SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Türkiye'ye yönelik tutum sürerse, birkaç yıl içi

Türkiye'ye yönelik tutum sürerse, birkaç yıl içi

26 Haziran 2016 Pazar - 10:40








"Birleşik Krallık AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB'den ayrılmalı mı?" sorusu referandum ile sonuçlandı. Avrupa Birliği'nden ayrılması yönünde oy kullandı. Bu referandum sonucu İngiltere'nin yapısını, geleceğini ne kadar, nasıl etkileyecek? Avrupa Birliği'ne etkisi ne olacak? Avrupa Birliği dağılma sürecine mi giriyor? Amerika'nın, Avrupa Birliği'ni zayıflatma projesi mi? Zaman içinde göreceğiz. Hatta bu referandumun etkisi İngiltere Krallığı’nı sarstığı gibi, Avrupa Birliği içindeki ülkelerin haklarının da referandum istekleri sesleri duyulmaya başlandı bile. Bu referandumun Türkiye üzerinde etkisi ne olur? Türkiye'yi itibarsızlaştırmak için uğraşanların itibarı üç gün, üç öğün gitmedi. İngiltere Başbakanı Cameron, “Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmek için 3 bin yıl bekleyecek” demişti. Üç gün dayanamadı. Bu referandum kesinlikle Avrupa'da domino etkisi yapacaktır. İngiltere'nin referandum tarih ve sürecine bir göz atalım. AB’nin atası konumundaki Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) Fransa'nın iki vetosundan sonra 1973’te katılan Birleşik Krallık, AET üyeliğini 1975’te referanduma götürmüştü.

AYRILMA YANLILARI

41 yıl önceki ilk referandumda sandıktan yüzde 67 ‘kalma’ kararı çıkmıştı. Şubat ayında başlayan ikinci referandum sürecinde taraflar öncelikle göç, ekonomi, ülkenin küresel ağırlığı ve egemenlik konularında karşı karşıya geldi. Yılda 300 binden fazla net göç alan Birleşik Krallık’ta, hükümet bu sayıyı 100 bine indirmeyi vadettiyse de başaramadı. AB'den ayrılma yanlıları, birlik üyesi olarak kalındığı sürece göçün kontrol altına alınamayacağını savunuyor. Göçmenlerin başta sağlık olmak üzere kamu hizmetleri üzerinde baskı yarattığını savunan ayrılık yanlıları, AB’den gelen göçmenleri temel sorun olarak gösteriyor. AB’de kalınmasından yana olanlar ise göçmenlerin ödedikleri vergilerle Birleşik Krallık’a yükten ziyade katkı sağladığını savunuyor. AB yanlıları ortak pazarın imkanlarından yararlanılmak isteniliyorsa, iş gücünün serbest dolaşımının da kabul edilmesi gerektiğini belirtiyor. İngiltere, toplam ihracatının yaklaşık yüzde 45'ini, toplam ithalatının ise yaklaşık yüzde 54'ünü AB ülkeleriyle yapıyor ve yaklaşık 2 milyon AB üyesi vatandaşı Birleşik Krallık'ta çalışıyor. AB’de kalınmasından yana olanlar 500 milyonluk ortak pazarın Birleşik Krallık ekonomisi için öneminin altını çiziyorlar.

EKONOMİDE ŞOK ETKİSİ

Birlikte kalma yanlıları, ayrılığın ülke ekonomisinde şok etkisi yapacağını ve milli gelirin yüzde 5-6 azalacağını öne sürerken ayrılık yanlıları ise benzer felaket senaryolarının 1999'da alınan “Euro’ya geçmeme” kararının arifesinde de ortaya atıldığını ancak ülkenin kendi para birimini kullanmayı sürdürmesine karşın, kötü senaryoların gerçekleşmediğini hatırlatıyor. İngiltere'nin Avrupa Birliği referandum hazırlıkları, stratejisi Türkiye düşmanlığı üzerinden kısmen de olsa yürütüldü. Bu konuda Yasin Aktay'ın değerlendirmesi oldukça ilginç. Yasin Aktay Yeni Şafak'ın yazısında "Bu tabloyu analiz etmeden önce referanduma giden süreci ele almakta fayda var. Öncelikle ifade edilmesi gereken, hem Avrupa Birliği'nden ayrılma taraftarlarının hem de Avrupa Birliği'nde devam edilmesi taraftarlarının yürüttüğü kampanyaların oldukça başarısız olduğu. Kampanyaların özellikle belli bir noktadan sonra Türkiye üzerinde yoğunlaşmaya başlaması, seçmenin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği üzerinden mobilize edilmeye çalışılması, kampanyanın yürütülme biçiminin yanlışlığının bir neticesi olarak ortaya çıktı. Avrupa Birliği'nden ayrılma taraftarı kampanya yürüten siyasi partiler Türkiye'nin üye olacağı bir Avrupa Birliği'nde Britanya'nın yerinin olmadığını savundular.


TÜRKİYE TARTIŞMASI

Yenilikçi ya da ilerici değerlerin taşıyıcısı olduğunu iddia eden bu siyasal hareketlerin ‘Türkiye’ tartışması yaratarak, İngiltere'de bir kimlik tartışmasını hareketlendirmeleri; yükselen İslâm karşıtlığını Türkiye üzerinden cisimleştirmeye ve siyasal kazanca dönüştürmeye çalışmaları, yürütülen kampanyanın sağlıksızlığını ortaya koyuyordu. Bu niteliksiz kampanyaya iktidar partisi “Nitelikli ve evrensel değerleri ön plana çıkaran bir Avrupa Birliği'ne evet” kampanyasıyla cevap vermek yerine, yine Türkiye üzerinden argüman geliştirmeyi yeğledi. Bizim de eleştirdiğimiz “Türkiye bu hızla AB'ye 3 bin yılında ancak üye olur” ifadesini Başbakan David Cameron, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi endişesiyle seçmenlerin birlikten ayrılma yönündeki eğilimine karşı önlem geliştirmek için söylemişti. Peki bundan sonra ne olacak? Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere referandum neticesi aslında hayli enteresan yeni gelişmeler ortaya çıkarabilir. Birleşik Krallık’ın geneline bakıldığında ortaya çıkan istatistikler, Birleşik Krallık'a bağlı Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda gibi diğer birimlerde beliren istatistiklerle taban tabana zıt bir görünüm arz ediyor. Ülke genelinde %52'lik bir kesim İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması yönünde oy kullanırken, %48'lik bir kesim de İngiltere'nin Avrupa Birliği'nde kalması yönünde oy kullandı. Ancak ülkenin yönetim birimleri karşılaştırıldığında durum oldukça karmaşıklaşıyor.

REFERANDUM ÇAĞRISI

Şöyle ki; İskoçya'da seçmenlerin %62'si Avrupa Birliği'nde kalma yönünde oy kullanırken, %38'i Avrupa Birliği'nden ayrılma yönünde oy kullandı. Kuzey İrlanda'da da %52'ye, %46'lık bir oranla Avrupa Birliği yanlıları önde. Bu durum, “Birleşik Krallık dağılacak mı?” sorusunu yeniden gündeme getirecek gibi gözüküyor. Referandum sonrasında açıklama yapan İrlanda'daki Milliyetçi Hareket Sinn Fein, birleşik bir İrlanda için referandum çağrısında bulundu. Parti liderlerinden Declan Kearney de referandum neticesinin Avrupa Birliği'nden ayrılacak bir Birleşik Krallık’ın Kuzey İrlanda'yı temsil kabiliyetini yitireceğini belirterek, yeni bir ayrılma kampanyasının işaretlerini verdi. Her ne olursa olsun, net bir biçimde Britanya halkının AB'nin geleceğini oyladığı söylenebilir. Bu oylama AB'yi ilgilendirdiği gibi, AB ile üyelik müzakerelerinde bulunan Türkiye'yi de ilgilendiriyor. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere AB'yi içine düştüğü bu kaotik durumdan kurtaracak, AB değerlerini pratize ederek, AB halklarına güven verebilecek tek ülke Türkiye. Ancak Türkiye'ye yönelik mevcut durum devam ederse, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bir Avrupa Birliği kalmayabilir.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap