği adına derhal hayata geçirilmeli.

Sevgi ve saygıyla.