SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Sıra sana geldiğinde!

Sıra sana geldiğinde!

12 Kasım 2016 Cumartesi - 10:00








Almanların en tanınmış din adamı, ‘’Endüljans’ın Kuvvetlerine Dair Tezler’’ adlı 95 maddelik metni ile Hristiyan dünyasını baştan sona değiştiren Martin Luther’dir. Onun Katolikliğe ve Roma’ya karşı 16. yüzyılın başlarında açtığı savaş, Protestanlığın ortaya çıkmasıyla sonuçlanır. Ki, Batı aydınlanmasının başlamasında bu adımın büyük bir etkisi olmuştur.

***

İsmi Luther kadar bilinmeyen, ancak insanlığa çok acı deneyimlerle büyük bir ders veren, sözleri hala  en taze biçimde insanlığın zihninde yer eden diğer bir Alman ilahiyatçı, Niemöller’dir. Başlangıçta kendisi de Hitler’in faşist-ırkçı Nazi partisi taraftarı olan Niemöller, daha sonra Alman faşizmine karşı direnişe katılır. İşte o ünlü sözleri:

‘’Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.

Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.


Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.

Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.

Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.’’

***

Bu sözlerden alınması gereken mesaj çok açık. Eğer ortada bir hukuksuzluk, suç, yanlış, adaletsizlik varsa, kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmak gerekir. Kendi hak ve özgürlüklerimiz, başkalarının hak ve özgürlüklerini savunmamıza bağlıdır. Bu karşılıklı bağımlılık ilişkisi, bizleri aynı toplumda, hatta aynı dünyada barış içinde yaşatacak en önemli sigortadır, dayanaktır, güçtür. Hatta diyebiliriz ki,  uygarlaşma bir anlamda budur!


***

Çevremizde, ülkemizde ve dünyada işlenen suçlara, yapılan adaletsizliklere sessiz kalırsak, ufak çıkarlar için büyük haksızlıklara alkış tutarsak, ‘’aman bana ne’’ deyip başkalarının uğradığı acıları görmezden gelirsek, sıra bize geldiğinde, artık kimse kalmayacaktır!

YILDIRIM BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Yıldırım’la yaptığı görüşmede, yeni anayasa ve başkanlık konusunda masaya koyulan önerilerin ‘’müspet ve makul’’ (olumlu ve akla uygun) olduğunu söyledi.

Bu öneriler nelerdir, tam olarak ne önerildi, bilmiyoruz. Ancak Bahçeli ve Erdoğan- Yıldırım arasında uzlaşmaya gidildiği çok açık.


Bahçeli bunun gerekliliğini belirtirken, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehditlere, ülke çıkarları ve iç belirsizliğe vurgu yaptı. Peki ama bütün bunlarda iktidarın sorumluluğu yok mu? Bugün fiili başkanlık ısrarının yarattığı rejim dahil devasa sorunlar, yarın başkanlık yasal hale geldiğinde ortadan mı kalkacak; yoksa özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti adına çok daha vahim bir karanlığa mı gireceğiz?

CHP BİLDİRGESİ

Hükümeti eleştirmenin neredeyse olanaksız hale geldiği, birkaç muhalif yayın organının da otokontrolle etkisizleştirildiği bir ortamda, ana muhalefet partisi hükümeti eleştiren bir bildirge kaleme aldı. Memleketin kötüye gidişine vurgu yaparak kendi penceresinden eleştirilerini sıraladı.

Bildiri iktidar tarafından mahkemeye götürüldü. Ana muhalefet partisi terörle iç içe olmakla suçlandı.

Demokrasinin olmazsa olmazı, muhalefet yapma hakkıdır. Muhalefet partisi iktidarı şöyle ya da böyle eleştiremeyecek de ne yapacak?


Muhalefetin eleştirisinin bile suç olarak algılandığı bir ülkede, hak ve hukuk açısından kimin garantisi olur ki?

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap