Karadeniz Teknik Üniversitesi, Atatürk Kültür Merkezi, Reşit Tarakçıoğlu salonundayız. Her yaş gurubundan ve değişik fakültelerden; öğrenci, öğretim üyeleri ve şehir merkezinden gelen davetliler ile dolup taşan salondaki hava görülmeye değerdi. Trabzon Türk Ocakları ve KTÜ “Türk Dünyası ve Araştırmaları Öğrenci Kulübü ”nün ortaklaşa düzenledikleri konferans sonuna kadar ilgi ile izlendi.

Konuşmacı olarak kürsüye çıkan, Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı (Sürgündeki) Sayın Seyit Tümtürk’ü, ağlamadan dinlemenin zorluğunu yaşadık. Yüzünde bütün hüzünlü sahnelerin izleri olan bu değerli insan anlatıyor ve diyor ki;

Bütün dünyanın gözleri önünde; namusumuz, iffetimiz, ahlakımız kirletiliyor! Kızlarımız, Çinli vampirlerle evlenmeye mecbur bırakılıyor. Beş milyona yakın soydaşımız çeşitli bahanelerle vatanımızda kurulan Nazi kamplarında inanılmaz işkenceler altında tutuluyor. Onların erkeksiz kalan evlerine ailelerinin ve çoluk-çocuklarının yanına “kardeş aile projesi” adı altında Çinli erkekler yerleştiriliyor. Daha da kötüsü hane halkı bu erkek ajanları yatarken kendi yataklarında hep birlikte yatmak zorunda bırakılarak ailenin rencide edilmesi ve aşağılanması sağlanıyor! Hiç düşünebiliyor musunuz ey insanlık! Yabancı bir erkek bir eve, bir bahane ile yerleştiriliyor ve o ev halkı ile birlikte yatıp uyuyor! Eğer siz buna itiraz edecek olursanız hemen “kardeş aile projesine” karşı çıkmak, huzursuzluk yaratmak ve terör eğilimi göstermek suçlarından tutuklanıp Nazi kamplarına gönderiliyorsunuz!

Analarının kucaklarından alınan çocuklar, küçük yaşlardan itibaren ateist bir eğitime tabi tutularak, kendi anne-babaları ile kültürlerine düşman hale getiriliyor. İnternet yasak, iletişim yok, bir mahalleden diğerine izinsiz geçmek yok. Ramazanda oruç tutmak yasak, gece sahura kalkanlar evinin yanan ışıklarından takip edilip hemen yargısız infaza tabi tutuluyor. Başörtüsü takmak yasak. Dış dünyadan gelenlerin resim çekmesi için birkaç göstermelik cami kendi ajanlarınca açık tutulup, görevli cemaate namaz kıldırılıp dünyayı kandırabileceklerini zannediyorlar. Bu gün Filistin’de bile bu zulüm görülmemiştir. Yahudiler oradaki kardeşlerimize inanılmaz baskı, katliam ve zulümler ediyorlar ancak, hiç bir Filistinlinin evinde, onların aileleri ile yatıp-kalkan bir Yahudi bulunmamaktadır! Bu nasıl bir zulümdür ey insanlık!

Türklüğün ana beşiği, İslam’ın Anadolu’ya taşındığı bu kutsal coğrafyanın sahipsizliği Çinli emperyalistleri daha da cüretkâr hale getiriyor! Bu gün 35 milyon Nüfusu ve iki milyon kilometrekareye varan yüzölçümü ile tek başına Çinin enerji ihtiyaçlarının yarısını karşılayan Doğu Türkistan için yapabileceğimiz hiç mi bir şey yok! En azından, çeşitli yollardan Türkiye ye gelen 0nbin Doğu Türkistanlı kardeşimize “Türk vatandaşlığı” veremez miyiz?’ Asgari ihtiyaçlarını karşılayamaz mıyız? Ailelerinden yardım ve haber almadan üniversitelerde okumaya çalışan Doğu Türkistanlı evlatlarımıza sahip çıkamaz mıyız? Sağlık ve tedavi ihtiyaçlarını karşılayamaz mıyız?

Seyit Tümtürk konuşmasını, hepimizi derinden üzen şu cümlesi ile bitirdi;

Bizler, Doğu Türkistanlılar olarak; “kıyameti kopmuş ancak cenaze namazı kılınamamış” insanlar konumundayız! Ne diyelim; Tarih böyle bir zulmü görmedi! Doğu Türkistan’ın şanlı direniş mücadelesini başlatan, Osman Baturların, İsa Yusuf Alptekinlerin ruhları şad olsun. Allah bu gün orada bu zulme direnenlerin yar ve yardımcısı olsun.