Spor Toto 3. Lig 2. Grup ekiplerinden Yomraspor’da Başkan Şemsettin Özcan, Trabzonspor’da yaşanan kongre sürecini ve Mor-Beyazlı ekipteki hedeflerini açıkladı. Bordo-Mavili ekibin başına geçecek olan başkan adaylarına seslenen Özcan, Trabzonspor’un kurtuluş reçetesinin küçülmeye gidilmesi olduğunu ve çevre ilçelerdeki oyuncuların tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Özcan, “Trabzonspor’un bölge takımlarına bakış açısı önemli. Öncelikli olarak bir Tarama Komisyonu kurulması lazım. Yetenekli, özel yetenekli futbolcular Artvin’den Samsun sahili içerisinde, bunların belirlenmesi lazım. Bunları takip edecek donanımlı, deneyimli, altyapıda bunu hazırlayabilecek bir teknik heyetin de kurulması lazım... Trabzonspor’un 3. Lig takımlarına veya Trabzon Amatör Küme’deki takımlara bakış açısı farklı ve bu değişmeli. Öncelikle Trabzonspor’da yabancı hayranlığı var. Alınan oyunculardaki yetenek ve karakter nasıl belirleniyor? Kim tavsiye ediyor? Bilinmiyor. Menajerlerden Trabzonspor’un kurtarılması lazım. Eğer Trabzon’da yaşayan bir insan bir menajer kadar düşünemiyorsa, Trabzonspor’u yöneten insanlar bir menajer kadar futbolu bilmiyorsa, o zaman bizim kendimizi sorgulamamız lazım. Bizim sokağa inen çocuk yürümeye başladığı zaman topla başlar, mezara da topla gider” dedi.

Futbolda şans faktörü de şart

“Futbolda şanssızlık ve şansın bir arada olması gerekiyor. Eğer sizin oynadığınız oyun, takım kurgusunu takım ediyorsa bu iyi, skorun hiçbir önemi yok, zamanla gelebilir. Günlük bakmıyoruz ama Yomraspor bu ligi tanımıyor. Biz bu ligin acemisi olduğumuzu belirttik ama oynadığımız futbol bizi deplasmanda, içeride tatmin ediyordu. Sonuç olarak biraz şans yüzümüze gülmedi. Ne tesadüftür ki, Trabzon takımlarının derbisinde bu tamamen bize şans olarak döndü.  Of’a rastladı. Tabii ki mutlu oluyoruz ama o kadar iyi maçlar oynadık, skoru yakalayamadık. Of maçında da skoru yakaladık. Puansal olarak hep yakalayacağımız zamanlar yakalayamadık rakipleri.”  

Raşit hoca daha yukarılarda olmalı

“Teknik Direktörümüz Raşit Çalık, geçmişinden bu yana başarılarla dolu, saha sonuçlarıyla dolu bir geçmişi var. Kısa dönemde vizyonu çıktı. Onun daha yukarılarda olmasını istiyorum. O iç dünyasında takım kurarken play-off’u kesin oynayacak, kafasında vardır, hala daha o düşünceyle gidiyor. Onun için senede 3-4 genç oyuncu katacağız, kemikleştirelim takımın kadrosunu. Yavaş yavaş zaman da buldukça, onlar da fırsat bulur diye düşünüyorum. Ama oyuncuların çok çalışmaları lazım.”

Her golde bir emek var

“Bir hedef koyarken oyuncu kuruluşu önemli. O anda herkes o istek, arzuda oluyor. Oyuncu da heyecanlanıyor, hata yapıyor,  bireysel hatalar çok bizim takımda. 16 maç oynadık, 16 maçta koordineli olarak gol yesek de sorun yok ama bizim attığımız gollerde hep çalışma var, bir emek var, tesadüfen gol atmadık. Ama çok tesadüf hatadan gol yedik.”  

Pilot takım kuracağız

“Yomraspor 2. Amatör Küme takımı kurdu. Yomra’dan oyuncuların ağırlıklı olduğu bir takım. Birinci hedefim o takımı 1. Amatör Küme’ye çıkarıp, orada bir pilot takım yerleştirip, orada genç çocuklarla oynamak. Yomralı olması önemli değil. Arsin, Araklı, Rizeli, Giresunlu da olur. Ama bir oyuncuyu altı ay görüp izlemem lazım. 5-6 kişilik bir komite orada oynayan oyuncuyu izleyecek. Amacımız ekonomik olarak rahatlamak. 2. Amatör Küme’den 1. Amatör Küme’ye çıkması. Biz devam ederiz, kalırız, şartlar neyi getirir bilemem ama orada öyle bir projem var. Onu hayata geçirirsek, Yomraspor için de iyi olur diye düşünüyorum, Trabzon futbolu için de.”

Düşünülen her şeyi konuşamazsın

“Trabzonspor’da bundan önceki kongre sürecinde yaşanan olaylar ve taraftarların gönlünde taht kurmuş, taraftarın diliyle konuşan bir başkan istiyordu. Ama Trabzonspor’u yönetirken, taraftar gibi düşünmek doğru değil bence. İbrahim Hacıosmanoğlu o seçimi kazandığında taraftarın ve delegenin ne kadar sempatisini almışsa, geçmiş zamanda yapılan yönetimsel olarak boşluğa düşülen bir konumda o kadar da tepki aldı. Eğer yönetim kurulunda çok fazla istifalar ve yalnız bırakma olmasaydı ne olurdu veya o yönetimi yaparken ne kadar sağlıklı düşündü, ne kadar doğru karar verdiğini kamuoyu gördü. Tabi ki Trabzonspor Trabzon’a bir değer katmıştır. Değer katan bir futbol takımını yöneten insanların daha duyarlı ve daha sağduyulu olması lazım. Başkan olarak konuşulan, düşünülen her şeyi konuşamazsın” dedi.

Yomra’ya tesis kazandıracağız

“Güzel bir tesis yapmak için Yomra’da yer arıyoruz. Güzel bir tesis kazandıracağız, yanında nizami bir veya iki tane saha. Oyuncu girdiği zaman bütün zamanını değilse de günlük yaşamını geçirebileceği bir tesis. Kıyıları düşünmüyoruz. 35-40 dakikalık mesafede bir yere tesis düşünüyoruz. Belediyenin arsası olan bölgede olabilir. Prosedürü devre arasında hızlandıracağız. Yomraspor’un dışında da 1-2 takımın kamp yapmasını hedefliyoruz. 4x4’lük bir tesis yapacağız. Bir tane halı saha var Yomra’nın içinde. Onun dışında gelir, otoparklar vardı. Onlar belediye başkanları seçilmiş olduğu için çok fazla o işe girmiyorlar. Ama sürekli gelir getirebilecek  projeler lazım.”

Öncelikli olarak adalet dağıtacaksın

“Diyelim ki; ben 1 trilyon para vereceğim, 20 tane yönetici de 1’er trilyondan 20 trilyon yapar. Başkan da 10 trilyon verse 30 trilyon ediyor. Ben borcu olan bir kulübe neden 1 trilyon vereyim. Trabzonspor düzeni olan, borçsuz bir kulüp değil ki ‘vereyim de yarın kasadan alayım’ diyeyim. Başkan 2 trilyon versin, 500’er milyar da yönetimdeki kişiler versin. Kaybeden parasını geri alacak, kazanan hibe edecek. Cebinde 500 bin lira nakit parası olmayan adam yönetici olabilir mi Trabzonspor’a? Şu şartlarda oluyorsa sıkıntı var. Trabzonspor’un tek kurtuluşu var, çok fazla ya da paralı adama ihtiyacı yok. Trabzonspor küçülecek. Arsin’deki sağ bek oynayacak, Beşikdüzü’ndeki sol bek oynayacak, bir iki tane de kaliteli adam getireceksin koyacaksın oraya, 1-2 sene bu borcu eritecek. Borçlu adamla suçlu adam, zayıf adamdır, yönetemez. Başarısız olunca kimse ödün vermiyor. Ama şu takım 3’te 3 yapmış ligin başında oynanan bir futbol var. Bu oyuncular aynı oyuncular değil miydi? Kayseri’de deplasmanda ezilmeyen, ne yaptığını bilen bir Trabzonspor hüviyeti vardı. Trabzonspor’u yöneten Şota, teknik direktörsün. Orada bir problem var. Eğer kulübün üzerinde oyuncu, yönetici, teknik heyet olursa böyle olur. Kampı terk eden bir oyuncuyu Avrupa maçında kadroya koyuyorsan, ben başkan olsam görevden alırdım. Önce adalet dağıtacaksın. Adaletin olmadığı yerde hiçbir başarı olmaz.” 

