SON DAKİKA



Haber > Magazin > Ramazan Bayramı'nız Kutlu Olsun

Ramazan Bayramı'nız Kutlu Olsun

04 Temmuz 2016 Pazartesi - 10:30








Bugün, son orucumuzu tutuyoruz ve Ramazan Bayramı’nın arifesindeyiz. Bütün inananların niyetini ve yaptıklarını Yüce Yaratan gördüğü ve bildiğine göre; bize düşen, onun takdirine sığınmaktır. “Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişmediği için, Allah’ı ve insanlığı gücendirdim” diyor bir düşünür. Buradaki kaliteden ben; bize daima eksik bilgi veren saf, temiz, verimli ve huzurlu olmanın nasıl sağlanacağını öğretmesini beceremeyen(!) din görevlilerinin anlattığı sınırlı sözlerden çok daha geniş bir anlam kastediyorum. Allah bizi sadece kendimiz için yaratmadığına göre; onun bizi içinde yarattığı ailemize, yuvamıza, köyümüze, ülkemize ve insanlığa karşı sahip olmamız gereken duygu, düşünce ve bilgiyle iç içe ve bunlarla dolu olarak helal-haram çizgisi içinde ilişki kurup, çalışarak sağlayabileceğimiz bütün iyilik ve güzellikler anlamında bir anlayışı kastediyorum. Kuran’ın Türkçesini bizzat okuyup anlamadan, etraflıca düşünmeden, sadece dinlemekle bu hususları kavramanın zor olacağı da aşikârdır. Bu noktaya dikkatleri çektikten sonra hayatın içine dönelim isterseniz...

Osmanlı döneminde Ramazan ayları biraz daha farklı idi elbette. En azından bugünkü kadar çeşitli sıkıntı ve konular yoktu. Ramazan aylarında üç husus yaşayışa hakimdi: İbadet, aydınlatma ve eğlence. Öncelikle Kandil gecelerinde sarayda, akşam ve yatsı namazları arasında açıklayıcı ve tartışmalı bir ders konulur ve Padişah da bu tartışmalı derslere katılırmış. Kandil günü hakkında insanların bilmesi gerekenler anlatılırmış. İstanbul’un yedi tepesinde cami ve minareleri aydınlatma usulü Sultan Sarı Selim (1566-1574) zamanında kabul edilmiştir. Sultan I. Ahmet de (1603-1617) Ramazan’ın her gecesinde minareleri donattırmıştır. Onun zamanında mahyalar icat olunmuş, cami içlerine avizeler astırılmıştır. Tophane’de ve Sarayburnu’nda gemilerin baş taraflarında ve direklerinde renkli kandiller asılırmış. Resmi daireler nöbetle çalışır ve erken dağılırmış. Bu ise kabul edilir değildir. Devlet kendini tatil eder mi?

Kalp kırmamak, kötü söz söylememek, fenalık etmemek temel ölçüler olup, bunları yapanlar da ikaz edilirmiş. Gece eğlenceleri oldukça yaygın olup; orta oyunu, tiyatro, müzik konserlerine halkın ilgisi fazla imiş. Saray ve konaklarda iftara katılanlara bir kese içinde maaş kadar para verilirmiş. “Diş kirası” sözü de buradan gelmektedir. Yemeklerden kalan artıkların çöpe atılmayıp, sokak köpeklerine verilmesi de usül olmuş.

Hiçbir konuda istismar, taşkınlık ve gösteriş yapılması bizim toplumumuzda kabul görmemiştir... Peki, bu hep böyle mi oluyor?

Bakın, 1959 yılında Nurettin Topçu neler yazmış: “Hangi ticareti ararsanız İstanbul kaldırımında bulunuyor ve işini bileni zengin ediyor... Din çoktan ticaret metaı olmuştur. Seslerinin güzelliği sırasıyla boy boy hafızlar, kalitelerine ayrılmış kumaşlara benzerler. Her birinin ticaretinde tabiat unsuru ciğerleriyle hançeresi, emeği ses nameleri, sermayesi ise dindir, Kuran’dır. Bu ne ürpertici iman pazarı!”.


Bizler ise güzellikleri devam ettirip, yanlışlıkları düzeltmek yerine yeni yanlışlıklar eklemekle meşgul görünüyoruz. Öncelikle inancımızın yalnız kendimiz için olduğunu zannediyoruz! Cami yaptırmayı bile gösteriş için düşündüğümüz çok açık! Fakat, bunu yaparken de öncelikle mimariye hiç dikkat etmiyoruz. Trabzon’da bir cami yaptıranlar para toplayamamaktan şikayet ediyorlarmış. ‘Yapılan cami kiliseye benziyor(!)’ diye vatandaş para vermiyormuş. Elbette vermez. Cami, camiye; kilise kiliseye benzemelidir. Sizin yaptığınız minareler bal gibi haça benziyor. Vatandaş niye para versin? Onun yapılmaması daha hayırlıdır. Ayrıca birçok yerde cami minarelerinin, kandilleri sökülüp, sanki eğlence yeri gibi yanıp sönen ışıklarla aydınlatılması hiç de yakışık alır bir husus değildir. Diyanet niye bunu görmüyor? Anlamak mümkün değildir!

Ramazan Bayramı’nızı tebrik eder, başta Türk Bayrağı’nı, Türk Milleti’ni, Türk Devleti’ni seven, İslâm’a gönülden bağlı olan herkese Yüce Allah’ın sağlık, huzur, güç ve doğru irade vermesini dilerim.

Trabzon Türk Ocağı’nda Perşembe günü saat 14.00’de bayramlaşma yapılacaktır...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap