SON DAKİKA



Haber > Spor > Alkışı duydum ihaneti gördüm

Alkışı duydum ihaneti gördüm

15 Şubat 2014 Cumartesi - 09:15




Selçuk Aydın, Spor Müdürümüz Gökmen Özağcı ve muhabirimiz Yunus Mermertaş’a içini döktü.





Son yıllarda Türk boksunda 'fenomen' olmuş bir isim Selçuk Aydın. Dünya Kıtalar Arası ve Avrupa Orta Sıklet Boks Şampiyonluğuna imza attığında her Trabzonlunun olduğu gibi tüm Türk halkının da yüreğine kazındı. Hırsıyla disiplinini birleştirdiğinde ringde tam bir 'dövüş makinesi' oldu. Karadeniz hırçınlığını kimi zaman ringlere yansıttı ama sporun etik değerlerinden hiçbir zaman taviz vermedi. 1983 Akçaabat doğumlu olan Selçuk Aydın, spor tutkusunun okulunun önüne geçmesine izin vermedi ve KTÜ Beden Eğitimi bölümünü başarıyla bitirdi. 1993 yılında başladığı boks sporunda sayısız başarıya imza attı. Dünyanın en büyük sporcularıyla karşılaştı. Türk'ün gücünü dünyanın her kilometre karesine taşıdı. Dünya şampiyonluğu için ringe çıkmayı başaran ilk ve tek sporcu olma unvanına sahip olan Aydın'ın başarı öyküsü her sporcunun örnek olması gereken nitelikte… DUYGUSAL AGRESİF Türkiye ve Trabzon’un bokstaki gururu Selçuk Aydın, 21 yıllık boks yaşantısını Karadeniz Gazetesi'ne açıkladı. Aydın, boks camiasında agresif biri olarak anılsa da oldukça duygusal bir yapıda olduğunu itiraf etti. Hayata dair hiçbir şeyi geçiştirmeyi sevmediğini söyleyen Trabzonlu boksör, kendisiyle ilgili sırlar verdi: "Detaycıyımdır, her işi ve konuyu sonuna kadar irdelerim. Duygularım birçok kez mantığımı yanlış yönlendirse de eninde sonunda mantığıma kulak vermişimdir. Bazen hafif, bazen de ağır tahribatlar yaşamış olsam da..." BİR OKUL YOLU HİKAYESİ Çocukluğundan beri 6. hissinin kuvvetli olduğunu ifade eden Selçuk Aydın, "Bu düşüncelerim beni hiç yanıltmadı. İçimden bir ses sürekli olarak bir gün toplumda rutin yaşayan birisi olmayacağımı kulağıma fısıldıyordu. Ve 1993 yılında o günün başlangıcı gelmişti. İlkokula gidiyordum ve bir gün okul dönüşü her şeyden habersiz babama okul güzergahımızda yeni açılan bir boks kulübünde spor yapmak istediğimi söyledim. Babam biraz şaşkın, biraz da kararsız şekilde buna müsaade etti ve şu an itibariyle hayatımın üçte ikisinden fazla zamanımın geçtiği boks sporuna kardeşim Yalçın Aydın ile başlamış oldum" dedi. SPORU BIRAKACAKKEN... "Amatör kariyerimde son derece kısıtlı imkanlarla, bir o kadar da istekli şekilde bu sporu icra ettik, ulusal ve uluslararası sayısız başarılar elde ettim" diyen Trabzon'un altın yumruğu, bu süreçte en büyük destekçilerinin antrenörlerinden sonra ailesi olduğunun altını çizdi. Aydın, "Bugünkü sportif ve kişisel gelişimimin yegane temeli sağlam bir iradeyle beraber sağlıklı aile yapısı ve antrenörlerimin özverili yaklaşımıydı" dedi. Zamanının büyük bir bölümünün spor salonlarında geçtiğini anlatan Aydın, şöyle dedi: "2006 yılında KTÜ Beden Eğitimi'ni bitirdikten sonra gelecek yaşantıma yön vermek adına sporu bırakma noktasına geldim..." ÖNER’İN TEKLİFİ "… Tam bu noktadayken dünyaca ünlü boks menajeri Ahmet Öner'in teklifiyle profesyonel kariyerime başladım. Bu teklif benim için dönüm noktası oldu. Sonrasında boks kariyerime fırtına gibi bir başlangıç yaptım. Kısa sürede rakiplerim için 'korkulu rüya' olarak adlandırıldım. İmza attığım başarılar medyada büyük yankı uyandırdığından kısa sürede fenomen haline geldim. Türk örf ve adetleri çerçevesinde özümle yaşamaya özen göstererek halktan kopmadım. İnsanlarla kurduğum diyaloglarda kendisine saygısını koruyan ancak bir o kadar da samimi davranan bir insan olmaya özen gösterdim. Ve bu dengeyi çok iyi ayarladığımı düşünüyorum." Bürokrasi engeli Avrupa’da spor yapıp hayatını kazanmış olmasına rağmen başarılarını büyük bir gururla başta Türkiye olmak üzere Trabzon ve Trabzonspor’a mal ettiğini anlatan Trabzonlu boksör, yeterince destek bulamamaktan yakındı: "Halkın manevi desteği dışında bu zorlu arenada somut olarak bizi destekleyebilecek kesimlerden, sayın başbakanımız dışında yeterli desteği göremedik. 