Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı İlker Görür, AA muhabirine, dünyada  yaygın olarak kullanılan lazer ışığıyla tedavi yönteminin Türkiye'de pek  bilinmediğini söyledi.

 

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde "çene cerrahisi"  doktorası yaparken lazer ışığının iyileşmeyen yaralardaki faydasını gördükten  sonra amcaları Dr.Abdürrahim Görür ve Mühendis Recep Görür ile daha düşük  seviyeli lazer tedavisine olanak sağlayan "GRR Low Level Laser" cihazını üretmeye  karar verdiklerini belirten Görür, üretimlerini yerli yazılımla  gerçekleştirdiklerini bildirdi. Görür, "Bu yılın başında resmi izinlerini  aldığımız cihazı, diş hekimlerinin hizmetine sunduk." dedi.

Genellikle vücut için tasarlanan lazer cihazının, çene eklemi  tedavisinde ilk kez kullanıldığını vurgulayan Görür, bu cihazla yüz ve çene  cerrahisinde lazerden yararlanmaya imkan sağladıklarını dile getirdi.

 

Dr. Abdürrahim Görür'ün, lazeri kesici, yanıcı ve buharlaşma  özelliklerinin yanı sıra yara, kırık ve fıtık tedavilerinde kullandığına dikkati  çeken İlker Görür, "Ben de lazerden çene eklemi tedavisinde yararlandım. Bu benim  doktora tezimdi. Şu anda da 'düşük seviyeli lazer' tedavisine olanak sağlayan  cihaz, diş hekimlerince kullanılabiliyor." diye konuştu.

 

 

Görür, cihazın diş çekimi, implant gibi işlemler sonrası iyileşme,  çene eklemi, diş sıkması, ağız içi aft ve ülserlerin tedavisinde  kullanılabildiğini bildirdi.

 

Uykuda diş sıkması olarak tanımlanan "bruksizm" hastalığının hemen  hemen herkeste görüldüğüne işaret eden Görür, "Düşük enerji seviyesinde lazer  uygulanınca hem sıkma seviyesi azalıyor hem de hastanın ağrıları geçiyor. Bu  tedavinin şu anda bilinen hiçbir yan etkisi tespit edilmedi." ifadelerini  kullandı.

 

Görür, ocak ayında resmi izinleri alınan "GRR Low Level Laser"  cihazının, diş tedavisinin yanı sıra ortopedi, fizik tedavi, spor yaralanmaları  ve ağrı tedavilerinde kullanılabileceğini anlattı.

 

Tedaviyle hücrelerin özel ışık ve frekansla daha fazla ATP üretmesinin  sağlandığını belirten Görür, ATP artışı ile DNA ve proteinin, yaranın daha hızlı  iyileşmesini sağladığını kaydetti.