Özlettin kendini, bir anda yok oldun ortadan. Neredeydin bu kadar zaman?

 Evet biraz öyle oldu. Ama bu sürede dinlendim, yenilendim ve kendimi buldum. Bir insan için en önemli şey buymuş. 27 yaşın tadını çıkartarak yaşıyorum. Şu an kendimi o kadar tazelenmiş hissediyorum ki çok iyiyim. Eskiden de böyleydim ama şimdi üzerine birçok şey kattım. Kendinden ve hayatından aşırı memnun olan bir insan haline geldim. Sanırım bunu bulmak için kaybolmam gerekiyordu.

Peki bu sürede kendine dair neler keşfettin?

 Resim yapabiliyormuşum onu öğrendim. Yağlı boya resim yapmaya başladım. Kendi kendime kaldığımda daha verimli olduğumu anladım. Eskisine göre artık 10 kat daha fazla anı yaşayan, plan yapmayan bir insan modeli olarak geri döndüm. Ve durum bende bir yaşam şekli oldu. Eskiden her şey benimle ilgiliymiş gibi çok umursardım. Ama artık umursamıyorum. Dünde yaşananı dünde bıraktım ve çok hafifledim. Geriye dönüp hiç bakmıyorum o çok güzel bir duyguymuş. Sadece anı yaşıyorum ve şimdi her şeyden çok zevk alıyorum.

Aynı zamanda çok kilo vermişsin...

Evet öyle olduğunu herkes bunu söylüyor. Ama zaten çok spor yaptığımı biliyorsun. Evimde kıyafet odasını spor odasına çevirdim tiareks yapıyorum, koşuyorum, paten kayıyorum. Kilo verdiğimi fark etmiyorum. Ama ölçülerimi aldığımda çok inceldiğimi anladım. Tükenmişlik sendromuna girdiğin, depresyonda olduğun yazıldı çizildi işin aslı neydi? Öyle bir şey yok. Onlar yazıldığı anda bile ben senaryo okuyordum, çalışıyordum. Ama yapmak istediğim bir şey olmadı. Kötü bir iş yapmış olmanın üzüntüsünü yaşadım ama depresyona girmedim. O işi seçmem şanssızlıktı. 60, 70 işi reddedip o işi dördüncü kez teklif ettiklerinde seçmem hataydı. Ama bu durum bana iç güdülerime güvenmem, kimseyi dinlememem gerektiğini öğretti. Beni yönlendiren insanların ısrarıyla o işi seçmiştim. Yani ara vermemim sebebi tükenmekten değil yenilenme ihtiyacımdandı. Bu kadarcık şeyden tükenip, depresyona girecek kadar zayıf bir insan değilim. Kendimi geliştirmemin ekmeğini yiyorum

 Yeni bir film çektin hayırlı olsun. Seni Seven Ölsün nasıl bir film oldu?

 Bu film benim için bambaşka bir deneyim oldu. Çünkü daha önce de Karadeniz'de bir film çekmiştim ama o dramdı. Bu ise içinde inişleri çıkışları olan hüzünlendiren, güldüren bir komedi. Bu filmde dilinin ucuna gelen her şeyi çat çat söyleyen bir Karadeniz kızını oynamaktan büyük zevk duydum. Zaten acayip bir kadromuz var. Sette nereye baksam bir bilgi kaynağı fışkırıyordu. Bu yüzden çok heyecanlandığım çok şey kazandığım ve öğrendiğim bir film oldu. Eminim izleyenlerden tam not alacaktır.

 Peki komediye ağırlık vermeyi düşünüyor musun?

 Hayır hiç öyle bir kesin kararım yok. Çünkü ben dram oynamayı çok seviyorum. Hayatın içinden bir şeyler bulduğum işlerde yer almayı tercih ediyorum. Bunları bulamayınca oynarken o hazzı almıyorum. Bu yüzden kalbimde, gönlümde ve aklımda olan drama. Ama çok iyi bir dram istediğim içinde hala bekliyorum. Bu konuda çok titizim.

 Dizilerin çoğu dramdan ziyade romantik komediye ağırlık verdi bu tarz tekliflere ne diyorsun?

 Ben oyuncuyum her tür rolü oynarım. Ama gönül ister ki bir Gülse Birsel komedisinde oynayayım. Çünkü onun yaptığı komedilerdeki eleştirel bakış açısını seviyorum. Karakterleri gerçek insanlar. Bu tarz komediye varım ama dediğim gibi dramın zevkini hiçbir işten almıyorum. Rol ayırt etmem ama incelikli yazılmış karakterleri oynamak istiyorum. Bu son iki yılda kendimi çok geliştirdiğime inanıyorum. Daha çok yolum var ama eskiye göre şimdi daha doluyum ve daha dolu rolleri oynayabilirim.

 Sence seni ekranda güzelliğin mi yeteneğin mi taşıyor?

 Yeteneksiz birini sırf güzel diye hafif bir işe koyabilirsiniz ama drama koyamazsınız. Seyirci bunun cevabını tokat gibi verir. Bu yüzden ben ağır işlerde kendimi geliştirmemin ekmeğini yiyorum. Esas kadın olmak için güzellik büyük avantaj bunu kimse inkar edemez. Ama 20 saat çalıştıktan sonra yorgunluktan güzellik falan kalmıyor. İş yetenekle sürüyor ve yetenek güzelliğin elinden tutup götürüyor. Çünkü bakkalın bile karşısına çıkmayacağınız bir halde gözaltı torbalarınızla ekrana çıkıyorsunuz. Benim için bu yüzden yetenek hep ilk planda.

 Güzellik için yaptığın şeylerde bazen hataya düştüğün oldu mu?

 Artık yüzüne veya vücuduna bir müdahale yaptırmak sanki bir zorunlulukmuş gibi olmaya başladı. Ve böyle bir akımın içine girilmeye başlandı. Bir dönem ben de girdim o moda. Çok büyük aptallıktı. Dudağıma bir işlem yaptırmıştım ve iki ay sonra ben ne yaptım diye pişamanlıktan ölebilirdim. Hemen onu ilaçla yok ettirdim. Çünkü kendimden nefret ettim. Şimdi bu sosyolojik ve toplumsal baskıya karşı çıkıyorum. Bu saatten sonra güzellik adı altında yapılan şeyler umurumda bile değil asla yaptırmam. Doğal yaşlanmak istiyorum. Hatta en büyük idolüm Cate Blanchett gibi yaşlanmak istiyorum.