Bir güzel haber de Aydınlıkevler Mahallesi İmam Hatip Ortaokulu'ndan vereyim.

Okul müdür ve öğretmenleri kendi aralarında güzel bir dayanışma örneği sergileyerek hayırlı bir işe imza atıyorlar.

Okulda eğitim-öğretim gören göçmen çocuklarının öğle yemek ihtiyaçlarını okul yönetimi karşılıyor.

Çocuklar okulda yemeklerini yiyor ve derslerine devam ediyorlar.

Başta Suriye olmak üzere dünyanın birçok yerinde savaştan, açlıktan ve yokluktan kaçarak ülkemize sığınan binlerce insan var.

Bu insanlar vatanlarını, topraklarını terk ederek gurbet ellerde yaşama tutunmaya çalışıyorlar.

Bu bir insanlık sorunu.

Hepimizin yapması gereken şey bu insanlarla aşımızı, ekmeğimiz paylaşmak olmalı.

Kimsesizlere, muhtaçlara, yetimlere sahip çıkmak insanlık onurudur.

Gelin bu onurlu duruşa şu yalan dünyada biz de omuz verelim.

**

MUHTARLARIN UYUŞTURUCU MÜCADELESİ!

Geçen hafta Trabzon’da gerçekleştirien etkinliklerinden biri de “Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu 35. Trabzon Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığıyla Mücadelede Muhtarların Rolü” sempozyumu oldu.

23-25 Şubat tarihleri arasında yapılan sempozyuma 81 ilden muhtarlar katıldı.

Trabzon Muhtarlar Federasyonu Başkanı Bekir Aktürk ve ekibi yurdun dört bir yanından meslektaşlarını en güzel şekilde ağırladı.

Gelen ekip arasında bayan muhtarlar olması da başka bir güzellikti.

Uyuşturucu ile mücadele noktasında hepimize büyük görevler düşüyor.

Bu noktada mahallelerimizin gece gündüz bekçisi, sesi, kulağı, gözü konumundaki muhtarların bu konuda duyarlılık göstermesini çok önemsiyorum.

Sempozyumun çok yararlı olduğunun altını çiziyor, emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.

**

ÇOCUK İSTİSMARINA YÖNELİK GİRİŞİMLER

Çocuk istismarı noktasında ülke olarak hepimiz adeta diken üzerindeyiz.

Gün geçmiyor ki sapkınlık içeren bir haberle karşılaşmayalım.

Karadeniz İlleri Kadın Platformu Derneği Kurucu Üyesi Nilgün Turan cinsel istismar noktasında başka bir bakış açısı çizerek sığınma evlerinde 13-14 yaşlarında hamile çocukların olduğuna dikkat çekti.

Ne yazık ki bu acı bir gerçek.

Nilgün Turan, sığınma evlerinin bu noktada yetersiz olduğunu belirterek, asıl hedefin “çocuk koruma merkezlerinin” açılması olması gerektiğini dile getirdi.

Turan’ın şu açıklaması çok önemli: “Ne yazık ki babalarının, amcalarının, dedelerinin, komşularının ya da ilk buluşmalarında sevgililerinin tecavüzüne uğrayan ve hamile kalan kız çocukları tam olarak cinselliği de, doğumu da bilmiyorlar. Bu çocukların psikolojik destek almaları ve rehabilite edilmeleri gerekiyor.”

Maalesef geldiğimiz nokta vahim ötesi.