SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Balıkçılık patinaj yapıyor!

Balıkçılık patinaj yapıyor!

07 Mart 2018 Çarşamba - 07:15








Doğu Karadeniz bölgesinde son yıllarda balıkçılık can çekişiyor.

Rize limanı çevresinde büyümüş birisi olarak gençlik yıllarımda kayıkların küreklerine asılır, doğru mezgit suyuna çıkardık. O zamanın enerjisiyle bize Karadeniz’in dalgaları oyuncak gibi gelirdi. Deniz bereketini hemen verirdi, kasaları çeşit çeşit balık doldurarak aynı hızla yani küreklere asılarak doğru limana geri dönerdik. O dönemler şimdiki gibi kıçtan takmalı motorlar yoktu, bilek ve kol gücü vardı, yeni nesil bunu bilmez...

Zivori nedir bilir misiniz?

Selam olsun o günlere diyerek şimdilerde can çekişen balıkçılık konusuna gireyim. Zivori nedir bilir misiniz? Bizim bu yörede ufak insanlara denir. Tıpkı denizlerde yer alan salyangozların yavrusu olan zivoriler gibi. Ufak tefek... Zivoriler denizin yaşam anahtarıdır. Balıkların döllenme zamanı o bölgede oluşan hava kabarcıkları yani üremelerini işte o ufak tefek görünen salyongoz yavruları zivoriler yapar. Görüntüde hava kabarcığı ama insanoğlunun en temel besin kaynaklarından biri olan balıkların üremesine son noktayı işte o zivoriler gerçekleştiriyor.

Biz ne yapıyoruz? Daha doğrusu devlet ne yapıyor? Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde salyangoz avı algarna ile kıyı şeridi talan ediliyor. O balıkların üreme yapmak için geldiği sığ sular ve o üremeyi gerçekleştirecek olan salyangoz yavruları zivorilerin insan eli ile algarna yapılarak o yuvalar yerlen bir ediliyor. Sonuç; balık üreme işi gerçekleşmiyor ve böylece Karadeniz’de balık nesli hızla tükeniyor. Devlet salyangoz avına izin verirken aslında kendi ayağına sıkıyor ve balık çeşitleri ve üremeye engel oluyor. Ben bu olayı bilmiyordum, zivorinin halk dilinde “ufak tefek” anlama geldiğini biliyordum, oysaki mahallemde yaşayan 85 yaşındaki balıkçı Nazmi dayı bana yıllar önce anlattı ve gösterdi zivorinin ne işe yaradığını.


Bu bir doğa olayı, yani belgesellik bir durum. Karadeniz’de balıkçılık eski günlerine dönecekse devletin ilk işi salyangoz avını tamamen yasaklanmasından geçer. Türkiye’de iç piyasada pek tüketilmeyen salyangoz tamamen Avrupalı zengin insanların sofrasına gidiyor. Onu yiyen Fransız, İtalyan, Alman veya İngiliz silah tüccarı da benim Mehmetçiğime silah sıkan terör örgütlerine lojistik destek veriyor. Yasaklayın gitsin, bu kadar devlette bilim adamı var bu işi çözemedi, her sezon panel düzenlenir, tartışma yapılır ama boşa.

Gelin bana sorun, ben size tabi kaldıysa zivorileri göstereyim, bu hava kabarcıkları nasıl döllenme olayına son noktayı koyduklarının filmini yapayım. Tıpkı yıllar önce Nazmi amca bana gösterdiği gibi, Allah rahmet eylesin Rize’nin duayen balıkçısı Nazmi amcaya...

Kirletmeyeceksin bu kadar basit!...

Balıkçılıkta bir başka sorun ise bana göre çevre sorunu. Özellikle denizlere akan evsel atıkları bir türlü bertaraf edemiyoruz. Biyolojik atık alım sisteminden bahsediyorum. Hala Rize’de iyi bir atık alım sistemi yok. Benim anlatmak istediğim sistem denizin iki kilometre ötesine akan atık alım sistemi değil. Bu bir işe yaramıyor. Gelişmiş ülkelerde şehrin evsel atıklarını içeri alıyorlar, içerde biyolojik olarak tabi tutuluyor, ondan sonra o temizlenen suyu denize bırakıyorlar. Rize’de tam tersi. Özellikle yaz ayları deniz lağım suyundan geçilmiyor. Bu sistem Giresun’da devreye girdi, Ordu’da ise kuruldu. