SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Bu nasıl terör örgütü!

Bu nasıl terör örgütü!

27 Şubat 2018 Salı - 06:30








Dünyanın en büyük, NATO’nun en güçlü ordularından olan Türk Silahlı Kuvvetleri bir ayı aşkın bir zamandan beri bütün caydırıcı gücü ile “terör örgütü” denilen PYD’li, PKK’lı canilere karşı amansız bir savaş vermektedir! Ancak herkes gibi biz de merak ediyoruz; bu nasıl bir terör örgütü ki, böylesine büyük bir güçle “cephe savaşı” yapabilmektedir! Tek başına bu durum bile; Türkiye’nin ne kadar haklı olduğunu ve aynı zamanda bu konuda ne kadar geç kaldığını da ortaya çıkarmaktadır! Füzelerin bile delmekte zorlandığı “beton kuleler” birbiri ile bağlantılı kilometrelerce uzanıp giden yeraltı tünelleri, on binlere, yıllarca yetecek miktarda stoklanmış gıda maddeleri, telefon hatları, gözetleme kuleleri, makineli tüfek yuvaları, uçaksavar mevzileri, tanksavar füzeleri, zırhlı araçlar ve personel taşıyıcılar, droneler ve her türlü lojistik destek! Aklın alacağı imkânlar değil bunlar! Bunlar bir terör örgütünün imkânları asla olamaz! Olsa olsa bu imkânlar; kendilerini PYD, PKK maskesi altında saklamaya çalışan “terör devletlerinin” imkânlarıdır! Daha önce buraya binlerce TIR dolusu yardım gönderen devletlerin amacı esasta; Türkiye ile yapacakları, amansız bir savaşın eksiksiz hazırlıklarını yapmaktı! Onun için, gözümüzün içine baka baka açıktan her gün yalan demeyi zaman kazanmanın bir yolu olarak kullanıyorlar! Hem, bu terörist çapulcu topluluğu böylesine gelişmiş en son teknolojik silahları kullanma becerisine sahip değildir. Bu silahları kullananlar, gönderen devletlerin en seçkin savaşçı unsurlarıdır! Bundan kimsenin şüphesi olmasın! Buna rağmen Türk Silahlı Kuvvetlerinin önünden kaçmaya delik arıyorlar, tutunamıyorlar! En modern silahları ve en kanlı katil sürüleri TSK’ya vız geliyor!

Kendilerini dünyanın jandarması zanneden Amerika; her isteğini en sinsi yollarla ve en başarılı diploması ile elde etmekten asla vazgeçmeyen İngiltere; ekonomik gücünü etki alanlarındaki yer altı ve yer üstü imkânları gasp ederek ülkesine taşıyarak devam ettiren Almanya ve hepsinin üstünde; sayılan bu devletlerin güçlerini kendi tarihi ve dini idealleri için kullanmaktan asla vazgeçmeyen İsrail!

Burada; Türkiye’nin artık çok açık farkında olduğu bir oyun oynanmaktadır! Hani “kanseri gösterip, sıtmaya razı etmek” deyimi var ya, işte tam da bu stratejiyi başarı ile uyguladıklarını zannedenlerin tekerleğine Türkiye çomak sokmuştur. Türkiye’yi Afrin ile ve gerekirse Menbiç ile oyalayan bu güçlerin esas amaçları sonunda adı geçen bu bölgeleri Türkiye’nin etkinliğine bırakmanın karşılığında; Fırat’ın doğusunda kurulacak yeni devletin temellerini atmış olacaklar. O devlet de elbette ki; Kuzey Irak'ta pusuya yatırılan ve yeni açılacak olan “petrol kuyularının” kukla başkanı, Barzani ve güya, bağımsızlık ilanı zamansız bulunan “federe Kürt” devleti olacaktır. Türkiye’ye tamam haklısın diyecekler ama Fırat’ın doğusuna geçmemek şartı ve sözü ile bunu söyleyecekler! Ancak Türkiye buna da razı olmazsa; bölgedeki bütün unsurları Esad ile barıştırıp, Suriye askeri elbisesi ile Türkiye’nin karşısına çıkarmaktan imtina etmeyeceklerdir. Böyle bir durumda ise onlara göre güya, Türkiye’nin “uluslararası hukuktan kaynaklanan” meşru operasyon süreci sıkıntıya girebilecektir. Ama unuttukları bir gerçek var ki o da şudur: Bizim bu coğrafya ile kan bağımız, din bağımız, tarih bağımız, millet bağımız var!

Siz ey sömürgeci emperyalist insan artıkları, ırz düşmanları, katil sürüleri; din düşmanları, medeniyet hainleri, utanmazlar, arlanmazlar; sizin bu coğrafya ile hangi bağlarınız var, söyleyin de öğrenelim!

Bir asra yakın zamandan beri, bu coğrafyayı terk ederken burada bıraktığı evlatlarına Türkiye zamanından beri yeterince sahip çıkabilseydi, "yedi düvel karşısında" bugün bu kadar sahipsiz kalmamış olacaktı. Ama ne olursa olsun; kendi devlet gücü ile de orantılı olan bu ilgisizlik bu gün kararlılığa dönüşmüş olup, geri dönülmez ve vazgeçilemez bir sürece girilmiştir. Yüzyılın gecikmişliğini de telafi edecek kazanımlar elde edilmeden Türkiye’nin bu coğrafyadan artık vazgeçmeyeceğini anlayan emperyalist güçler bunun için her yolu denemektedirler. Ama atalarımız çok güzel bir laf söylemişler ve demişler ki; “korkunun ecele faydası yoktur”.


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap