SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > FETÖ cemaati kalmadı

FETÖ cemaati kalmadı

16 Kasım 2016 Çarşamba - 10:10








İnanç hürriyeti, insan hayatının olmazsa olmaz tarzıdır. kimin neye ve nasıl inandığı ise kimseyi ilgilendirmemelidir. Devlet düzeninde ise esas olan insanlara inanç hürriyetlerini sağlamaktır. Fakat bu hürriyeti, birileri üzerinde inançları itibarı ile tahakküm kurup hürriyeti istismar ile devleti ele geçirmek şeklinde ise buna asla izin verilemez. Başbakan sayın Binali Yıldırım’ın 15 Temmuz sonrası Feto cemaatleşmesinin tasfiyesi esnasında güzel bir ifadesi var “Dini faaliyetlerini inançları itibarı ile yapanların endişe etmesine gerek yok” demiştir.

Evet mesele, dini faaliyetlere inançları itibarı ile, tarikat veya tasavvufi faaliyetlerini bu mesleklerin ana esası olan nefis ve kişilik terbiyesi için kullanmakta sürdürenlerin gerek toplu olarak veya münferiden hayat tarzlarını bu surette devam ettirmek isteyenlerin devlete, ülkeye ve insanlarına hiçbir zararı olması mümkün değildir. İnançların söz konusu olduğunda “Benim kalbim temizdir” meselesine gelince kendini manevi sorumluluktan kurtaran bir can simidi ne sarılır gibi bu kavrama sarılmak ise sadece boş bir tesellidir. Diğer yönden, şu cemaatçilik meselesinin ise devletin ve milletin başına sonradan neler açtığını gördükten sonra da bu konuda da ayrıca tedbirli olmanın gereğine önemle değinmek istiyorum. Artık teferruata gerek yok “Takke düştü keller gözüktü”. Bazılarımız “Aldatıldık”, bazılarımız ise “ne bilirsin herif Allah diyordu” ile kendimizi teselli ettik veya etmeye çalıştık.

Her durumda hepsi de boş bulunuşun ve istismar edilmiş olmanın sonucu olduğunu da atlamayalım. Şimdi de bazı mihraklardan gelen haberlere göre özellikle Ankara’da bakanlıklarda ve illerdeki devlet dairelerinde Fetocuların temizlenmesinden sonra boşalan yerlerin “Menzilciler” olarak isimlendirilen bir cemaatleşme sisteminin yer almaya başladığı haberleri gelmeye başladı. Menzilciler kime deniyor? Sorusuna cevap verelim. Adıyaman’ın Kahta ilçesi, menzil köyünde uzun yıllardır faaliyet gösteren Seyyit olduğu da söylenen Abdülbaki adlı önderin talebelerine verilen bir isim altında Tarikat-ı Nakşibendiye esaslarına göre müntesiplerini organize veya irşat ettiği söylenen ehli tarikat erbaplarıdır.

Bendeniz gerçek ve asli ehl-i tarikat faaliyetlerine karşı sırf muhasebe-i nefis in bir kamil Mürşit tarafından irşadının nezahatine her zaman inanmış ve saygı duymuşumdur. İslâmın ve tasavvufun bu güzelliklerini İnanç noksanlarına ve düşmanlarına, iftira ve haseden kötülemelerine de yedirmemek gerekir. Özellikle de Evlad-ı Resul den olduğu anlamına kullanılan “Seyyid” lik sıfatı ise son derece önemli bir sıfattır.

“Ehl-i Beyt saygısı” da islama gönül veren herkese mahsus asla sevgisinde tereddüt olmayan bir haslettir. İşte Fetoculuğun sonradan başımıza açtığı “Cemaatçilik” belâsını hatırladığımızda, bahsedilen hareket sebebi ile ileride bu hasletlerin halk indinde yara alması, istismar edilmesi ve ileride İslâm’ın tasavvufuna karşı gönüllerde soğukluk yaratılmasına sebep olan Siyaseten hükümet etme sevdasında olmadıklarını umarız. Bu konuda devlet istihbarat teşkilatları devleti ve otoriteyi ele geçirme, istismar etme, bu vesile ile menfaatlere konma teşebbüslerine karşı artık on kez daha dikkatle olmalıdır. Ortaya atılan dedikodu veya iddialar üzerinde çok titizlikle durulmalıdır. “Artık “At izinin, İt izine karıştığı” şeklinde bir yanlışlığa uğramak istemiyoruz.


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap