Futbol, futbol olalı bu kadar zulüm görmedi. Patenti "Fair Play" olan "centilmenlik"e hiç bu kadar eziyet edilmedi. Oysa, bir Mehmet Ali Yılmaz vardı. Beşiktaş'ın mali olarak en sıkıntılı döneminde, nefes aldıran isimdi. Naklen yayın görüşmelerinde yetkiyi Süleyman Seba'ya bırakacak kadar güvenirdi. Zaten sonra da, özerk futbolu getiren isim oldu.

BİR Süleyman Seba vardı. Rakipleri ile aynı uçakta oldukları için, kupayı kazanan futbolcularının sevinmelerine engel olan. Rakip takım başkanına küfür edildiği için gidip, tribünün ortasına oturan. Trabzonspor, Galatasaray, Fenerbahçe’den bahsederken, "Kıymetli rakiplerimiz" diyerek onlara değer katan, zarafetin en incesini ortaya koyan.

BİR Özhan Canaydın vardı. Ezeli rakiplerinin kendilerini 6-0 yendiği maçta, alkışlayarak çığır açan. Aile yadigarı, atalarından kalan, Beşiktaş'ın Arapça yazılı rozetini Süleyman Seba aracılığı ile Siyah-Beyazlılara verecek kadar centilmen.

ŞİMDİKİ başkanlar, şampiyonluğu alan rakiplerini alkışlamaktan bile aciz... Şimdikiler, ‘Delikanlı Fener, neredesin hani" diye tezahürat yapacak kapasitede!.. Ve şimdi koltuklarında oturanlar’ ne olursa olsun, her yol mubah" mantığında... Onun için, acil olarak futbola bir milat gerek.