Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde, “Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma” olarak anlamlandırılan, “hayret edilecek işler” söz konusu Türkiye olunca o kadar çok ki! Şaşmamak! Şaşırmamak! Mümkün değil! Çünkü, yaşananlar insan havsalasını öyle mütereddit hale getiriyor ki, anlama çabaları beyhude! Anlayabilenler için, Türkiye o kadar hercai olanların (kararlı olmayan, değişken) yaşadığı bir ülke haline gelmiş ki! Demek istediğim o ki; “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”ı teşkil eden bir güruh haline de gelinmiş, dahası Cenab-ı Allah’ın Kur’an’ı Kerim’de “Belhüm Adal” diye tarif ettiklerinden olunmuş ise hayret etmek de pek işe yaramıyor! Bu hayret edilecek işlerin birkaçından dem vuralım istedik...

*

ERGENEKON DENİNCE!

Aklıma; bebek katili, vatan haini, bölücü Şemdin Sakık’ı gizli tanık yaparak, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u sanık sandalyesine oturtup, kodese atanlar ile bu haksızlığa seyirci kalıp, susanlar gelmiyor değil! Hem de, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisi ile birlikte!

*

TÜRK FINDIĞINA İHANET...

Türkiye’nin dünya fındık üretim ve ticaretindeki payı her geçen yıl azalıyor. Bu nedenle dünyada fındık diken ülkelerin sayısı da artıyor, üretim miktarı da... Bu gerçeğe rağmen; “Türkiye’de üretim ve kaliteyi değil aksine düşürerek, fiyatı da arttırarak tüketimin ve pazar payımızın azalmasına neden olanlar Türk fındığına ihanet etmekten ısrarla vazgeçemiyorlar!”

*

BUNA HAYRET ETMEDİM!

Moloz’da fasılalı yanan turuncu işarette vızır vızır geçen arabaların arasından yolun karşısına varmak için ilk fırlayan adamın topal olmasına! Hacıkasım kavşağında kırmızı yanarken, araç seyrekliğinde karşıya geçenin insan, yeşilin yanmasını bekleyenin de köpek olmasına!

*

HANGİSİ DAHA DUYARLI?

Tamam! Haddini ve hududunu aşarak ezanın Türkçe okunmasından dem vuran milletvekili Öztürk Yılmaz, CHP’den Disiplin Kurulu kararı ile ihraç edildi. Ama, “Bakara, makara” diyen, eskinin milletvekili ve bakanı Egemen Bağış, AK Parti’den ihraç edilmemişti! Bu durumda, eskiye değil de yakın zamana bakarak şu soruyu sorsak mı: Bu durumda “Din” ile ilgili olarak hangisi daha duyarlı davranmış oluyor?

*

İSLÂM ŞUNLAR DEĞİLDİR...

Milli Gazete’de istikrarlı bir şekilde yazmaya devam eden Mehmet Şevket Eygi’nin geçen haftaki, “İslâm şunlar değildir” başlıklı yazısından bir paragraf: “Avaz avaz bağırtılan ve ezanların canına okuyan bağırtlak hopörlerler, mihraptaki ve imamın yakasındaki mikrofonlar, cami kaloriferleri, cami klimaları, cami WC’leri, yellengeçler (Vantilatörler), makine dokuması zevksiz halılar, cumadan sonra makbuzsuz yardım toplamalar, din görevlileri için lojman inşası, vs...”