Amerika, Afrin’de 30 bin katili “YPG-PKK ordusu” haline getirip, üstüne üstlük 5 bin TIR dolusu ağır silahla donatırken, “yapamaz, edemez” diye sadece nutuk atanların şimdilerde, “Burada ÖSO ile (Özgür Suriye Ordusu) ile işbirliği içindeyiz” diye söz kullanmaları yok mu?

Adama, “Bu nasıl iştir?” dedirtmiyor değil!

Çünkü, bu bataklıktaki tüm örgütlerin hemen hemen hepsinin paralı askerlerden oluştuğunu, bugün düşman olanların yarın dost diye birbirine sarıldıkları yüzlerce kez yaşanmadı mı?

Buna rağmen, hâlâ, “Bilmem ne örgütü ile işbirliği içindeyiz” denilmesi karşısında, gel de “Aklıma mukayyet ol Yarabbi”, ya da “Bunlara akıl, fikir, izan ihsan eyle” diye dua eyleme bakayım!

***

YERLİ VE MİLLİ!

Hayatının yaklaşık yarım asrında, “Yerli ve Milli” ibarelerini ben diyeyim “içini doldurarak”, siz söyleyin “manasına uygun olarak” başına şemsiye yapanlar şu günlerde hayretler içindeler!

Neden mi?

Bu iki kelimeye, şu günlerde dört elle sarılanları görüp de; “Ya hidayete erdiler”, diyip, ya da “Ya da kim bilir hangi hesabı yaptılar?” diye sorup, hayrete düşmemek mümkün mü?

***

SADECE SÜMELA’YI MI YAĞMALADILAR?

KTÜ öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Köse’nin, “Sumela’yı ABD’li askerler yağmaladı” başlıklı açıklaması gözüme çarpınca, aklım bana; “Sadece Sumela’yı mı? Dünyayı yağmalıyorlar” dedirtmedi değil!

***

ŞEYTANİ İŞLER...

“Ne günlere kaldık?” dersem, sanmayın ki 2000’li yıllardan sonrası. Resmen 3 çeyrek asırlık bir zaman dilimi, böyle günler.

Nasıl mı?

Kötülükler,

Yalanlar,

Yanlışlar,

Gafletler ve ihanetleri, şeytani boyutlara varıncaya, vardırıncaya kadar görmeyen, ya da görmezden gelenlerin sebep oldukları felaketler “böyle günler!”

Hem de, “Çıkarları için şeytanın kapıdan girmesine sessiz kalanlar, işi bittiği zaman çekip gideceğini sanmasınlar” uyarıları dinen ve ahlâken milyonlarca kez yüzlerine karşı yapılmış olmasına rağmen.

***

EFSANELER YERİNE ŞİKE ANITI...

Avni Aker yerle bir ediliyor! İstisnalar hariç kimsenin “gıkı çıkmıyor” dersem yeridir.

Haa çıkanlar yok mu? Var var! Ama onlar da yaklaşan Fenerbahçe maçı öncesi “şike anıtından” dem vuruyorlar.

Yani; Trabzonspor’un Türk ve dünya futboluna “Efsane kadroyu oluşturanlar” ile vurduğu damgayı hatırlayacak heykelleri dikmeyi aklına getirmeyenler, kelimesi bile çirkin olan şikeyi Trabzon’un göbeğine kondurmanın ben diyeyim “yanlışı”, siz söyleyin “hesabı” içindeler.

***

ONUNCU KÖY DE; AVNİ AKER...

Neyse, biz şikeyi bir kenara koyarak, Trabzon’da sadece futbol demek olmayan, tarihe kaydı bulunan Avni Aker’e dönelim.

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç; “Avni Aker yeşil alan olmalı” dedi.

Doğru söze ne denir? Dense dense “inşallah.”

Ama burası Türkiye!

“Doğru söyleyenin dokuz köyden kavulduğu”, Fakir Baykurt’un da bu yüzden, “Onuncu Köy” romanını yazdığı ülke!