Yerel gazetelerden birinde Trabzonspor için atılan “Hoca Farkı” başlığını okuyunca, “Yanlış” dedim!

Çünkü, Süper Lig’in 9’uncu haftasında Ersun Yanal’dan 9 puanlı bir takımı 13’üncü sırada devir alıp, 16’ıncı haftada 28 puanla 7’inci sıraya taşıyıp, liderle arasındaki puan farkını 5’e indiren Rıza Çalımbay arasındaki farkı “Hoca” üzerinden yapmak hiç de doğru ve gerçekçi olmayan bir ifadedir. Farkı adamlık üzerinden yapmak gerekir.

Çünkü, Ersun Yanal’ın 3’üncü gelişinin uzaktan yakından hocalık ile ilgisi ve ilişkisi yoktur. Bunun göstergesi de Trabzonspor’un başında teknik direktör olarak kaldığı sürece yaptıklarının hocalığa benzer tek bir yanı bile bulunmamaktadır. Rıza Çalımbay ise, bizim hatırı sayılır yıllarda “Hoca” diye tarif ettiğimiz ve bugün de artık nadir bulunan insanlardan olan Adem oğullarından biridir. Anlayacağınız, Ersun ile Rıza Beyefendi’yi aynı kefeye koymak, Trabzonspor’un başındaki hocaya yapılabilecek en büyük haksızlıklardan biridir!

***

NEDEN SEÇİM?

“Yöneticinin iyisi, işler yolunda giderken gelecekte neler kötü olabileceğini tahmin eden ve ona göre hareket edendir” tespitinin doğruluğuna inandığım için diyorum ki:

”Trabzonspor’da saha sonuçları itibari ile işler yolunda gidiyor.  Ama saha dışında tablo (mali) kötü halini koruyor. Dışarıdaki tablonun da içerideki hale gelebilmesi için gereken yapılmalıdır. Bunun yol ve yöntemi de yöneticilerin yeniden seçilmesidir. Hem de tüm Trabzon kamusunu teşkil edecek şekilde.”

***

FENERBAHÇE, KARABÜK’Ü DE YORDU AMA...

16 hafta süreyle rakiplerimizi Fenerbahçe yordu, biz de bunu fark eden Rıza Çalımbay gibi bir hoca bulunca durumu değerlendirdik.

Geçen hafta işleri güçleri Fenerbahçe karşıtlığı olanlara, hatta neredeyse bu işi “Trabzonspor’un varlığını Fenerbahçe karşıtlığı ile izah etmeye kalkışma derecesine vardıranlar”ın eleştirilerine rağmen, “Fenerbahçe’nin kıyağı” başlığını bile attık.

Ama bu kez ilk yarının son haftasında deplasmanda karşılaşılacak Karabükspor, Fenerbahçe maçından önce vurgun yedi ve 5 oyuncusu kadro dışı kaldı. Sonra da Kadıköy’e çıktılar. Yoruldular, sakatlandılar. Demek istediğim o ki; “Trabzonspor’un işini kolaylaştırdılar!”

Ama bu kez demeyeceğim! Çünkü, Fenerbahçe karşısındaki Karabükspor hiç de yorulmuş, ezilmiş gibi oynamadı.

Adeta, “Kendimi Trabzonspor maçına saklıyorum” dercesine derli toplu ve de kontrollü bir oyun sergilediler. Fırsatlar kaçırdılar.

Onun için diyorum ki; “Fenerbahçe yormuş olsa da Karabükspor’a aman dikkat.”