"Orta alan savaşları" denebilecek bir maçın son saniyelerinde, yine "orta alan ve vuruş ustası" sayılan birisi, kaleyi karşıdan gören bir yerde topun başına geçer ise, taraftar olarak ne düşünür, ne beklersiniz? Tabi ki vuruşun gol olmasını.

İşte, Karabükspor karşısında Trabzonspor, 90 artı 4'te bu tabloyu yakaladı. Yusuf'un yokluğunda, Burak da ısrarından vazgeçince topun başına "inşallah geçmişini hatırlar" dedirterek Sosa geçti. Geçti ve olabilecek en iyi vuruşlarından birini, ölçüp biçmeyi az bir hatayla yapıp topu direğe çarptırdı. Dönen topta da şansı yaver gitmedi ve bizim de, "Sonunda Sosa, Trabzonspor'un ilk yarıyı 4'üncü sırada tamamlamasını sağladı" şeklinde yazmamızı önledi.

*

Evet, Trabzonspor, lig sonuncusu Karabükspor'u genelde orta alana yığılan ve her iki takımın da ani çıkışları ile gol aradıkları bir maçta mağlup edemedi. Edememesi bir yana, 74'üncü dakikada "Eski Trabzonsporlular" ibaresi ile İbaniez-Yatabare işbirliği ile mağlubiyetin kapısını bile araladı. Ama dedik ya, "orta alan" diye! İşte o orta alandan çıkan topu, maçın hücumda "uyuyan adamlarından" Burak Yılmaz, "Uyusam da golü atarım" diyerek beraberlik adına topu ağlara gönderdi.

Ya gönderemese idi?

O zaman ilk yarıda rakip ceza sahasında topla buluştuğunda sadece kaleyi gördüğü için iki fırsatı harcamanın pişmanlığını duymayacak mıydı? Evet, Burak golcü... Bunu tartışmaya bile gerek yok. Ama, bazen öyle pozisyonlar oluşuyor ki, kale yerine müsait pozisyondaki arkadaşını görse, gol daha kolay gelebilecek.

*

Rıza Çalımbay, Karabükspor'un orta alana yığılarak Trabzonspor'un oyununu bozup, aynı zamanda pas trafiğini azaltma üzerine oyunu kurabileceğini sanırım hesap etmişti. Belki de o hesap üzerine N'doye yerine bu alanda daha çok efor sarf edebilecek Olcay'ı düşündü. Ama bu düşüncenin hesabını maalesef Olcay boşa çıkardı. Olcay yetmezmiş gibi, bir de beklentileri her hafta yükselten adam Yusuf Yazıcı orta alanda hüsran yaratınca, Onazi ile Okay'ın çabaları da savunma amaçlı olmanın ötesine gidemedi. Kala kala bir Abdulkadir kaldı. Onun da bu kadar yokluğun arasında gösterebileceği varlık da ancak bu kadar olabilirdi.

*

Her neyse! Trabzonspor, Ersun Yanal ve O'na uyan yöneticiler yüzünden başlangıcı "hüsran" sayılabilecek 2017-2018 sezonunun ilk yarısını, Rıza Çalımbay'ın adamlığı ile akılları başlarına ve ayaklarına gelen futbolcuların (istisnalar hariç) çabaları ile en tepedeki ile "şampiyonluk için iddiası yok" dedirtemeyecek bir puan farkı ile 7'nci sırada tamamladı. Ama başa; "Sonunda Sosa" yerine, "Sonunda Sosa attı, Trabzonspor kazandı" yazabilseydik çok ama çok iyi olurdu. Hem 4'üncü sıraya yerleşir, hem de "4 büyükler" diye yapılan tarifi de akla getirmiş olurduk!