Genç bir meslektaşım soruyor: “Abi, CAS’taki duruşmaya kimler gidiyor?” “Hay senin duruşmana!” diyecek oluyorum; “Sen de gidiyor musun?” diye sormayı sürdürmez mi? Gel de kızma! Zaten “Trabzonspor’un şike süreci ile oyalandırıldığına inandığımı, enerjisinin tamamına yakınının sadece bu konuya  harcanmasını doğru bulmadığımı, bunun bu halde olduğumuzu yinelediğimi” cümle alem biliyor. Üstüne üstlük, bugün içinde debelendiğimiz tablonun sebeplerinin başında ‘şike ile yatıp şike ile kalkmanın’ geldiği gerçeği de ortada iken, bana böyle soru sorulur mu? TSYD Şube Başkanı olmasam, hukukun çukura gömüldüğü bir ülkede yaşadığını unutan meslektaşıma ters cevap bile vereceğim! Her ne ise, Trabzonspor’da bu konu ile ilgili muhatabımız olan Genel Müdür Yardımcısı meslektaşım Ulaş Özdemir’i arayıp, bilgi talep ediyorum. “Süre yakın. Yeşil pasaportlu gazeteciler ancak” diyor.

Ama her ne kadar İstanbul’da kalmış olsalar da, bazı gri pasaportlu meslektaşlarımın da İsviçre’ye götürülebilmesi için çaba gösterildiğini de sonradan öğreniyoruz. Her ne kadar söz konusu Trabzonspor olduğunda görevini tarafsız bir anlayış ile yapması gereken basın mensuplarından zora düşüldüğünde destek isteniyor olsa da, böyle zamanlarda aynı tavır pek sergilenmiyor! Bu da bir gerçek... Hem de, Trabzonspor ile mesleğini özdeşleştirmiş, yetmemiş şike sürecini derli-toplu bir hale getirerek kitaplaştırmış gazeteci İhsan Öksüz’e bile “Abi konu senin ilgi alanında, gelmek ister misin?” diye teklif bile yapılmadığına göre, bu kendine münhasır karar sahiplerini eleştirmenin de bana göre manası yok! Onu bile hak etmiyorlar!

ERSUN YANAL İLE RÖPORTAJ...

Tarihinin en garabetli günlerini yaşayan Trabzonspor’un Teknik Direktörü Ersun Yanal’ın Gençlerbirliği maçı sonrası açıklamalarındaki bazı kelimeleri kendi ifadesi ile röportaja çevirdik! Bakın neler söyledi? Süreç: Bu süreç sert ve acı olacak... İhtiyaç: Skor üretecek ve güvene dönüştürecek zamana ihtiyacımız var... İskelet: Trabzonspor’un bundan sonra iskeletini teşkil edecek oyuncuları belirlemeliyiz... Çöplük: Trabzonspor’u oyuncu çöplüğüne dönüştürmemek gerekiyor... Referans: Benimkiler belli. Çıkardığım oyuncular, kurduğum takım, oynattığım oyun ortada... Son söz: İstenilen Trabzonspor’u izlettireceğiz. Biraz kısa oldu galiba! Yorumlayarak uzatmak da size kalsın!

FUTBOL DEĞİL, HAKEM OYUNU KURALLARI İLE...

Türkiye’de maçlar, ‘Futbol Oyun Kuralları’ ile değil de, ‘Hakem Oyunu Kuralları’ ile yönetiliyor sanırım. Kara gömlek giyerek 10 yılı aşkın bir süre düdük öttürmüş, bayrak sallamış ve ‘futbol hakemi’ olarak da ismi kayıtlara geçmiş birisi olarak “Ben tamamen futbol oyun kurallarını uyguladım” dersem, pek inandırıcı olmaz. Benim de Fırat Aydınus’un Genç

lerbirliği maçında yaptığı gibi icraatlarım oldu. Ama onunki kadar 2 dakikanın içinde aynı harekete farklı cezalar verdiğim bir kararım, vallahi de billahi de olmadı! Nasıl olsun ki? 16’ıncı dakikada Gençlerbirliği ceza sahası içinde Güray, rakibin direk olarak kendine vücudu ile yaptığı itelemeye maruz kalıp düşüyor. Hakem Aydınus ‘devam’ diyor.

Çok değil bir dakika sonrası, yani 17’inci dakikada bu kez N’doye, Gençlerbirliği ceza sahası dışında tıpa tıp aynı müdahale ile düşürülüyor. Hakem Aydınus bu kez ‘faul’ diyor. Demek ki, faul olayı mekana göre değişiklik gösteriyormuş! Bizim zamanımızda böyle  bir şey yoktu. Demek ki sonradan konmuş! Kural değil, hakem kararı böyle oluyor galiba!

TRABZON, NE DERSE DESİN...

Doğrusu “Hoca ne derse desin, cemaat bildiğini okuyor”dur. Ama, söz konusu Türkiye’nin spor tesisleri bakımından en çeşitli ve de en zengin kenti Trabzon olunca, bu kez “Cemaat ne derse desin, hoca bildiğini okuyor” oluyor! Nasıl mı? Baksanıza; Trabzon’un neredeyse tamamı, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde her ilde olduğu gibi Spor Dairesi Başkanlığı’nın kurulmasını istiyor. Ama her ne hikmet ise Sayın Başkan Gümrükçüoğlu, bu talepleri kaale almıyor ve o da bildiğini okuyor!

BEN SİZE NE DİYEYİM?

Akyazı’ya taşınmayı bile yüzüne gözüne bulaştırıp, Avni Aker’e veda etmeyi beceremeyenlere ben ne diyeyim? Birileri; “Yönetici”deseler de! * O ki Akyazı’dan dem vurduk, Trabzonspor’da yöneticilik de yapmış sevgili Recep Denizeri’nin,  altına herkesin imzasını atacağı “Acı gerçek” diyebileceğimiz  teşhisini de paylaşalım: “Yakında Akyazı açılacak. Kim gidecek oraya? 2011 yılında Türkiye Futbol Federasyonu insanların futbol sevgisini yıktı dağıttı. Eskiden 1415 bin kişilik stada 25 bin kişi giderdi. Öyle bir sevda vardı. Şimdi ‘bedavacılar’ grubu türedi. Bunlar da iki el çırpmayla Trabzonsporlu olduklarını sanıyorlar.”