Üzerinde yaşadığımız ve bin yıldır vatan olarak yorgan gibi sarılıp yattığımız ülkemiz bulunduğu konum itibariyle güçlü devletlerin ihtiyacı olan acil yer altı kaynaklarına sahip olmasa bile; bu kaynaklara hâkim ve onları elde etmek isteyecek ülkelerin yolları üze- rinde olduğu için hiç sebep yokken bile onlarca devletin diş bilediği ve kabadayılık yapmaya çalıştığı bir coğrafya özelliğindedir. Biz ne kadar yurtta ve dünyada barıştan, sevgiden, kardeşlikten, mazlumlarınhakkındanbahseder- sek edelim; her sabah çarkları dönen binlerce fabrikaları için petrol ve hammadde ihtiyacı olan ülkeler bu erdemli seslenişe hiç kulak asmadan, hedeflerini elde etmek, fabrikalarının çarklarını döndürmek için hareket edecek, hiçbir insani yaklaşımı değerli bulma- yacaklardır! Bu durum Ana- dolu’dadevletkuranmilletleri tarihin her döneminde zor durumda bırakmış, hatta birçoğu bu baskılara dayanamayıp yıkılıp, yok olup gitmişlerdir. Bu niyetlerle mücadele ederek bu güne kadar, devlet ve millet varlığını bu coğraf- yada sürdürmeyi başaran milletimiz, bundan sonrası için de varlığını sonsuza kadar sürdürmek kararlılığındadır. Bunu bilen güçlü devletler içimize her daim fesat ve ayrılık tohumları ekerek, bizi birbirimize düşürmeye çalışmış, kendilerinin sebep olduğu kargaşa ortamlarından yararlanıp güç devşirerek hedeflerini elde etmeyi siyaset olarak benimsemişlerdir. Son yıllarda her alanda varlığını iyiden iyiye dost ve düşman devletlere hissettiren Türkiye bu coğrafyanın önemli aktörlerinden biri olduğunu bütün dünyaya hay- kırarak bu vatandan asla vazgeçmeyeceğini ortaya koymuştur.