Adayların söylemlerini samimi bulmuyorum

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun özeleştiri yapması gerektiğine dikkat çeken Başkan Özcan, adayların ‘borcu kapatacağız’ söylemlerini samimi bulmadığını ifade etti. Özcan, “Trabzonspor’da İbrahim Hacıosmanoğlu başkan ise ve yönetiminde bu kadar istifa varsa biraz da kendisine bakmalı ve öz eleştiri yapmalı. Yapmıyorsa Trabzonspor gibi büyük bir kurumun delegesi var, onlar karar verir. Ama delege neye göre oy kullanıyor onu bilemiyorum. Başkan adayları şuandaki borcu nasıl kalkındıracak. Bu kadar ekonomik gideri olan bir kulüpte bu iş nasıl yoluna girecek. Borcu kapatmada başkan adaylarının söylemlerini samimi bulmuyorum.”

3. Lig’de oyuncuya güven yok

“Enteresan bir lig yaşıyoruz. Türkiye’de futbol seyirci bakımından farklı bir algıya ulaştı. Antrenör, yönetici, hele de 3. Lig’de deplasmanda sanki bir başka ülkede oynuyormuş gibi oynuyor oyuncu grubu. Halbuki futbolda alınan tedbirler hiçbir yerde yok. Hem güvenlik tedbirleri hem müsabaka öncesi güvenlik Kurulu toplantıları, nereye gidiyorsanız daha fazla tedbir var. Ama oyuncu ve teknik heyet, sanki sahaların ebatları deplasmanda değişiyormuş gibi bir algı da var. Oyuncuya güven yok 3. Lig’de. Mecbur hata yapacak ama benim oyuncum yanlış koşmayacak.” 

Sokak futbolu Trabzon’da bitmedi

Özcan, “Sokak futbolunun ana temasını sorgulamak lazım. Yomraspor’un altyapısından gelen oyuncu bir kere kalıba sokulmaya çalışılıyor. Bu sene hocalarla toplantı yaptık ve dedim ki artık istemiyorum, oyuncuya bir şey öğretme özel yeteneği neyse onunla devam etsin. Duracağı yeri, gideceği yeri öğret, tekniğine bulaşmayın. Antrenör arkadaşlar geliyor. Ben antrenör değilim ama futbolu iyi bildiğimi her platformda savunurum. Sokak futbolunda ne vardı, kontrol yoktur. Herkes boş oynuyordu, özelliğini adam kaybetmiyordu. O zaman futbola başlama Trabzon’da 16-17, B genç takımı vardı bizim dönemlerimizde. B gençte bugün U17, U16 grubu. Oraya kadar gelen oyuncu kendi özel yetenekleriyle geliyordu. Hocanın da ona çok fazla artı katmasına gerek yoktu. Sadece idman programını oyuncunun performansını sürekli yukarıda tutacak, dayanıklılık, devamlılıkta bir güç katacak. Ama şimdiki antrenör arkadaşlar zannediyorlar ki oyuncuyu biz yetiştiriyoruz. Oyuncunun yeteneği varsa ona taktik yapabilirsin, teknik bilgi verebilirsin ona sahada durması, gitmesi, takım oyunu verebilir. Sokak futbolu Trabzon’da bitti diyenlere ben karşıyım. Trabzon’da futbolun tarihini yeniden yazmaya gerek yok. Babası ayrı, annesi ayrı, amcası ayrı karışıyor, oyuncunun zaten kafası karışıyor birbirine. Futbol anatomisinde yok öyle bir şey. Önce güveneceğiz. Antrenöre ya da kulübe verdiğiniz zaman çocuğu onun yaşantısını kontrol edebiliriz yatmasını, kalkmasını, yemesini, düzene sokabilir. Evde de bir oyuncu yaratmaya çalışıyoruz eksik oluyor”

Yomra’nın hedefini vatandaş belirler

“Geçen sene Yomra ilçesi gerek benden, gerek kulüpten, gerekse yönetimsel anlamda beklenti içerisindeydi. Yönetimin de beklentisi vardı, ‘şampiyon olalım 3. Lig’e çıkalım’ diye. ‘Biz ligi iyi bir yerde bitirelim, olursa olur play-off, olmazsa çok da önemli değil’ gibi bir görüntüsü var. Ama Yomra derse ki; “Bu üç maçın sonucunda biz play-off oynayalım”, potansiyeli yakalarsak oynarız. Ekonomi, manevi anlamda. Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu’nun istemesi lazım. Yomraspor olarak 10 senedir Yomra’yı ekonomik anlamda  bayağı yıprattık. Esnafından, yöneticisinden, ticaret yapan kişiden, oradaki belediye çalışanlarına kadar, hep para isteme yönünde bir algılama var. Onun için çok fazla da insanları yormak gerekmiyor. O insanlar bu sene bunu istiyor. Seneye derler ki ‘şampiyon olalım’, onu bilemem. Yomraspor’un hedefini Yomra halkı, Belediye Başkanı belirler.” 

Murat Selim