Vaktiyle kurbağalar arasında büyük ve gösterişli bir yarışma düzenlenmiş. Ödülü büyük ve rütbesi yüksek olacak olan bu yarışma için ülkenin her tarafından genç ve azimli kurbağalar ile ateşli taraftarları yarışma alanını günler öncesinden, tıka-basa doldurmuşlar. Hâkimler seçilmiş, flamalar asılmış, yarışmacı kurbağalar boş bir kuyuya doldurulup başhakemin gelmesi beklenmeye başlanmış. Elinde yağlı bir sırık ile uzaktan görülen başhakem seyirciler tarafından çılgınca tezahürat ile karşılanmış ve taraflar karşılıklı sloganlarla yarışma alanını karnaval alanına döndürmüşler.

Başhakem kurbağa yavaş ancak kararlı adımlarla, yarışmacı kurbağaların doldurulduğu kuyunun önüne gelip, elindeki yağlı sırığı kuyunun ortasına dikivermiş. Yarışmanın kurallarını açıklayıp; seyircilere sadece bu yarışmacı kurbağalara olumsuz tezahürat yapma hakkı tanınmış! Yani yarışma başlayınca seyirci kurbağalar yarışmacı kurbağanın moral ve motivasyonunu bozmak için; “olmaz, asla başaramazsın, boşuna emek harcama, bu olacak iş midir” gibi sözler söyleyecekti. Yarışmacı kurbağalar da; kuyunun ortasına dikilen yağlı direkten tırmanarak kuyunun dışına çıkmaya çalışacaklardı. Bunu kim başarırsa, yarışmanın galibi ve büyük ödülün sahibi olacaktı! Sırasıyla kuyudaki kurbağalar şansını deneyip, kendileri için çok zor olan yağlı direkten tırmanmaya başlamış ama nafile! Daha birkaç hamle yapmadan kayıp direğin dibine düşüyorlarmış! Bu arada seyirci kurbağalar avazları çıkıncaya kadar, her yarışmacı hamlesinde “olamaz, boşuna uğraşmayın, mümkün değil, bunu başaramazsınız” sesleri ile yarışmacıları motivasyonlarını bozuyor ve ilk denemeden sonra bu seslerin etkisinde kalan kurbağalar ikinci denemelerini bile yapmıyorlarmış! Derken saatler ilerlemiş, bir kurbağa hariç, bütün yarışmacı kurbağalar şanslarını deneyip kenara çekilmişler.

Sadece içlerinden biri, bütün olumsuz tezahüratlara rağmen, direğin kayganlığına, kuyunun derinliğine bakmadan defaatle deneme yapıp, sonunda direği çıkarak seyircilerin şaşkın bakışları arasında kuyudan çıkmayı başarmış! Bu sefer alkışlar ona yönelmiş ancak organizasyonu başarısızlık üzerine kurgulayanlar bu kurbağayı hemen yakalayıp bir sağlık kontrolünden geçirmişler! Birde ne görsünler! Yapılan muayene sonucunda bu kurbağanın “sağır” olduğunu tespit etmişler! Yani, yapılan olumsuz tezahüratları duymamış, hedefine kilitlenmiş ve sonunda başarmış! Arkasındakilerin kurbağa sürüsü değil, milyonlarca insan olduğunu unutup, daha yolun başlangıcında; bana nasıl böyle eleştiri yapabilirsiniz, bana nasıl şöyle diyebilirsiniz gibi mazeretlerle köprüleri yıkıp, yanlışlarında inat edenler, keşke bu inatlarını, doğru kararlar verip, azim ve sabırla hedeflerine kilitlenip başarılı olabilecekleri kararlılığı ile değiştirebilselerdi! Ama artık çok geç! Hakem düdüğü çaldı, yarışma galiba sona erdi!