SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Uyuşturucu mücadelesi, buzğ ile olmaz!

Uyuşturucu mücadelesi, buzğ ile olmaz!

05 Ocak 2018 Cuma - 05:35








İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, güvenlik güçleri eliyle "ayaklarına sıkılmasından" söz ettiği uyuşturucu tacirleri için, ahalinin çoğunun "kafalarına da sıkılsa olur" bile dediklerini anlamak için kâhin olmaya gerek yok!

Bakan Soylu'nun, PKK ile olan mücadeleyi hafif görmemek için zikrettiği, "PKK bizim için nasıl bir tehditse, PKK'lı teröristlere ne yapıyorsak, uyuşturucu satıcılarına da aynı şekilde davranmak zorundayız" sözlerinin ardından yaptığı; "Kimse bizim geleceğimizi zehirleyemez" uyarısından herkes üzerine düşen payı, "sorumlu vatandaş" sıfatıyla "zorunlu olarak" almalıdır.

Sayın Soylu; güvenlik kuvvetlerine PKK'dan bin kez daha beter olan insanlığın bu daimi katilleri için "ayaklarından" yaptığı çağrıya analar babalar başta olmak üzere toplumun tüm bireyleri "ellerinden geleni artlarına koymayarak" katkı yapmak zorundadırlar.

Öyle, Bakan'ın çağrısını sadece habermiş gibi dinleyerek, her işi güvenlik kuvvetlerine bırakarak, kısacası sinema izler modundaki seyirci gibi davranarak, uyuşturucu ile mücadeleye destek olunmaz. Böyle davranarak destek olduğunu sananlar var ise, onlara kıssadan hisse hesabıyla inanç ve imanlarının ne hâlde olduğunu hatırlatalım:

"İçinizdeki kötülükleri karşı önce elinizle müdahale ediniz. Olmadı dilinizle tepki gösteriniz. Oda olmadı, kalbinizle buğz ediniz. Kalp ile buğz da imanın en zayıfıdır."


Demek isterim ki, "kalple buğz ederek uyuşturucu ile mücadele olmaz."

***

GÖZ GÖRE GÖREÇ HARAM YEMEK!

Önce son günlerin, gündemden düşmeyen teşkilatı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geride bıraktığımız yılın sonuna doğru camilerde "Helâl-Haram" konusunda okuttuğu hutbede Peygamber Efendimiz'den (s.a.s) nakledilen bir hadis-i şerifi hatırlatalım:

“Helâl de bellidir, haram da bellidir. İkisinin arasında birtakım şüpheli hususlar vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve haysiyetini korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur…”


Sonra da; haramın neredeyse helâl ile yer değiştirildiğini, Diyanet'in "Şans oyunları haramdır" fetvasına rağmen, kazanılan paranın yarısı devlet hazinesine doldurularak cümle aleme dağıtıldığını, kısacası her yerde haramın açık açık yendiğini görme, aklına getirme bakayım! Hem de şüpheye yer bırakmaksızın!

Bugün Cuma. Bugünkü şekliyle ahvalimiz budur!

***

35 İLE YAŞIN DEĞİL,

EVLİLİĞİN YARISINDAYIZ...


Her ne kadar Cahit Sıtkı Tarancı "35" için;
"Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün" diyerek dünya hayatına ortalama 70 yıllık bir zaman tahsis etmiş olsa da; Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya Türküsü'nde; "İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya" şekliyle tarif ettiği insan, "en kötü yaşamak bile en güzel ölümden daha iyidir" hesabı ve bitmeyecek bir dirilik şekliyle sürdürüp gidiyor.

İşte, böylesi insan denilen türün içinde yaratıldığımız için olsa gerek, yaşın 35'ini değil, evliliğin otuz beşini "yolun yarısı" sayarak Cahit Sıtkı'nın "ömür" dediğinin üzerine bir çeyrek asrı eklemenin uyanıklığını yapıyorum galiba!

Öyle veya böyle, bugün itibariyle 35 yıl önce Evlilik Cüzdanı, "Bir yastıkta kocayın" dileğiyle eşinin eline verilirken hissettiklerinin aynısını bugün de taşıyan birisi olarak, "Öncelik yaşadıklarım değil, yaşayacaklarımdır" diyerek, Allah'ın izniyle mutlu bir 35 yıl daha geçirmenin beklentisi içindeyim.

Yoldaşım Gülhis ile çıktığımız bu yolculukta Ebrar ve Emrah'ın da kervana katılmasıyla artan doya doya yaşama arzumuzun geride kalan yarısını da sağlık ve mutluluk içinde tamamlamayı Allah nasip eylesin...


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap