Reyting uğuruna manevi değerlerimizin, toplumsal ahlakın ve insanlık onurunun ayaklar altına alındığı televizyonlarda, gündüz kuşağı programları ve dizileri gündemde. İktidara yakınlığıyla bilinen ATV’de yayınlanan bir gündüz kuşağı programda sunucun zina yaptığı iddia edilen bir genç bir kızı canlı yayına çıkarıp orada da zorla ekranlara yansıtması büyük tepki topladı. Bir zamanların gündüz kuşağının fenomenleri haline gelen evlilik programlarının televizyonlarda yasaklanmasından sonra dedektifliğe soyunan sunucular toplumsal yapımızı tehdit etmeye devam ediyor. Öte yandan manevi ve kültürel değerlerimizle alakası olmayan yerli-yabancı yapımı pembe dizilerin de gündüz kuşağında popüler hale gelmesi, ahlaki bozulmayı daha da büyütüyor. Son dönemde gelen yoğun talep üzerine gündüz kuşağındaki söz konusu programlara karşı RTÜK çeşitli yaptırım kararları aldı ama ceza ve yaptırımlar yetmez, programların kapatılması gerek.

ÇÖPÇATANLIKTAN DEDEKTİFLİĞE GEÇİŞ YAPMIŞTI

İktidara yakınlığıyla bilinen ATV’de yayınlanan bir gündüz kuşağı programında tacize uğrayan bir genç kızı canlı yayında aşağılayan sunucu, ‘bu kadar da olmaz’ dedirtti. Öncelerde televizyonların gündüz kuşağı fenomeni olan evlilik programlarından birisini sunan aynı sunucu daha önce de yaptıklarıyla birçok kez gündem olmuştu.  Evlilik programlarının yasaklanmasında sonra dedektifliğe geçiş yapan söz konusu sunucu, son yaptığı ‘psikolojik ve sözlü şiddet’ olayıyla reyting uğruna yapamayacağı şeyin olmadığını gösterdi. Türkiye televizyonlarında daha birçok benzer program pimi çekilmiş bomba gibi yeni skandallar için patlamayı bekliyor.

EŞİNE AZ RASTLANIR OLAYLAR TÜRKİYE GERÇEĞİ GİBİ LANSE EDİLİYOR

Televizyonların reyting uğruna Türkiye’nin başına bela ettiği gündüz kuşağı programları yıllardır büyük tepki çekiyor. Hırsızlık, kavga, suç olayları, cinayetler, şiddet vakaları, taciz, tecavüz gibi toplumsal dramların konu edildiği programlarda dedektiflik oynayan sunucular, yaptıklarıyla her geçen gün haddini daha fazla aşıyor. Günlük hayatta eşine az rastlanır olayları Türkiye gerçeği gibi lanse eden gündüz kuşağı programlarında, manevi değerler, toplumsal ahlak ve insanlık onuru hiçe sayılıyor. Yıllardır gelen şikâyetler ve tepkilere rağmen önüne geçilmeyen gündüz kuşağı programlarına karşı neden ciddi bir önlem alınmadığı merak ediliyor.

ZİNA, ENTRİKA, YALAN, DEDİKODU VE AHLÂKSIZLIĞIN DİZİLERİ

Gündüz kuşağı yapımların vazgeçilmezlerinden bir diğer husus da olan yerli-yabancı yapımı pembe diziler. Toplumsal yapımızı her geçen gün yıpratmaya devam eden dizilerde zina, entrika, yalan, dedikodu ve ahlaksızlığın konu ediliyor. Manevi ve kültürel değerlerimizle hiçbir alakası olmayan bu dizilere yönelik gelen tepkilerin çok olmasına rağmen RTÜK ve diğer yetkili kurumların şimdiye kadar gündüz kuşağı dizilerine karşı almış olduğu herhangi bir önlem yok. Türkiye’deki kardeşlik ikliminin, manevi havanın ve toplumsal düzenin sırtına saplanmış bir hançer gibi duruna gündüz kuşağı yapımlarına karşı bundan sonra tedbir alınıp alınmayacağı ise belli değil.

CEZA VE YAPTIRIMLAR YETMEZ, PROGRAMLAR KAPATILSIN

Skandallarla sürekli gündeme gelen gündüz kuşağı programlarında yaşanan rezaletlerden sonra RTÜK de harekete geçirdi. ATV’de yayınlanan söz konusu programa ceza kesilirken, benzer programlara da çeşitli yaptırımlar getirildi. Son dönemde zina, sapkınlık, aldatma gibi konuları işleyen dizilere de ceza ve yaptırım getiren RTÜK’ten yapılan açıklamada ‘milli ve manevi’ duygulara dikkat çekildi. Ancak yapılan yaptırımlar ve kesilen cezalar yeterli değil. Toplumsal değerlerimizi açıkça hedef alan televizyon yapımlarının yasaklanması gerek.