Sağlık Bakanlığı teşkilat olarak önce üçe bölünmüştü. Şimdi ise tek çatı altında toplandı.

İllerde ise sağlık müdürlüğü ve altında daire başkanlıkları, başkan yardımcıları ve uzmanlarla müthiş bir kadrolaşmalar var.

Benim merak ettiğim sağlıkta o kadar doktor açığı varken bu kadrolaşmada niye? Bu tecrübeli doktorlar halka hizmet için değerlendirilirse daha iyi olmaz mı?

Uzmanlığında bulunduğu ilde en fazla 3-5 doktor olan kişiler iyi maaş olan müdürlük ve başkanlıklara; hastanelerde, acillerde o kadar pratisyen doktor açığı varken pratisyen hekimler yine başkanlıklara, başkan yardımcılıklarına ve uzmanlıklara atanıyor.

İşin ilginç tarafı benim bildiğim başkanlık il müdürlerinin yardımcıları değil onların üstlerinde bir görevdi.

Gelelim işin başka boyutuna... Nerde bir siyasetçi eşi, yeğeni var ise çoğu işinin ehli, tecrübelisi olmadan ballı maaşla yeni kadrolara atanmış veya sendika başkan yardımcıları, yöneticileri teker teker hastanelerde istedikleri kadrolara geldiklerine dair bilgiler alıyoruz.

Buradan benim anladığım tek şey bölsen de, toplasan da, çarpsan da sağlıkta idareciler doktordan değil işinin ehli tecrübeli idareciler göreve gelmeli. Bunun başarılması halinde sağlıktaki birlik ve beraberlik daha iyi çalışma ortamı sağlar diye düşünüyorum.

Bu yapılaşmada doktor olmayan, işini haketmiş görevlere gelmiş idarecileri tebrik ediyorum ve eski mailleri çerez kutusuna atmamız gibi eski çoğu idarecileri araştırmacı yapıp bir odaya sürekli tıkacağına keşke onların çoğundan faydalansak diyorum. Başka illerimizde çok modern hastaneler mevcut iken yap boz metodu ile eski hastanelerimiz perişan halde. Bir hastane düşünün, yarısı tel örgülerle çevrili psikiyatri hastanesi diğer yarısı kadın doğum ve çocuk hastanesi yani evlere şenlik bu komik ama gerçek tablo. Bu şehrimize hiç yakışmıyor.

Psikiyatri hastalığı öncelikle kişinin ruhen iyi olma halinden başlar, bu da beton yapılarda değil ağaçlar içinde oturma ve gezebilecek alanlarıyla bir bütün. Psikiyatri hastanelerine has olmalı yani mevcut yer değil. Bunun gibi yanlışlıklarda idarecilerin başarılı ve başarısız olduklarını anlayabiliyoruz. Bu idarecileri atayan zihniyet keşke vizyon ve başarı tabloları ile atama yapsalardı. Bu konu ile ilgili bir STK başkanı olarak, hastanelerdeki eksiklikleri ve KTÜ Tıp Fakültesindeki son gelişmeleri de takip edeceğiz.