2010 yılında, Dünya Şampiyonası yarı final maçı için Türkiye’de ringe çıkmak istiyordum ancak ülkemizde maç organizasyonu için yeterli bütçeyi oluşturmakta güçlük çekiyorduk. Dönemin Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’dan başbakanımızın desteği ve talimatıyla 'İstanbul Kültür Başkenti' tanıtım bütçesinden finansal yardım alarak organizasyonu ülkemizde gerçekleştirebildik. Türkiye'de profesyonel boks altyapısı olmadığı için görüşmelerimiz daima bürokrasi engeline takılıyordu. Ve deplasmanlarda ringe çıkmak zorunda kalıyorum. 2012 yılında dünya şampiyonluk final maçımı Amerika’da nasıl kaybettiğimi unutmamışlardır." Karakterini ortaya koydu Aydın, "Kamuoyunda sıkça rastladığım 'başkan seçilmeden önce sürekli yanımda görülen mevcut Trabzonspor başkanının bu süreçte neden yanımda olmadığı' sorusuna da açıklık getirmek istiyorum. 2008 yılında dünya kıtalar arası şampiyonluk maçını kazandıktan sonra dönemin başkan adayı olan Hacıosmanoğlu manevi destekçim olarak maçlarımda yerini almıştır" dedi. Aydın, sözlerine şöyle devam etti: "Eski bir Trabzonspor yöneticisi olarak maçlarımda beni yalnız bırakmayanlar arasında olduğu için, her platformda kendisini onore etmek adına ön plana çıkarıp başkanlık yarışında manevi desteğimi göstermişimdir. Ve kendisiyle manevi hukuk dışında hiçbir paylaşımımız olmamıştır. Şu anda Trabzonspor başkanlık koltuğunda oturan Hacıosmanoğlu, bir TV programında kendisine sorulan 'Başbakanla görüşmeniz nasıl olmuştu' sorusuna, 'Boksörün biriyle ziyaretine gitmiştik' cevabını vererek karakterini ortaya koymuştur…" "Şehrimizin güzide değeri olan Trabzonsporumuzun başkanlık makamına olan saygımdan konuyu uzatmak istemiyorum. Benim hayatımda hiçbir şey değişmedi. İlk günlerde olduğu gibi halen kendi irademle yoluma devam ediyorum. Bu yolda bana eşlik ediyor gibi görünenlerin bazıları Amerika’daki dünya şampiyonluğunu kaçırdığım maçın ardından ortadan kayboldu. Bunlar için üzülmüyorum. Çünkü hayatımdaki en önemli şey samimiyettir. Ve bana samimi görünerek iç dünyasında amaç ve gaye barındıran insanların aslında kendi hedeflerine ulaşabilmek için ışığımızdan faydalanmak istedikleri aşikardır. Ve böyle insanların eksikliği beni hiçbir zaman hedeflerimden alıkoymadı, aksine daha da hırslandırdı." Vefa ve hayal kırıklığı Aydın, "Bu yolda amaç ve gaye barındıran samimiyetsiz birçok insanla karşılaştım. Manevi değerlerimizden aldığımız samimiyeti ve saflığı kendi amaçları doğrultusunda kullanmak isteyenler oldu. Çünkü bana yakınlık gösteren herkese vefa göstermek zorunda hissediyordum. Bu durumda farkında olmadan hatalar yapmış olduk. Samimi zannettiklerimize omzumuzu yaslamakla beraber bu kişiler için göğsümüzü gerdik, yeri geldi siper olduk, asker olduk ancak hiçbir zaman karaktersiz olmadık" dedi. Trabzon boksu paramparça Trabzonlu antrenörlere göndermede bulunan Aydın, "Trabzon’da amatör spor camiası bölünmüş durumda. Bu gerçekten yakışmayan, üzücü bir durum. Nedenleri ise gayet açık. Camiadaki antrenör ve sporcular hasbelkader belirli bir başarı seviyesine ulaştıklarında egolarının yönlendirmesiyle hareket etmeye başlıyor. Büyüğünü küçüğünü unutarak liderlik gayretine bürünen insanlar camiada kutuplaşmalara neden oluyor. Bunun eksikliklerini bazı zamanlarda şahsen biz de yaşadık, maalesef bu düşüncelere sahip camiamızdaki bireyler kamuoyunda bizim başarılarımızı da görmezden gelerek, basitleştirmeyi tercih ederek kendilerini motive etmeye çalıştılar" dedi.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap