Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı Kadıralak Yaylası, Tabiat Parkı olarak inşa edilmek üzere ihaleye çıkınca, aklıma biri önce, diğeri sonra olmak üzere iki gerçek geldi.

Önceki gerçek, Kadıralak Yaylası’nın bulunduğu mahale Çimento Fabrikası kurulma hesabı yapılırken, zamanın Trabzon Ticaret Borsası Başkanı, iş adamı Şükrü Güngör Köleoğlu’nun, “Cennete cehennem çukuru açılmaz” diyerek yaptığı açıklama ile final ve bununla da yaylanın kurtuluşu için konan noktadır.

Sonraki ise, aradan geçen yaklaşık iki yıllık süre içinde adeta yağmalanırcasına cennet yaylaya gelişi güzel kondurulan beton yapılardır.

İhale aşamasında merak ettiğim, acaba şartname de bu beton konduların yıkılıp yıkılmaması için bir karar, yaptırım var mı? Yok ise, Kadıralak’ın görüntüsünde çirkin bir çehre bizi bekliyor demektir.

***

SUUDİ İLE YEMEN; İSTANBUL’DA MASADA... FÜZELERİ HAVADA!

Ne anlamak, ne de anlatabilmek mümkün değildir!

Onun için hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok.

Geçen hafta İstanbul’da, Kudüs için İslam Ülkeleri Birliği toplantısında aynı masada Suudi Arabistan ile Yemen oturmuşlardı!

Aynı gün ise Arabistan yarımadasında, Ortadoğu coğrafyasında İsrail’in kadim dostlarından Suudi Arabistan,Yemen’e füzelerle saldırmıştı! Önceki gün de Mekke’ye değilse bile Riyad’a yönelik Yemen’den fırlatılan füze havada patladıldı.

Daha neyi, nasıl anlatırsınız, anlatacaksınız? “İslâm” diye, “Müslüman ülke” diye geçinme adına!

***

FINDIKTA RAKAMLARI BİLE ANLAMAYANLAR!

Aralık ayı başında medya da, “456 bin ton fındık borsalandı” diye bir haber, tabidir ki bunu da açıklayan birileri vardı.

Ve de, sanki 456 bin ton kabuklu fındık Kasım ayı sonu itibariyle borsalanmış, yani satılmış gibi bir açıklama... Bir de bu rakamlara dayandırılarak 2017 rekoltesinin sanki düşük olacakmış gibi değerlendirmesi...

Oysa gerçek çok farklı idi. Söz konusu 456 bin ton borsalama Ekim ayı sonu itibariyle idi. Kasım sonu rakamları henüz açıklanmadı ama buna en az 120 bin tonluk bir ilaveyi yapmak gerekiyordu.

Çünkü, mesela TMO’nun 456 bin tonluk borsalamanın içindeki aldığı miktar Ekim sonu itibariyle olan 101 bin ton rakamı idi. Oysa Kasım sonundaki toplam alım 145 bine ulaşmıştı bile. Tüccarın aldığı 70-80 bin tonu da buna ilave ettiğiniz zaman, söz konusu rakam 456 bin değil de, 570-580 bin tona ulaşıyordu. (Zaten bu tahminimi rakamların ne kadar gerçek olduğu da birkaç gün içinde açıklanacaktır.)

Siz buna bir de üreticinin kendi içinde tükettiği fındığı ekleyin. Bir de tüccar ile üreticinin elinde olanı da katmayı unutmayın. O zaman rekoltenin 700 bin tondan aşağı inmesi mümkün değildir.

Bakacağız! Bir de fındık işinin büyük oranlı ticaretini  yapanlar başkalarının tespit ve tahminlerine de inanmayıp, bu işi kendileri de gerçekleştirdiği için piyasaya, dolayısıyla fiyata hiçbir etkisi bulunmayan rekolte tahminini bile istismar etmeye kalkanlar ne diyecekler?