Kimliğin tanımını çok boyutlu bir şekilde yapmak mümkündür. Bunlardan bir tanesi şöyledir: Bir topluma ve ulusa (kimsiniz) diye sorulabilir. Bu sorulara verilen cevaplar, kimliği tarif edebilir. Kimlik, kişisel, toplumsal, kültürel kimliklerden bahsedilebilir.

İnsan kişiliğinden birden fazla kimliği taşıyabilir. Toplumsal rolleri, seviyeleri, statüleri bu gruba dahil edilebilir. İlkel ve geleneksel toplumlarda kimlik problem olarak algılanmaz. Töreler, gelenek görenekler insanların kimliğini belirler

Geleneksel ve ilkel toplumlarda, insanların kendi kimliği ön planda değildir. Topluma ait olmak birinci önceliktir. Sosyokültürel değişmelerin yayılıp hızlanması ile insanların kimlik kavramı, seçimi, özdesini bir problem olarak karşımıza gelir. Zira kimlik bir kültür meselesidir.

İki kutuplu dünya sona erince, dünyanın tek bir devletin hegemonyası altına girme tehlikesi belirince, ortaya kaotik bir durum çıktı. Bu durumda dünyanın değişik coğrafyalarında mikro milliyetçilik ideolojileri ortaya çıktı. İnsanoğlu kendi kimliğini nasıl bulacağını sorgulamaya başladı. Teknolojik gelişmeler had safhaya çıkınca, toplumsal değişim herkesi etkiledikçe, milletler, toplumlar, gruplar bu meseleyle ilgilenmeye başlamışlardır.

Günümüz modern dünya insanı, kendine biçilen rolle, kendine kesilen kimliğe rıza göstermiyor. Bireysel kimliğini seçmek ve bu yolda yürümek, özgürlüğüne kavuşmak isteğini dile getiriyor. Ulusal devlet ideolojisi, insanların etnik kökenlerine, mezheplerine, dinine, cinsine, tarihi kökenine bakmaz. Milli devlet bu ölçüleri dikkate almadan hepsini tek bir kimlik şemsiyesi altında (ulusal kimlikle) birleşmeye zorlamaktadır.

Bir milletin etnik kültürel tarihi kimliğiyle resmi ulusal kimliği her zaman uyum içinde olmuyor. Bu farklılıklar, kişileri, grupları ve toplumları, devlet gücüne ve sosyal baskıya direnmeye, resmi tarihin yeniden yazılmasına sebep olur. Bu da (kimlik bunalımı) ismi verilen ve neticesinde çatışmaya yol açıyor.

Bir insanın kişiliği ve dünya görüşü onun kimliğinin oluşmasına katkıda bulunur. İnsanın sosyal kişiliği başkalarınca gözlenebilir nesnelerdir. Doğuştan itibaren de vardır. Kimlik, gerçek olanın nesnelliğini dışa vurması ülke veya toplum inadı (imgesi) bu gerçekliğin dışarıdanda ve yabancılardan da algılanmasıdır.