SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Türkiye’nin huzura ihtiyacı var, başkasının ölümü

Türkiye’nin huzura ihtiyacı var, başkasının ölümü

03 Temmuz 2016 Pazar - 10:40








Dış politika değişiyor. İç siyasetteki Başbakan değişikliği dış siyasete yansıyor mu? Dış siyasette uzun yıllar aynı politika yapıldı. Hedef ‘sıfır sorun’du, sıfır sorun hep ‘sinir sorun’ oldu. Dış politikada öncelikli olan Ortadoğu sorunu da denilebilir. Komşularımız Irak, Suriye parçalara ayrılmış, örgütler, devletçikler ilan ediyor. Maalesef örgütler üzerinden dış politika yapmanın yanlışı içinde olduk. Örnek Özgür Suriye Ordusu. Bu aralar ismi hiç duyulmuyor. Irak ve Suriye sorunu Türkiyesiz çözülmez. Tek başına biz de bu sorunu çözemeyiz. Bugüne kadar çözemediğimiz bu sorunlar terör olarak bize döndü. Ortadoğu'da dengeleri iyi okumak lazım. İran, Amerika, Rusya, İngiltere ve İsrail'in bu bölgede kendi çıkarları adına taraf oldukları aşikârdır. Bu devletlerin çıkarları Türkiye'nin hiçbir zaman çıkarına değildir.

STOCKHOLM SENDROMU

Kendisini 6 gün boyunca rehin alan banka soyguncusuna âşık olan bir kadının hikayesi üzerinden konuyu değerlendirelim. Biz de bu hikayeye göre, cellâdımızla gönül ilişkisi içinde miyiz? Öyle ki, onun için Osmanlı’yı tarihin dışına ittiler. ‘O güvende yaşasın’ diye Ortadoğu’yu bütün halklar için yarı açık cezaevine çevirdiler. Mavi Marmara’da 9 vatandaşımızın pervasızca katledilmesine ses çıkarmadılar. İşte şimdi böyle bir yapı ile anlaşıyoruz. Buna “Sendrom” değil de ne denir?

DIŞ POLİTİKADAKİ DEĞİŞİMLER

‘Terör, terörist, eli kanlı devlet, bebek katili’ gibi onlarca olumsuz sıfatı kullandığımız bir ülkeyi, ‘dost, müttefik’ olarak kabul etmeye, kimse ‘derin akıl, stratejik açılım’ gibi anlamlar yüklemeye çalışmasın. Bu olsa olsa 2. Mahmut’un dediği gibi ‘Denize düşünce yılana sarılmak’tır. Peki, sahi denize düştük mü? Sebebi belli; içinde bulunduğumuz cendereden çıkış için anlaşmayı tek yol olarak telkin edenler bizi bu sona güzelce(!) hazırladılar. Amerika'nın Dışişleri Bakanı Kerry’nin “Çok memnunuz. Olumlu bir adım” açıklaması, eski kodlarımıza uygun düşmüyor. Türkiye’den Gazze’ye giden insani yardımlar için önce Aşdod’a uğranacak, otoriteden izin alınacakmış. Bu yardımlar, denetimlerin ardından Gazze’ye girebilecekmiş. Bu da ablukanın kalkması olacakmış. Dün dündür, bugün bugündür, yarın yarındır, dış politikası deneme yanılma endişesini hep taşır. İnanıyoruz ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistinliler aleyhinde olacak hiçbir anlaşmayı kabul etmez. Demek ki zorlandığımız neden, niçinler dış politikada ciddi değişimlere yol açtı. Rusya ile yapılan mutabakat, ekonomik açıdan ciddi bir kaybı önleyecektir. Tarım ürünleri ve turizmde, bu olumsuz giden zaman içinde, ekonomik olarak sıkıntı yaşandı. Geldiğimiz nokta itibariyle, galiba sırada Suriye ve Mısır politikalarının değişikliği bekleniyor. Önce kamuoyu hazırlanıyor. Kamuoyunu hazırlama işini Doğu Perinçek üzerine vazife almış. Ak Parti tabanının muhafazakar ağırlığı da Doğu Perinçek'in bu açıklamalarından oldukça rahatsız. Ak Parti Genel Merkezi’nin karşı açıklama yapmaması, bu şahsı muhatap almaması gerektiği içindir. Türkiye'nin iç ve dışta çok ciddi bir rahatlığa, huzura ihtiyacı vardır. Dış politikanın içe vuran yansımaları hem huzur olarak hem de ekonomik olarak Türkiye'yi yaklaşık 15 yıldır yöneten Ak Parti'yi ciddi şekilde yordu.


NE KAZANAN VAR, NE DE KAYBEDEN!

‘Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesi kasıtlı ve planlı bir durum değildi ve o günden bugüne ilişkilerin normale dönmesi arzusunu Türkiye sıkça dile getirmişti. Rusya bir yandan Suriye'de Esad'a destek çıkarak şehirlere bomba üstüne bomba yağdırırken, gerek Kremlin gerek Rus medyası Türkiye'ye karşı agresifliğini yükseltirken, Ankara buna aynı tonda cevap vermedi. Evet, Rusya'nın ikazlara rağmen Türkiye sınırını ısrarla ihlal etmeye devam etmesi noktasında yapacak iki şey vardı: Ya angajman kurallarını uygulayacaktık ya da kuralları değiştirecektik. Sonunu planlamadan ilkini uyguladık ama ne biz memnun kaldık ne de Rusya mutlu oldu. Türkiye ile ilişkilerinin dışında da, ekonomik yaptırımlar, askeri harcamalar vb. nedenlerle sıkıntıda olan Rusya da, istediğini alamayınca ses tonunu düşürmüştü ve iki ülkenin eski durumuna gelebilmesi için iki tarafın da onuruna zarar vermeyecek bir formül aranıyordu, bulundu. Özetle burada da ne kazanan var ne de kaybeden... Ama kaybedilen çok önemli bir şey var ki; o da, kan ve can. Türkiye'nin daha en başta, bölgede dostlarını kaybetmesine, ilişkilerinin zedelenmesine, dünyada imajının zarar görmesine, son üç yıldır içeride ve dışarıda bu kadar yıpranmasına neden olan da, bugün terörü bu kadar büyüten ve güçlendirenle aynı.

OYUNU KURGULAYANLAR

Terör kumpanyası durmak bilmiyor. Önceden mala, imaja ve itibara gelen zarar, bugün cana geliyor. Daha önce Suriye'ye yönelik insani politikalar için, komşu ülkedeki milyonlarca mağdur ve de mazlum insan için ödenen bedele dayanılabilirken, bugün bıçak kemiğe dayanmış görünüyor. Lakin gel gör ki; bu oyunu kurgulayanlar, ‘Suriye'deki savaş Türkiye'yi de içine alsın’ diye uzattıkça uzatanlar, terör örgütlerini kucağına alanlar da kazanamıyor. İşte İngiltere'nin durumu ortada. Avrupa Birliği kendi derdine düşmüş, nasıl toparlanacağını düşünüyor. ABD ise başına ‘Donald Trump’ diye bir belayı sarmış, nasıl kurutulacağını bilemiyor. Her şeye rağmen Ak Parti dış politikada değişiklik yapması doğru bir adımdır. Başkasının ölümü kolay gelir insana. Sırada Suriye ve Mısır politikalarının değişikliği var. Bayram haftasına girdik. Herkese hayırlı bayramlar diliyorum...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap