Şota ile başladık, alt yapı hocası ile bitirdik. Bilinmeyen denklemlerle dolu karmakarışık bir sezonu değerlendirirken, hemen başında Türkiye Futbol Federasyonu ile Trabzonspor’un, Trabzonspor’un da Merkez Hakem Kurulu’nun yüzde 50’si ile sinsi ve gizli kalmış, yüzde 50’si ile ise karşılıklı açık açığa kılıçlı kalkanlı bir muharebe şeklinde devam etmiş, bir de üzerine Trabzonspor’un ucu açık borçları eklenince, Trabzonspor’un tüm dengeleri değişince, bir türlü takım hüviyetini ortaya koyamamışız.

Bütün olarak baktığımızda; yöneticisinden taraftarına, teknik heyetinden futbolcularına kadar her kesim etkilenirken, sonucunda 19 Mayıs’la biten başarısız sezonla, yeni bir yapılanmanın işareti olarak yeni sezona hazırlanan Trabzonspor’un yönetimi Ersun Yanal’la üçüncü kez anlaşmaya vardı.

“Doğru mu yaptılar, yanlış mı?” Bu sorunun cevabını ileride hep beraber öğreneceğiz. Bugünkü Kasımpaşa maçının bir önemi vardı; o da şu ki, handikaplı sezonu bir daha hatırlamamak için sezonun son maçı olması idi.

Trabzonspor hakikaten mali açıdan sıkıntılı günler geçirmektedir. Bu gerçek ortada iken, yönetimin 50. yıl şampiyonluğunu bir kenara bırakıp, şu aşamada yarışmacı bir takım yaratmanın yollarını aramalıdır ki; “Geçmiş yönetimler öyle yaptı, şöyle yaptı. Biz de yapsak ne olur?” mantığının doğru olmadığını hatırlamaları açısından önemli bir olaydır.

Halkın bir endişesi vardır ki, Ersun Yanal’ın alt yapıya verdiği önemin azlığıdır. Trabzonspor’u komple düşünmek gerekirse, alt yapı ve de 1461’in tüm işlevlerinin anahtarı Ersun Yanal’ın elindedir. O planlayacak, o görecek, o alacak, o oynatacak. İki dönem bu konuya eğilmedi ve de bir eser bırakmadı. Temennim odur ki, bu olguyu kulak arkasına atmaz. Şimdilik Caner Çuvalcı’nın idari menajerliğinin Trabzonspor’a katkısı olacağına şüphemiz olmadığını beyanla, haydi hep beraber beyler yeni sezona...