Evet,

Bu başlığı Bekir Coşkun kullandı. Ve şöyle devam ediyor. Şehit eden teröristin kurşunları değildir, bir milletin gafletidir.

Ağlama....

PKK ile pazarlık başladı; oylar yüzde kırk altı, OSLO rezaleti yaşandı; oylar yüzde kırk dokuz,

Apo’ ya oda döşediler; oylar yüzde elli,

 Teröristleri davulla karşıladılar; referandumda oylar yüzde atmış sekiz...

Çok dikkatimi çekti. Yazarımızın bu kalemini aynen aldım ve vatandaşlarla tartışmak istiyorum.  Gerçekten daha çok örnekler verebiliriz. Tabii ki, yöremizdeki fındık mitingini de görerek aynı soruları halkımıza sorarsak acaba nasıl bir yanıt verebilecekler. Emperyalist devletleri Anadolu’ ya mezar yapan halkımız aklını kiraya veremez. O zaman tüm iyi niyetimle hiç ayrım yapmadan bütün vatandaşlarıma soruyorum. Bizler bu güzel ülkenin insanları olarak hiç mi sorgulamayı öğrenemeyeceğiz? Yıllarca bizi yönetenler halkımızı geleceğini emperyalist devletlerin yönetimine nasıl verebilir? İşte sorgula! Bir bez parçasının temsil ettiği dış güçlerin maşasıyla her görüşme bizlere bir şey anlatmadı mı?

 Şimdi yazarımızın dediği gibi dizimizi değil başımızı dövüyoruz.

Bizim Suriye’ de ne işimiz var? Ulu Önder, bizlere kuzey komşumuzla ve diğer komşularımızla iyi geçinmemiz söylemlerini unutmuş olmamalıydık. Buradaki en büyük yanlış, aradan bir asır geçmesine rağmen ATATÜRK’ ü hala anlamamış olmaktan öte daha kötüsü anlamak istememek ülkemiz adına büyük tehlikelerle karşılaştık.

Bugün ülkemiz, yıllarca yanlış politikaların esiri olmuştur. Huzurumuzu dış güçlerin kanatları altına girerek bozduk. Her geçen gün, verimli topraklarımız geliştirilmiş politikalarla ekilmediği için tüm tüketim ihtiyaçlarımızda dışa bağımlı kaldık. Üretemediğimiz dış siyaset nedeniyle baba ocaklarında anaların feryatları içimizi dağlamaktadır. Halkımız sınır ötesi askeri hareketliliğin nedenlerini çok iyi analiz yapmalı ve sorgulayan olmalıdır.

Halkımız durup dururken dizini de başını da dövmesin!