KTÜ Tıp Fakültesi her ne şekilde olursa olsun bölgenin sağlık lokomotifi, amiral gemisidir.

Yanlış uygulamalarla KTÜ’den hızlı bir şekilde beyin göçü olmasın.

Branşında ismini ön plana çıkarmış ancak nedensiz engellere takılıp hak etmedikleri yaklaşımlar sonucu bu şehri terk eden pek çok doçent, profesör olsa da KTÜ Tıp Fakültesi bölgenin vazgeçilmez bir unsurudur.

Böyle bir olay KTÜ’de yaşanmış mıdır, halen yaşanıyor mu bilinmesi gerekir. Şifa bekleyen insanımız doktorun kapısında bekler, sırası geldiğinde muayene olur.

Hastalara doktoru tarafından 'ameliyat kaçınılmaz' dendiğinde ne yapsın vatandaş da mal mülk derdinde değil can derdindedir.

Hemen doktorunu araştırmaya başlar.

Sorar soruşturur, 'benim doktorum karaciğer nakli yapabilir mi' diye.

Doktorun karnesinin başarılarla dolu olduğunu öğrenince ne yapacak, yine doktorunun karşısındadır.

'Beni ameliyat yap hocam' dediğinde dünya başına yıkılırken ne halde olduğunu düşünebilir misiniz?

Hocanın başarılı olduğunu hasta öğrenince bu tür ameliyatları az bir kayıpla yapmış olduğu üniversite kayıtlarında da mevcuttur; lakin kendisine doktor tarafından 'üniversite yönetiminin izni lazımdır' dendiğinde çoğu hastanın da aynı durumla karşı karşıya olduğunu düşünürsek ismi üzerinde kimi fakir fukara, kimi orta halli, kiminin durumu iyi ancak ortak paydaları hepsinin de hasta olmaları ve şifa peşinde koşmalarıdır.

Sayın Rektörüm ve de üniversite senatosunun cevaplamasını kamuoyu adına bilmek isteriz.

Karaciğer nakli yapmak isteyen doktorların diplomalarında bir eksik mi var? Yoksa ameliyat yapma yeterliliklerinde bir sorun mu var?

Önceden yapmış oldukları ameliyatları neye göre yapmışlardır?

Tıbbi malzeme mi yoktur ameliyat için?

Şunu yapabilirsiniz, bunu yapamazsınız noktasında doktorların üniversite yönetminden izin ve imza alma gibi bir zorunluluk mu var?

Varsa bilmiyoruz! Aslı nedir?

Alınmışsa neye karşılık alınmıştır?

Demek istenilen şudur ki; hastalarımız şifa bulsun, hayata tutunsun.

Donanımlı, eğitimli hocalarımıza bu bölgenin ihtiyacı var.

KTÜ Tıp Fakültesi bu hocalarla büyüyecek ve yücelecektir.

Bu gerçeği göz ardı etmeyelim, bu fakültede adalet sizlersiniz beyler.

***

CHP’DEKİ KISIR AYRINTILAR 

Yıllardır bu partinin içindeki koltuk sevdalıları bir bakıldı ki sağa savruldular ve kara çarşaflılara rozet taktılar.

Sola savruldular, blok liste yarışmaları ile delege ağalığını partinin tabanındaki mozaiklerin üzerine çimento gibi döktüler.

İstanbul İl Başkanlığı’nı demokratik bir seçimle ve de CHP delegelerinin oyları ile kazanan Canan Kaftancıoğlu'nun bir hegemonyayı yıkacak donanıma sahip olduğu diğer partiler tarafından algılanmış olacak ki sağdan ve soldan eleştiriler gelecektir.

CHP içinde de bazı kesimler pek de memnun olmasalar da bu partide siyaset yapmak kolay bir iş değildir. Ama kolaylaştırmak kolaydır!

Önce bu konuyu öğrenecekler.

Artık CHP de değişiyor. Daha demokratik ilkeler içerisinde Canan Kaftancıoğlu’nun seçilmesi birileri için değil.

İstanbul gibi bir şehirde bu açılımı gerçekleştirmesi CHP tabanının önünü açacak önemli bir başlangıcın kıymetinin bilinmesi lazımdır.

Bu seçim nelere işaret ediyor diye de bakıldığında, parlamenter demokrasinin önündeki çıkmazları asimile edebilecek, aykırı düşüncelere karşı başarılı bir duruşun kıvılcımlarının görüldüğü ve tabandan gelen bir uyanışın sinyallerini veren yeni bir değişimdir ki tıpkı Trabzon’daki baro seçimlerini Avukat Sibel Suiçmez’in kazanmasının kazanımlarıdır.

Dışarıdan gelebilecek eleştiriler de olacaktır fakat parti içinden gelebilecek eleştirilere kulak asma zamanı değildir.

Bir örnekle sayın gazeteci Ahmet Hakan’a sorma ihtiyacı bile duyulmamalıdır.

Canan Kaftancıoğlu üzerine üst üste bu kadar yorumu neden yaparsınız?

Ülkenin daha önemli başka sorunları yok mudur?

Cumhurbaşkanı seçimlerinde CHP çatı adayı Ekmelettin İhsanoğlu’nu gösterirken bu konu üzerine fazla bir yorum yapmazken ne oldu?

‘Bir dönüşüm sürecinde misiniz?’ diye sormaya dahi gerek yoktur.

Üniversiteydi, bilimin yol göstericiliğiydi, çevre duyarlılığı, imar, istimlak projeleri ve tüm toplum değerlerini bir arada tutabilmek adına kanunu, adaleti eşit dağılımla vatandaşa getirebilen bugünün il başkanı, ilerisinin çevre bakanı veya yöneticilerine CHP’de atanmışlara değil yarışarak seçilmişlere ihtiyaç vardır, her zaman da olacaktır.