Şimdi bu maçı değerlendirirken; Trabzonspor takımının oyunu hakkında bir takım iyi şeyler söylemek tabii ki mümkün. Şimdi Allah var, doksan dakikanın belki de seksen dakikasını Trabzonspor baskılı, bilinçli ve kontrollü oynadı. Bundan evvelki maçlarda göremediğimiz düzen ve hırs ,maç kazanma arzusu; sahada. oyun esnasında kendisini gösteriyordu. Sahada bugüne kadar görülmeyen bir taraftar yoğunluğu da vardı. Bunca taraftarın beklentisi de şüphesiz bir galibiyettir. Bu kadar iyi ve baskılı oyun sonunda da bu takımın galip gelmesi gerekirdi. Belki bazı arkadaşlarımız bu maçı rakip takımın kalecisi “Fatih’in başarısı” olarak ta yazıp hatta başlık dahi yapabilir.

Tabii Fatih’in hakkını yememek gerekir. Orada gözüken, değerlendirilemeyen pozisyonların başarısını tamamen Fatih’e mal edeceklerdir. Fakat bana göre (Fatih’in hakkını da yemeden) bunlara “Bizim forvet (!) oyuncularımızın beceriksizliği” diye yorum bıraksak daha isabetli olur. Bakın; dikkat edin, kaçan pozisyonlara, hep vuruş var fakat kötü vuruşlar. Pozisyonlarda heyecan var ama mantık ve ustalık yok. Peki bunların yani bu başarısızlığın kaynağı ve sebebi ne? Forvet yeteneği ve kabiliyetinin olmayışıdır. Bu gol sahaları içerisinde topa nasıl ve nereye vurulacağı hesabının o anda yapılmadan “Kör bir vuruş” adı altında yapılmasıdır. Pozisyonlarda aklı başında ve gerçek bir forvet oyuncusu yani gol adamı olsa, o sahalarda ve pozisyonlarda kalecinin topa atlamasına dahi fırsat vermeden kaleciyi avlar ve ne kaleciyi meşhur etmiş olurdu ne de sahadan galibiyetsiz çıkardınız. Ha, mesele nereye geliyor? Geçen haftalarda yazdığımız gibi “Forvetsiz oynuyoruz”. Ne demek forvet? Gol yapmasını bilen adam demektir. Rakip savunmayı yoran, bozan ve pozisyon üretip, atan veya attıran demektir. İşte bizde bu yok.

Bu şartlar altında bu kadro ile olması da şimdilik mümkün değil. Bu maçın ardından sadece şunu söylemek isterim; “Bu durumda ne yapsın Ersun Yanal”. Öyle ya takım, gerçeği söylemek gerekir ise kondisyon, sistem, oyun düzeni bakımından hazır ve düzgün idi. Takım geçen haftalara göre belli ki çıta atlamış. Fakat şu gol meselesi var ya ah gol. İşte o apayrı bir yetenek. Allah vergisidir arkadaş. “Al da at” derler ama atamazlar, işte öyle bir şey. Beklentimiz yine gelecek haftalara, sabra kaldı. Son olarak şunu da unutmayalım ki, bizden giden tüm oyuncular adeta bize karşı düşman. Acaba neden?