Bazen öyle şeyler oluyor, öylesine gelişmeler ve değişimler yaşanıyor ki, ister istemez "bin bir gece masalları" gibi, binlerce senaryo üretebiliyorsunuz!

Bunun tarifini birileri de "Şeytanın avukatlığını yapmak" olarak yapabiliyor.

Belki de haklılar!

Hele hele işin içinde "şeytanca işler yapanlar", ya da "çıkarları için şeytanla yatıp kalkanlar" var ise bunlara "haksızsınız" demek zor geliyor.

Örnek mi?

Alın, 2011'de BOP Eş Başkanı sıfatıyla, "6 ay sonra Şam'da Cuma Namazı kılma" hedefi ile hata yaparak daldığımız ve şimdilerde de, "yanlıştan vazgeçmek de bir erdemliliktir" diyerek, yaratılmasına sebep olduğumuz Suriye bataklığını haklı olarak kurutmaya çalışmamız!

*

Önceki akşam az konuşan ama takımında en başa yazılabileceklerden Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un; "Türkiye, Suriye (Esad) ile doğrudan görüşmeli" çağrısının hemen ardından Suriye Bayrağı asmış, İran destekli olduğu ifade edilmiş, rejim yanlısı (Esad) diye tarif edilen bir konvoy, Türkiye'nin "kırmızı çizgilerinden" olan Afrin'e girmeye kalkıştı! Türkiye'de kararlıkla gereken cevabı gösterdi ve önce yakınlarına bombaları göndererek, "dönmezseniz vururum" dedi. Sonuç malum; gerisin geri kaçtılar.

Ve o konvoy en ağır silahlarla donatılmış idi. Hangi ağır silahlar idiler, bilir misiniz? Amerika'nın YPG'ye verdikleri ile aynı olduğunu bilmeyen, görmeyen var mı?

Yani demek istediğimiz odur ki, Türkiye'nin Esad ile anlaşma masasına kesinlikle oturmamasını kim ister? Kenara çekilmiş gözüküp, adım adım Büyük İsrail Devleti'ne gidildiğini var sayan İsrail ile bir yandan onun tetikçiliğini yapıp, diğer yandan petrol varillerini ülkesine taşımak isteyen Amerika'dan başkası olabilir mi? Asla!

Peki o zaman sorarım size: Suriye konvoyu diye Afrin üzerine salınanlar İran destekli Esad'ın askerleri midir? Yoksa, Amerika'nın Yahudi sermayesiyle donattığı paralı askerlerden oluşan ve "rejim yanlısı" diye kamufle edilmiş lejyonerler midir?

Şimdi, birileri bu gerçeklere, kalkıp da "Şeytanın avukatlığını yapıyorsun" diye itham da bulunabilir mi?

Elbette bulunabilir? Ama biliniz ki, onların ya gaflet, ya da hıyanet derecesinde dünya şeytanları (ABD, İsrail) ile mutlaka bir yerden bağlantıları vardır!

***

HANGİ PENCEREDEN?

Kimileri; görmek,

Kimileri; göstermek,

Kimileri; görünmek istediği pencereden bakıyor.

Kimileri de; gerçekler penceresinden...

Ama; görmek, göstermek ve görünmek isteyenler; "en kötü gerçeğin en güzel yalandan iyi olduğunu" bilmiyorlar!

***

3-4 TARAFI...

Önceki akşam bir TV dizisinde sarf edilen şu cümle Türkiye coğrafyasının bir yanı ile iyi, diğer tarafı ile çok kötü ama gerçek tariflerinden biri idi:

-"3 tarafı deniz, 4 tarafı düşman..."