Hani “Kulüpler Birliği, TÜFAD’lar, TFF” nerede? Yıllardır yazarım, anlatmaya çalışırım. Türk futboluna bazı cambaz menajerler aracılığı ile sızmış olan Afrikalı futbolcular (ki buna Güney Amerikalı futbolcular da dahil) her defasında Türk takımlarının canlarını yakmakta, antrenör ve teknik direktörlerin keyiflerini kaçırmakta, kulüplerin gelecekleri ve dengeleri ile oynamaktadırlar.

Aldıkları sıra dışı ücretler yanında bir sürü dedikoduların ve olmaması gereken hayali işlerin de üzerlerinde spekülasyonların yapıldığı bu konulara hem açık hem de müsait adamlar. Arada bir, ‘Afrika Kupası’ adı altında oynanan maçlara ise takımlarının durumlarının kritikliği onları hiç enterese etmeden kaçıp gitmeleri ve gittikten sonra da keyiflerince gelmeleri ile ünlendiler. Bu oyuncular disiplinden uzak, vefasız, aşırı para canlısı insanlar. Hele bir de ellerine ipleri geçirdiler mi, işiniz bitiktir. İşte son örneği Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Hikmet hocanın başını ağrıtan Kweuke adlı oyuncu.

Hikmet Karaman dahil bundan önceki hocaların da başını devamlı ağrıtmış bir oyuncu. Galiba bir yerlerden kulağına transfer teklifi de mi ne çalınmış. Üç beş kuruş fazla alacak aç herif, belki de iki veya üçüncü yılını doldurduğu Çaykur-Rizespor’a başladı vefasızlık yapmaya (tecrübe ile sabit karakterleri icabı). Bir de sahada Hikmet hocaya posta atmaya kalktı. Sen kimsin be? Demek ki ayağı biraz düz bastı ya...

İşte bu Afrikalı futbolcuların karakteri alenen belli oluyor. Bunlarla sadece Rize’de değil diğer takımlarda da aynı sorunlar yaşanıyor. Trabzonspor da aynı sıkıntıları yaşadı, yaşıyor, yaşayacak da. Zira bu oyuncuların ne yazık ki para görmemiş ve aç gözlü olmaları, kendi ülkelerinde ellerine geçmesi mümkün olmayan meblağlar zaten zayıf olan kişiliklerini havalandırıyor. Bir de bahsettiğim cambaz ve onların karakterinde menajerlerin komisyon ve rüşvet ödentilerine açık olmaları, futbol ahlâkının hepten içine ediyor.

İşte son Kweuke olayında Hikmet hocanın tutumu, doğrusu takdire şayandır. “Sen kimsin be? Bir emektar Türk teknik adamına kafa tutacaksın çulsuz herif?” Ben olsam öleceğimi bilsem bu adamı bir daha oynatmam Hikmet hoca, yönetici arkadaşlar. Ha, diyeceksin ki; “Ben oynatmıyorum ama başka takımlar heriflerin kolunu kapıyor.” Hah işte mesele burada. Bir yabancı oyuncu aç gözlülük yapıp bir hocaya saygısızlık yaparsa, diğer kulüpler de onu asla almamalı. Hani bizim “Kulüpler Birliğimiz”, hani bizim “TÜFAD’larımız” ne oldu, bu dernekler ne için var?

Aralarında haberleşip bu denli adamları veto edin “Türkiye’den defolup gitsinler”. Ya TFF, bu konulara el atamaz mı? Bakın işte o zaman nasıl hizaya gelirler. Komisyon, rüşvet ve oynadıkları takımları yarı yolda bırakmaya ve hocalara posta atmaya sıra gelince, kırk kez düşünecekler. Nedir yahu...? Herifler Afrika’dan gelecekler, bunca parayı alacaklar, bir de oynadıkları kulüplerin yöneticilerine ve teknik direktörlerine “Parmakları(!) ile tuz yalatacaklar”. Yuh yani!