Avni Aker’de oynanan son Karadeniz derbisi saat 4’te başladı ve iki komşu takım da saat ayarlarından oynamadan toplam dört gollü bir resital sundu izleyenlere. Aşırı yağmur ve ağır zeminde oynanan maçta geçen hafta deplasmanda G.Saray’ı akıllı oyunla bir güzel pataklayan bordo – mavili takım bir nevi okyanusu geçti, bir hafta sonra evinde bu kez çayda değil de Rize karşısında az kalsın Kweuke’nin etkili futbolu ve yağan yağmur altında boğuluyordu. İki takımın futbolcularını, teknik adamlarını ve başkanlarını yer değiştirelim. Trabzonspor’un en büyük sorunu ne? Açık ara golcüsü yok. Al Kweuke’yi, koy Trabzonspor’un 11’ine, bak neler oluyor. Rizespor’da yıllardır sorun nerde? Elbette “beyin”de. Orta sahada oyuna yön verecek, duran toplarda usta ayak, dar alanda problem çözebilecek kaliteli bir ayak...

Şifo Mehmet döneminde Avusturya kampına gelen ve geri gönderilen Mehmet Ekici’yi koy Rizespor’a bak neler oluyor. Düşünün Mehmet Ekici & Kweuke işbirliğini. Hangi takımda olursa olsun. İster bordo – mavili forma altında isterse yeşil – mavili forma altında. Mehmet Ekici’nin oyun zekası, pas kalitesi, lokum gibi ortalar altında Kweuke attığının iki mislini atar. Saha içinde iki takımın sorunu; birinde golcü yok, diğerinde beyin yok! Saha kenarına gideyim. Bir yanda Ersun Yanal, diğer yanda Hikmet Karaman. Kadroya bak! Akhisar’da estiren Güray, Antep’te döktüren Muhammet Demir başta olmak üzere Aytaç, Okay Yokuşlu, Uğur, Yusuf, Rize’nin sezon başında çok isteyip alamadığı Bero... Bu futbolcuların hangisi gelişti Ersun hoca ile ? Bırakın gelişmeyi, bence geri gittiler. Geldikleri takımlarda yıldız olan birçok oyuncu üstüne koyacağına geri gitti. Gelelim Hikmet Karaman’a... 300 bin Euro en pahalısı. Onun da üçte biri peşin, diğeri maç başına... Orhan, Ümit Kurt Sivas’ta dip yapmıştı, Karaman ile yeniden ayağa kalktı, ligin açık ara en fazla hava topu alan oyuncusu, Iraklı İsmael, her maç üzerine koyuyor, önceki günkü maçın da en iyileri arasında ve 28’inden sonra futboluna, fizik gücüne aklını koyan Kweuke. İki hoca arasında fark burada. Karaman geliştiriyor, Yanal maalesef 3. kez geldiği Trabzonspor’un başında eldeki oyuncuları köreltiyor. Maça bakalım bir daha. Karaman, yerinde müdahale yaparak oyunun şeklini değiştirdi; Ersun hoca ise Koreli Suk’u oyuna alarak Rize’nin 12. adamı olarak sahaya sürüyor. Bir de kulüp başkanlarını teraziye koyalım ve bu konuyu kapatalım. Trabzonspor takımının başkanı kim olursa olsun hep medyatik. Hemen hemen her gün bir kanalda, her gün bir gazetede özel röportajı var. Bu medya için iyi bir şey ama taraftarın beklentisi o şehrin duyguları verilen gazlar sonrası ekonomik olarak yanlış transferler maalesef kulübü borç batağına saplanıyor. Bu durumdan yıllarca en çok etkilenen takımların başında Trabzonspor geliyor. Bizim Başkan Kalkavan tam tersi. Süper Lig'de 4. sezonda iki kez medyanın karşısında çıktı. Biri babaocağı İyidere’de Pileki Mağarası'nın kapısında medyayı ağırladı sabah kahvaltısında, bir tencere bol zolili sarma eşliğinde meşhur “ayı” kelimesi altında; diğeri ise bu sezon borsanın çardağı altında ince belli bir bardak çay eşliğinde. 'Para değil, akıl veririm' dedi.

"Bana kaç yumruk atarsınız" Survivor yarışması düzenledi. Kimi arkadaşlar yufka yürekli davrandı “kıyamam” dedi, kimi ise yorulana kadar vururum diyerek gücünü gösterdi. Değiştirelim başkanları... Adım gibi eminim Trabzonspor takımı Kalkavan başkanlığında mali yapısı başta olmak üzere başarıdan başarıya koşar. Burada ağlayan Trabzon basını olur, sevinen kesim ise taraftarı. İki komşu şehrin değiş tokuş hesabından bunlar çıkıyor. Saha içine tekrar inecek olursam, Rize adına “Kweuke ortalayacak, Kweuke vuracak” durumuna yeniden döndük. Bir futbolcu bir takım için ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahitlik ettik. Bununla birlikte İsmael ve Orhan, ortada Peturcci’yi es geçmeyelim. Maçta Trabzonspor’a iki penaltı veren hakemi ayakta alkışlıyorum. İkisi de doğru karar ama aynı hakemin zırt pırt düdük çalarak atakları kesmesi, tempoyu düşürmesi ise tam bir fiyasko.