Trabzon, yağlı güreşin esamisinin okunmadığı bir yer. Nedenini bu röportajda okuyacaksınız. Ama bir Trabzonlu 2008 yılından beri yağlı güreşin zirvesi olan Kırkpınar’ın ağası. 1 Ağustos 1967 yılında doğan Seyfettin Selim, tıpkı Trabzonspor gibi 55 yaşında. 662.’nci Kırkpınar Ağası hemşerimiz ile hem Trabzonspor’u hem güreşi hem de ağalığını konuştuk.

- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Aslen Araklı’danım. Ailem buradan Sakarya’ya göç etti. Ben de 1967 yılında Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldim. Çok genç yaşlarda inşaat sektöründe işçi olarak çalışmaya başladım. 1997 yılında kendi şirketim olan Selim İnşaat’ı kurdum.

- Sizi ilk olarak 2008 yılının Kırkpınar Ağası olarak görüyoruz. Bu nasıl oldu?

Askere gideceğim zamanlarda Hasbi Menteşeoğlu Kırkpınar ağasıydı. Ağa olarak ilk tanıdığım kişi odur. Ona gösterilen hürmet, sevgi, onun gelene gidene ikramları, insanları ağırlaması, belindeki kaması, üzerindeki ağalık kemeri, kıyafeti; o genç yaşlarımda çok ilgimi çekti. Bu kim dedim? Ağa dediler. Bu güzel bir şeymiş dedim. İçimde bir ağa olma isteği belirdi. Askerden sonra yöresel bazı güreşlerin ağalığını yaptım. 2008 yılında da ilk kez Kırkpınar ağalığı nasip oldu. O yıldan bugüne 1-2 kez bıraktım. Ama baktım olmadı, hep devam ettim.



- Takip ettiğimiz kadarıyla farklı bir ağasınız. Neredeyse memleketin her tarafındaki yağlı güreşlere gidiyorsunuz?

Sadece Kırkpınar’a değil, tüm yağlı güreşe destek oluyorum. Geçmişte Kırkpınar’a hiç gitmeyen ağa bile vardı. Antalya’da güreş oluyor, belediye başkanı ta buraya kadar gelip beni davet ediyor. Başkaları da aynı şekilde davet ediyor. Ben de bu davet edenleri kıramıyorum. Yoruluyorum, işim başımdan aşkın ama gidiyorum. Pehlivanlara ödül verdiğim için gittiğim yerlerde büyük saygı da görüyorum. Siyasiler de bana büyük saygı duyuyor. Çünkü çayıra asla siyaseti sokmuyorum. Yağlı güreş ata sporudur ve siyaset üstüdür.

- Ama bazen de gittiğiniz güreşleri eleştiriyorsunuz. ‘Bugün güreş olmadı’ diyorsunuz mesela.

Evet. Benim gittiğim yerde pehlivanlar adam gibi güreşecek. Güreşi bırakmayacak. Bunu hissettiğim anda tepkimi koyuyorum. Ben sembolik ağa değilim. Güreşten anlıyorum. Paramı veriyorum. Zamanımı veriyorum. Ağayım. Yetkim de var. Haksızlık görürsem müdahale ederim. Güzel şeyler yapıyoruz. Ama güreşi daha kıran kıran hale getirmemiz lazım.



- Seyirci nasıl?

Normal güreşin seyircisi yok ama yağlı güreşin seyircisi çok. 10 binler geliyor meydanlara. Bu her geçen yıl daha da artıyor.

- Geçen aylarda Bulgaristan’daydınız.

Evet. Koca Yusuf’un köyündeki güreşlere gittim. Her sene orada Yunanlı ve Bulgar pehlivanlar kazanıyordu. Bu sene kafaya taktım ve Türkiye’den 60 pehlivanı oraya götürdüm. Ve tüm boylarda bizim çocuklar kazandı. Osman Paşa marşını söylettirdim orada.

- Trabzonlular yağlı güreş yapabilir mi?

Yağlı güreş Trabzon’da olmaz. Olmuyor. Niye olmuyor? Trabzon’da yazın 2-3 ay güneş var. O zaman bile yağmur yağıyor. Nerede güreş yapacaksın? Trabzon’dan minder güreşçisi çıkıyor. Fatih Çakıroğlu var mesela; Dünya Şampiyonu. Çok seviyorum. Ama onu yağlı güreşe kaydıramıyoruz. O bile bana dedi ki; ‘Abi yağlı güreş bize göre değil’. Yağlı güreşte bırak Trabzon’u; Rize’den, Giresun’dan da kimse çıkmıyor. Ordu ve Samsun’dan ise var. Türkiye’de en çok Antalya, Kocaeli, Balıkesir gibi yerlerden pehlivan çıkıyor.

- 14 kez Kırkpınar ağası oldunuz? Ağalık ne zamana kadar sürecek?

Benden daha başarılı olacak, zamanını verecek biri gelince.

- Sizce hangisi daha zor: Futbol mu yağlı güreş mi?

Yağlı güreş. Tamamen güce dayalı ve 1 saniye dinlenme şansın yok. Gün içinde 7-8 saat güreş yapıyorsun ve ertesi gün bu yine devam ediyor. Futbolcu maç içinde dakikalarca dinlenebiliyor.

- Gelelim Trabzonspor’a. Trabzonspor’a da destek verdiğinizi görüyoruz.

Ben Trabzonluyum. Trabzonsporluyum. Gelmiş geçmiş yönetimlere bakıyorum. En büyük desteği M.Ali Yılmaz veriyordu. Ben de onun yolundan gidiyorum. Çok iyi hatırlıyorum M.Ali Yılmaz başkan olsa da olmasa da Trabzonspor’un payını hep ayırıyordu. ‘Bu para Trabzonspor’undur’ diyordu. Ben de son yıllarda her sene Trabzonspor’a yardım etmeye çalışıyorum. M.Ali Yılmaz’dan sonra Trabzonspor’a para harcayan başka biri gelmedi. Şimdi Ahmet Ağaoğlu var. Ahmet Başkanı tanıyorum. Bu işi güzel de yapıyor. Beğeniyorum, takdir ediyorum yönetim tarzını.

Ama bana göre sıkıntı şurada; Trabzon’un zenginlerinin birçoğu Trabzonspor’a destek olmuyor. Yenilince hepsi üzülüyor ama iş desteğe gelince ellerini cebine atmıyorlar. Desteksiz olmaz. Türkiye’nin en zengin adamı F.Bahçe’nin başında, etrafında da bir sürü zengin var. Bakıyorsun bizim Trabzonlulara Trabzon’a destek olmuyorlar. Trabzonlu musun bir destek ol. İnşallah bundan sonra bu değişir.

- Sadece Trabzonspor’a değil birçok takıma da yardım ettiniz.

Evet. Ben geçen sene Sakarya, Kocaeli, Edirne, Arnavutköy, amatördeki Adapazarı, Yeşilbayır takımlarına da yardım ettim. Mutlu da oldum. Zira Sakarya, Arnavutköy ve Trabzonspor şampiyon oldu. Bu sene ise takımlara verdiğim desteği azaltacağım. Sayı fazla olunca rakamlar çok yükseliyor.

- Yönetime girmeyi düşünüyor musunuz?

Yok. İşlerim çok yoğun. Bir yere destek veriyorum diye oranın yönetimine girmek gibi bir düşüncem hiç olmadı. Para veren herkes yönetime girecek diye de bir şey yok. Herkes yönetime girmek isterse kavga çıkar. Şu an başarılı olan bir yönetim var. Devam etsin.

- Geçen seneki şampiyonlukta en çok heyecanlandığınız maç hangisiydi?

Her maçı izledim. Ama İstanbul’daki G.Saray maçı çok başkaydı. Son dakikalarda 2 gol atıp 2-1 kazandık. Geçen seneki takım başından sonuna kadar inanmıştı şampiyonluğa.

-Takımda sizi heyecanlandıran oyuncu kim?

Ben Marek Hamsik’i çok seviyorum. Abdülkadir’i de beğeniyorum. Geçen sene Uğurcan çok iyiydi.

-Şurada gördüğümüz kasketin yanında hocanın imzalı bir fotoğrafı var. Abdullah hocayı nasıl buluyorsunuz?

Kasketi 61 bin liraya aldım.

-Biraz fazla mı verdiniz?

Fazla değil. Sembolik olsun. Başkaları da versin diye. Hoca geçmişte de başarılıydı. İşine çok konsantre. İşini iyi yapıyor.

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin 14 kez ağa olarak rekorlar kıran Seyfettin Selim, ağalığa bugüne dek 10 MİLYON 133 BİN lira verdi. Kırkpınar kuralları gereği üst üste 3 yıl ağalık yapanlara verilen altın kemer ödülünü üç kez alan Seyfettin Selim, Kırkpınar'ın tek üç altın kemerli ağası olarak tarihe geçti.
 
6 ÇOCUĞU OLUP BENİM KADAR HAYIR YAPTIRAN YOKTUR

- Sizin okul, sağlık ocağı, cami yaptırdığınızı da görüyoruz.

Sakarya’da 4 tane okul yaptırdım. Başka yerlerde cami, futbol sahası, yatılı yurt, 3-4 tane sağlık ocağı yaptırdım. Türkiye’de benim durumumda olup benim kadar hayır yapan yoktur. Bakın çok zengin bir adam değilim. 6 çocuğum var. Adamın hiç çocuğu yoktur. Bu adam gidip bağış yapabilir ama benim 6 çocuğum var. Şu anki servetim kadar hayır yaptırdım diyebilirim. Her sene bunu severek yaptırıyorum. Devletten, belediyelerden de hiç iş almadım.

AHMET TAŞÇI’NIN ZAMANINDA BÖYLE PARALAR YOKTU

-E n beğendiğiniz güreşçi hangisi?

Boyuyla posuyla en çok sevdiğim başpehlivan İsmail Balaban.

- Ahmet Taşçı için neler söylemek istersiniz?

Ahmet Taşçı’nın zamanında böyle paralar yoktu. O zaman böyle iddialı güreşler de yoktu. Kimse kimseye güreş bırakmıyor şimdi. İddia ediyorum Kırkpınar’a dünyanın en büyük pehlivanlarını getirin 3 sene üst üste kimse başpehlivan olamaz. Ben bu sene sırf başpehlivan değişsin diye şampiyon olana 1 milyon lira vereceğim dedim. Ve Ali Gürbüz gibi bir adamın kemeri yandı. Pehlivan demek delikanlı adam demektir. Kırkpınar’da başpehlivan olan adam geçen sene 1 milyon kazanıyorsa başpehlivan olduktan sonra bu unvanı sayesinde yılda 10-15 milyon kazanacak. Şimdi herkes başpehlivan olmak istiyor. Ahmet Taşçı zamanda toplasan 20 iyi pehlivan vardı. Şimdi en az 80 pehlivan var. O zaman Ahmet Taşçı kendine iyi bakıyordu ve hep şampiyon oluyordu.

Röportaj: Behram KILIÇ