SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Siz oğlu şehit olan anne ya da babaya acı haberi v

Siz oğlu şehit olan anne ya da babaya acı haberi v

05 Kasım 2018 Pazartesi - 09:55








Söz konusu şehitler olduğu zaman dayanamam…

Geçtiğimiz günlerde donarak şehit düşen iki kahraman Mehmetçiğimiz üzerinden yapılan spekülasyonlar insanı üzüyor…

Hal böyle olunca o şehitlerin ailelerini düşünmemek mümkün mü?

Bütün şehit aileleri gibi o ailelere  ulaştırılan ’Oğlunuz şehit düştü’ haberi anını düşündünüz mü?

Siz oğlu şehit olan anne ya da babaya acı haberi vermeye gittiniz mi hiç?


Hayır mı?

O zaman şu subayın sözlerine kulak verin:

“Sabah daha mesaiye başlamadan bir mesaj düşer önünüze… Yukarı köyden Ahmet oğlu Mehmet şehit düşmüştür.

Gereği…

Ya rabbim dersin, dağa çıksam üç gün aç susuz kalsam da şu haberi vermesem…


Ama giyersin tören üniformanı, birkaç Mehmetçikle birlikte, hastaneden gelen ambulansı alırsın arkaya, düşersin yola…

***

Vatandaş da öğrenmiştir artık, önde bir askeri araç, arkada bir ambulans geliyorsa bir eve ateş düştüğünü.

Yaklaştığın her kasaba veya köyün buz kesildiğini hissedersin…

İçinden geçip gittiğin her yer rahatlar…

Varırsın köye…


Askerde evladı olan her haneden inceden bir sızının yükseldiğini, 'aman bizim eve doğru gelmesin' diye dua edildiğini duyar gibi olursun…

Bütün köy donmuştur adeta…

Herkes büyülenmiş gibi izler seni…

Hangi eve gidilecek diye ıstıraplı bir merak sarar ortalığı…

***

Şehidin evine doğru yaklaşmaya başladığında, bahçedeki ihtiyarın büyülenmiş gibi sana baktığını, bacaklarının titrediğini, elindeki bastondan güç alarak zar zor ayakta durmaya çalıştığını görürsün.


Ayakların geri geri gider.

Bahçedeki çocuklar eve doğru koşar.

Pencerelerde bir hareket başlar ve kapının önüne telaşla bir anne çıkar, bir sana, bir arkanda yere bakan Mehmetçiklere, bir de ambulansa bakar.

Sonra atar kendini yere…

***

Oğlu daha toprak altına girmeden o ana düşer toprağa… 

Öyle bir vurur ki yere, Zelzele oluyor sanırsın...


Konu komşu yığılır, Bin feryat bin figana karışır, Dersin ki kıyamet budur…

Kimi ana önce sana doğru koşar, ellerine sarılır, son bir umutla yüzüne bakar,

'Yaralı değil mi komutan?' der;

Başını öne eğer, hiçbir şey diyemezsin.

Dizlerinin bağı çözülür, çökersin anayla birlikte yere, o ağlar sen ağlarsın…

Gözyaşları birbirine karışır.

Hemşire elinin titremesinden, gözünün yaşını silmekten sakinleştirici iğneyi yapamaz bile…

***

Baba… O babalar, Fidan gibi evlatlarını vatana feda eden o babalar.

Sicim gibi gözyaşları dökülürken gözünden, acıya gark olmuş bir gururla, 'Vatan sağ olsun, vatan sağ olsun şehit babasıyım ben' dediğini duyarsın.

Kimi içine akıtır gözyaşlarını, kimi de donar kalır…

Kimi günlerce konuşamaz, kimi dua eder, kimi beddua…

Kimi kendi saçlarını, kimi saçlarımızı yolar, ne şapka kalır başınızda ne rütbe omuzlarınızda, söker atar…

Asıl büyük kıyamet bir-iki gün sonra kopar…

Gerçekle yüzleşme günüdür.

***

Bu sefer cenazeyle birlikte varırsın köye…

Tören mören hak getire…

Köylü alır şehidini omuzlarına, yer yerinden oynar, ne protokol kalır ne düzen…

Tekbir sesleri feryada karışır…

Kimi 'Evladımı en son haliyle hatırlamak istiyorum' der, görmek istemez naaşını...

Kimi de ille de 'Göreceğim' der, Gösteremezsin ki; Ya yüzü yoktur ya da bacağı…

Bir üsteğmen elinde daha önce de okuduğu, sadece isim hanesi değiştirilmiş standart metni okur, 'Kanı yerde kalmayacak' diyerek, bitirir konuşmayı. Tabuta sarılı analar, babalar, bacılar, gardaşlar duymaz bile bunu, duysa da inanmaz…

Orada bir mezar, bir bayrak, bir ana kalır..."

Allah sabır versin tüm şehit analarına, babalarına, ailelerine…

TAYGUN ABİ DE GİTTİ!..

Bu arada çok değerli büyüğüm, abim Tek-Art Holdingin duayen isimlerinden İbrahim Taygun Ertem’in ölüm haberi geldi..

Çok yakından tanıdığım çokça sohbet ettim bir büyüğümdü..

Allah rahmet eylesin…

Nurlar içinde yatsın…

Mekanı cennet olsun

Pırıl, pırıl yüreği olan adamdı…

Bir zamanlar zor dönemler geçirdi..

Zorluklar karşısında mücadele etmeye çalışırken tam düşeceği anda yani en  zor dönemlerinde Eski Devlet Bakanı Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz onu kucaklayıp yanına alıp  bağrına bastı..

Sahip çıktı…

Yaşama bağlanmasına vesile oldu..

Namerde muhtaç etmedi…

Moral verdi..

Bütün sağlık sorunlarına ile yıllarca ilgilendi..

Bunları çok iyi bilenlerden biriyim..

Mehmet Ali Yılmaz olmak o nedenle zordur…

Yapacağı iyiliklerin duyulmasını istemez ve asla karşılık beklemez..

Mehmet Ali Yılmaz hiç kimseye minnet etmeden  nerede olursa olsun  hiç almamış, hiç istememiş  hep vermiştir…

Onun için  hep aynı sevgiyi hep aynı saygıyı görür..

Hiç kuşkusuz yüzlerce çok insanı  maddi ve manevi böyle sahiplendi

Bugünde gözlerden uzak bir şekilde   sahiplenmeye devam ediyor..

Baba olmak,

Abi olmak,

Reis olmak zordur vesselam..

Hep derim…

Ne mutlu bu dünyada  M. Ali Yılmaz gibi kalbi olanlara..

Allah varlığını hiç  eksik etmesin…

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap