DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Birinci Meclis’te basın açıklaması yaptı.

Babacan'ın açıklamasından satırbaşları şöyle:

"Zor günlerde, savaş şartlarında, her biri kendi şehrinden gelen, kimliğiyle, fikirleriyle, yöresini temsil eden mebuslar millet egemenliğini, ulusal egemenliği amasız, fakatsız yaşattılar.

İşte biz, geçmişten aldığımız bu çok değerli mirasa sahip çıkmak için buradayız. Bu miras, en zor şartlar altında yılmadan mücadele etmenin mirasıdır. Bu mirasın orta yerinde, ‘milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır' şiarı yazmaktadır.

“SAVAŞ KOŞULLARINDA BİLE GÜCÜNÜ MİLLİ EGEMENLİK...”

Bu miras, savaş koşullarında bile gücünü milli egemenliğimizden alanların mirasıdır. Haklılığını bu meşru zeminden tüm dünyaya duyuranların mirasıdır. Bu miras, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyerek kimseyi, halkın egemenliğinin üstünde görmeyenlerin mirasıdır.

Bu miras, ortak akıldan ve istişareden asla vazgeçmeyen bir kültürün mirasıdır. Bu miras, tüm fikirlerin rahatlıkla ifade edilebildiği özgürlükçü Türkiye'nin ilham kaynağıdır.

“GAZİ MECLİS'İMİZİN ONURU KURTARILMALI”

Keyfi yönetimin sürekli krizlere yol açığını biliyoruz. Bu krizlerin ülkemizi ve milletimizi fakirleştirdiğine hep beraber şahit oluyoruz. Bunun için Gazi Meclis'imizin onurunun kurtarılması gerektiğini biliyoruz. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak işte bu amaçla yola çıktık.

Yola çıktığımız ilk gün, Türkiye'ye güçlendirilmiş parlamenter sistem vaat ettik. Tüm yetkinin tek elde toplandığı mevcut sistemi kaldırıp, kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne dayanan bir Türkiye'yi inşa etmek için çalışıyoruz.

“ÜLKEYİ YÖNETEN ZİHNİYETTEN KURTULMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yaklaşırken, kurucu Meclisimizin önünden bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki; bizler, tek imza ile alınan keyfi kararlarla ülkemizi karanlığa sürükleyen mevcut yönetim sisteminden de, ülkeyi yöneten zihniyetten de kurtulmanın çalışmasını yapıyoruz.

Bir gecede, bir kişi tarafından ülkenin her yerine ve tüm kurumlarına atamalar yapma, düzenlemeler getirme gibi keyfiliğe son vereceğiz.

“SORU SORAN BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ”

Birinci Meclis'in çatısı altındaki hukuk hassasiyeti, hukukun üstünlüğü hassasiyeti, savaşın ortasında bile hukukun sağlam götürülmesi çabasını maalesef biz bugün göremiyoruz.

Savaşın ortasında, güvenlik kaygılarının en yüksek olduğu dönemde, bir istiklal mücadelesinin verildiği dönemde dahi bu Meclisin çatısının altındaki özgür tartışma ortamını bugün ülkemizde maalesef göremiyoruz. Biz; konuşan, hakkını arayan düşüncesini ifade eden, soru soran bir Türkiye istiyoruz."