SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Eğitimde çözüm;Şehirden kırsala

Eğitimde çözüm;Şehirden kırsala

15 Aralık 2018 Cumartesi - 08:57








Son yıllarda “yaz boz tahtasına” çevrilen Milli Eğitim’den sorunlar; “Bir dokun bin ah işit” noktasına geldi, dayandı(rıldı!) Kimine göre, bunu yapanlar “gaflet”, kimine göre “dalalet”, hatta “hıyanet” içindeler!

Öyle veya böyle, bilerek veya bilmeyerek buna sebep olanlar, “bir milleti batırmanın en kolay yolunun bir ülkenin eğitimini berbat hale getirmek” gerçeği ortada olduğu için, adeta görev üstlendirilmişlerdir! Bu berbatlığın bir kısmı da, adına “taşımalı eğitim” denilerek, çocukların köylerden şehirlere yıllardır taşınmasıdır. Köyler ve mahallelerdeki, daha doğrusu kırsaldaki binlerce okulun terk edilmesi, kaderi ile baş başa bırakılmasıdır. Dolayısıyla kırsalın da aile tarafından da topyekün terk edilmesine dolaylı olarak destek verilmesidir! Konuya duyarlılık gösteren Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası 13. Meslek Komitesi Başkanı Alper Bekar’ın, “Köyden şehre değil, şehirden kırsala öğrenci taşımalı” çağrısı, tek cümle ile doğrunun tam ifadesi, yanlıştan da dönülmesi çağrısıdır. Yetmedi! Hele hele; “Bu okullarda öğrencilerin doğayla ve hayvanlarla olan diyalogları, irtibatları arttırılmalıdır. Tavuk, inek, kuzu gibi hayvanların, marul, maydanoz gibi sebzelerin nasıl yetiştiğini öğrenci bizzat orada takip etmeli, hayata hazır hale getirilmelidir” yaptığı cesaretli çıkış ve doğru çağrı yok mu? “Yeter artık! Bırakın eğitimle çelik çomak oyunu oynamayı! Doğruları yapın” diye feryat etmekten başka bir şey değil!

*

KAZ KAZANAN, TAVUK VERMELİ!

Genel olarak; “İnsanoğlu çıkarlarına düşkündür. Büyük çıkar beklenen yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sıkıntılara girilmeli ve bundan kaçınmamalıdır” mealinde kullanılır; “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” sözü! Ama bana göre, öyle değildir! Ya da öyle kullanılmamalı. Ya nasıl kullanılmalı? Ya da “Ne demek olmalı?” Aynı kümesin hayvanları olan kaz ile tavuk arasındaki cüsse kıyaslaması 1’e 3 gibidir. Daha net ifadesi tavuk, kazın üçte biri kadardır. İşte bu gerçekten hareketle, yaptığı iş ile kaz kazananlar, kazançlarının en az üçte birini (tavuk kadar) ihtiyaç sahiplerine vermelidirler! Aslında vermek zorundadırlar! Çünkü, İslâm’ın zekât emrinde bu hesap vardır. Hz. Muhammed’in (SAV) “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” hadisinde de! Peki sorarım size: Kazı hamuduyla götüren kaç kişi tavuğu, ben diyeyim “hak”, siz söyleyin “ihtiyaç” sahibine veriyor?


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap