Nereden nereye?

Hani deriz ya bazı şeylerin ilacı zamandır diye.

Geçenlerde gazeteye ziyaretimize AK Parti içerisinde olan çok yakın bir dostumuz geldi.

Dostumuzla uzun uzadıya Türkiye ve Trabzon siyasetini konuştuk.

Söz döndü dolaştı belediye başkanlarının görevden alınması konusuna geldi.

Dostumuz büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınmalarıyla ilgili konuşurken, konuyu Trabzon Büyükşehir Belediye başkanlığına getirdi.

Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nun o dönem nasıl başkan adayı yapıldığını anlatırken, dostumuz derinden bir of çekmeden de yapamadı.

Belli ki dostumuzun Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile ilgili anlatacakları önemli konular vardı. O bunları anlatırken kafasında oluşan soru işaretini de sormadan edemedi. Ve şunu sordu bizlere: "Bu anlatacaklarımı yazabilir misiniz?"

Biz de dostumuza şöyle bir cevap verdik: "Bizi başkalarıyla karıştırma, kamuoyunu ilgilendiren her konuyu aslanlar gibi yazarız." Dostumuz Trabzon Büyükşehir Belediyesi olduktan sonra, o dönem başkan adayı kim olacak konusunda yaşananları anlattı bizlere.

Virgülüne noktasına dokunmadan aynen yayınlıyoruz: “2014 belediye seçimleri öncesinde Trabzon Büyükşehir adayı kim olacak diye çok tartışmalar yaşanmıştı. Erdoğan Bayraktar bakan olarak Trabzon siyasetini dizayn etmek istiyor ve Büyükşehir adaylığı için Orhan Bey'i istemiyordu. Şehirde bu konuşuluyordu. Orhan Bey'in yerine bir başka ismi belediye başkanı yapmak, kendisi de bakan olarak duruma vaziyet etmek istiyordu. Hatta Orhan Bey'in tutum ve davranışlarından bakanın rahatsız olduğu, bu nedenle Çömlekçi projesi bile etkilendiği bakana yakın isimlerce seslendiriliyordu. Bütün bu tartışmalar yaşanırken o dönem Başbakan olan Tayyip Bey Trabzon'a geldi. Nefesler tutulmuş, herkes büyükşehir adayı kimi yapacak diye kulis yapıyordu."

***

İMZALAR TOPLANDI AMA...

Dostumuz o günlerde yaşananları bir bir anlatırken, önemli konulara da dikkat çekti. Devam ediyoruz dostumuzun anlattıklarına: “Şehirde Orhan Bey aday yapılmayacak diye ciddi bir kanaat yayıldı. Tayyip Bey'in şehre gelmesini fırsat bilen bazı isimler (ben de bunların içerisindeydim) Erdoğan Bayraktar'ın tek başına verdiği kararın doğru olmadığını düşünerek, Orhan Bey'in yeniden aday yapılması için bir imza organizasyonu yaptı. Değer verdiğim bir arkadaş, Tayyip Bey gelmeden iki gün önce aradı. Başbakan Trabzon'a gelecek, belediye başkanlığı ile ilgili Erdoğan Bey farklı bir kararı onaylatmış, kimse ile bir istişare yapılmamış. Bunu yanlış buluyoruz. Şehirde yürüyen önemli çalışmalar var, bunların sürdürülmesi önemli. Bunun için biz Orhan Bey'in başkanlığa devam etmesinin doğru olacağını düşünüyoruz. Buna yönelik sivil toplum örgütleri ve kanaat önderlerinden oluşan 30 imzalı bir talebi Sayın Başbakan'a ulaştıracağız. Bunun için sizin de imzanızı talep ediyoruz."

***

PİŞMANLIK MI DUYDULAR?

Dedik ya nereden nereye diye...

Dostumuzun anlattıklarına devam ediyoruz: “Ben de diğer 30 arkadaş gibi imza verdim. Sonra imzalar Başbakan'a ulaştırıldı. Zorlu Otel'de sivil toplum örgütleri ve kanaat önderlerinin talebi olarak Tayyip Bey'e ulaştırılan bu imzaların verilen karara tesir ettiğini ifade etti arkadaşlar.

O gün bu girişimin Trabzon için gerekli olduğunu düşündük ancak ilerleyen süreçte ve yaşanan hadiselerden sonra (burda Güven Hastanesi olayı, Şana'daki arsaların imarları ve Orhan Bey'in halktan çok kopuk davranışlarından bahsediliyor) imza veren herkesin büyük bir pişmanlık içinde olduğunu görüyorum. Ben dahil büyük bir hataya imza attık. Eğer verilen kararda bu imzaların payı varsa Allah bizi affetsin. Bu, Sayın Bayraktar'ın kararının doğru olduğu anlamında değil. Trabzon için çok daha iyi bir tercih yapılmalıydı. Şimdi, görevden alındı-alınacak belediyeler arasında Trabzon da zikredilince kendimi sorumlu tutuyorum. Niye imza verdim diye. Keşke Orhan Bey kimsenin pişman olmayacağı bir süreci yaşatsaydı Trabzon'a. Hatta oy veren birçok insan 'biz partimize oy verdik, ama...' diyorlar. Orhan Bey pişman etmemeliydi. Ama bunu başaramadı." Virgülüne noktasına dokunmadan o gün yaşananları dostumuz anlattı, bizler yazdık. Varsa karşı cevabı, bekleriz efendim!