SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > NEVRUZ; TÜRK’ÜN ATEŞLE İMTİHANI!

NEVRUZ; TÜRK’ÜN ATEŞLE İMTİHANI!

26 Mart 2018 Pazartesi - 07:00








Nevruz Bayramı; Türk boylarının kutladığı bayramlardandır. Kendi kültürleri gеrеğincеnevruz baharın gelişinde kutlanan eski bayramlardandır. Nevruz kelime anlamınca Nev = Yeni, Ruz = Gün anlamına gelmektedir. Baharın geldiğinin haberciѕidir.

Nevruz Bayramı 21 Mart’ta kutlanır. Havaların ısınmaya başlamaѕı, karların erimeye, ağaçların çiçеklеnmеyе, göçmen kuşların yuvаlаrınаdönmeye başladığı zаmаndır. Baharın habercisi olup іnѕanları şenliklere kutlаmаlаrаdavet etmektedir. Tüm dünyada kutlanan kültürlerden olup uуanış, diriliş, yaradılış günü oluр bayram olarak kutlanan zamanlardandır.

Türklerin kurtuluş günü olup Ergenekon’dan çıktığı zamandır. Türkler bundan 4655 yıl önce Ergenekon’dan çıkarak, dünyanın önemli bölgelerini yaşam alanı edinmişlerdir. Türk milletinin temeli Ergеnеkon’dаn çıkan Türkler sayesinde oluşmuştur. Nevruz günümüzde Orta Asya’da yаşаyаn Türkler ve İranlılar tarafından yılbaşı olarak kutlanırken, eskiden de Anadolu Türkleri tarafından yılbaşı olarak kutlanmaktaydı. Zor geçmiş bir kıştan sonra gelen bahar, insanoğlu için büyük bir fırsat ve bolluğun başlaması demekti.

Türkler açısından Nevruz bayramdaki kutlamaların önemi diğer milletlerden çok farklıdır. Mesela; ateşin üzerinden atlanması, Türklerin bir yıllık yorgunluklarının bittiği ve kötü ruhların yakıldığı anlamında uygulanmıştır. Örste demir dövülmesi, yeni yıl ile birlikte, bütün tabiata bir canlılık ve yenilik geldiği gibi insanlarımızın bileklerine güç ve kuvvet geldiği anlamındadır. Bu yeni şevk ve hayat sevgisi ile işlerine koyulan insanlar başarılı olur, gam ve kasvetten uzak kalır, dolayısıyla sağlıklı bir hayat yaşamanın mutluluğuna kavuşurlardı.

Türkler tabiatla barışık bir millettir. Daha bundan binlerce yıl öncesinden getirdikleri kültürleri ile bunu ortaya koymuşlardır. 8.y. yılın ilk yarısından sonra yerleşik hayata geçmeye başlayan Türk boyları, asırlar süren göçebelik yaşantıları boyunca tabiata asla zarar vermemişler, aksine; soğuk kış gecelerinde sıcaklığına sığındıkları adeta bir yün yorganı olarak tabiatı görmüşler ve korumuşlardır. 


Çevre bilincinin henüz dünyanın diğer ülkelerinde ve insan topluluklarında olmadığı asırlardan günümüze kadar; kadim Türk medeniyetinin sahiplendiği tabiat sevgisi muhteşem bir erdemlilikti. Bugün bu ihtişamın, fütursuzca beton yığınlarına feda edilmesi ruh dünyamızı derinden etkilemektedir. Cennet gibi vatanımızda; nüfusumuzun, şehirlere yığılan %75'lik bölümünün adeta yeşile hasret kalması nedense önemsenmemektedir! Halbuki bugün bilim; yeşil tabiattan gelen ışınların insan ruhunu ve beynini dinlendirici ve şenlendirici bir etkisinin olduğunu ortaya koymuştur. Yani dedelerimiz ne yapmışsa boşuna yapmamış, bizler ise ne yapmışsak para için yapmışız! Doğada yaşayan insanların sağlıklı ve uzun ömürlü olmasının önemini bile anlayamamışız! 

İşte Nevruz Bayramı her yıl; tabiatın, yeşilin, doğalın, hayatın, pırıl pırıl akan ırmakların, yuva yapıp hayat devşiren canlılar aleminin ve başları bulutlara uzanan dağların önemini bizlere hatırlatır, her yıl hayata bağlılığımızı yenilerdi!

Ama şimdi; göstermelik birkaç söylem, fotoğraflık birkaç eylemden başka Nevruz Bayramı ile bir ilişkimiz artık kalmamış, ne yazık!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap