SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Gıybet günahına düşmeyelim

Gıybet günahına düşmeyelim

22 Ocak 2018 Pazartesi - 07:45








Türkiye terörle kuşatılma planına karşı dün karekete geçti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'nın "Fiilen başladı" sözleri ile hava hareketı başladı. Bütün millet olarak bu şanlı, imanlı ordumuza dua ediyoruz. Haftanın en önemli olayıdır. Allah ordumuzu zaiyatsız muzaffer eyler inşallah. Haftalık konu seçimimde çok değerli bir arkadaşım, iş adamı gıybet konusunu işlememi tavsiye etti. Biz de bu hafta bu konuyu seçtik. Peki, insanları gıybet etmeye sürükleyen sebepler nelerdir? Neden gıybet ederiz? Bu konuda Türkiye gazetesindeki Ahmet Demirbaş'ın değerlendirmesi konumuzu çok iyi anlatmaktadır.

"1- Ona karşı düşmanlık. 2- Yanında olanların fikirlerine uymak düşüncesi. 3- Sevilmeyen bir kimseyi kötülemek. 4- Kendisinin o günahta bulunmadığını bildirmek. 5- Kendinin ondan üstün olduğunu bildirmek. 6- Haset etmek. 7- Yanında bulunanları güldürmek, şakalaşmak, onunla alay etmek. 8- Ummadığı kimsenin haram işlemesine hayretini bildirmek, buna üzüldüğünü, ona acıdığını bildirmek, haram işlediği için onu sevmediğini bildirmek..."

Gıybet ve gıybetin zararları ile ilgili İslâm büyüklerinin bildirdikleri çok ibretli hadiseler vardır. Meselâ Halid bin Rebi hazretleri başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatır:

"Dostlarım bir Müslümanı gıybet ettiler, ben mâni olmadım. O gece rüyada siyah bir kimsenin, pis kokulu domuz etini bir tabağa koyup getirdiğini ve önüme koyup yüksek sesle; 'Hadi ye!' dediğini gördüm. 'Ben Müslümanım, domuz eti yemem' dedim. 'Ama Müslümanın etini yersin, o bundan bin kat haramdır!' diyerek o etten bir parça kesip ağzıma koydu. Uyandım, o et ağzımda idi ve çok pis kokuyordu. Kırk gün onun kokusunu ağzımda duydum..."

İbni Sirîn hazretleri "Seni gıybet ettim, hakkını helâl et!" diyen birisine şöyle cevap verdi: "Allahü teâlânın haram ettiğini ben nasıl helâl ederim!" [Bu sözle, önce Allahü teâlâya tövbe et ki, benim helâl etmemin faydası olsun demek istedi.]


İbrahim Edhem hazretleri, bir yemeğe davet edilmişti. Sofrada, çağrılanlardan birinin bulunmadığı söylenince; "O ağır kimsedir, geç gelir" denildi. İbrahim bin Edhem "Burada gıybet edildi, haram işlenen yerde kalamam!" buyurdu ve çıkıp gitti...

Hasan-ı Basrî hazretlerine, birisinin kendisini gıybet ettiğini haber verdiler. Ona bir tabak helva gönderip; "Sevaplarını bana hediye ettiğini işittim. Karşılık olarak bu tatlıyı gönderiyorum" dedi.

Yapılan kötüleme yalan ise, iftira ise, zararı söyleyene olur. "Onun sevapları bana verilir. Benim günahlarım ona yüklenir" demelidir. İftira etmek, gıybet etmekten daha fenadır.

Yanında gıybet yapıldığını işiten kimse, buna hemen mâni olmalıdır. Hadîs-i şerifte buyuruldu ki:

"Yanında, din kardeşi gıybet edilince, gücü yettiği hâlde ona yardım etmeyen kimsenin günahı, dünyada ve âhirette kendisine yetişir."


Gıybet yapılırken, orada bulunan kimse, imkânı varsa onu susturacak, bu mümkün değilse orayı terk edecek, terk etme imkânı da yoksa, kalben ona kızacaktır. En azından kalbi ile reddetmezse, gıybet günahına ortak olur!.."İnşallah gıybet günahına düşmeyenlerden oluruz.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap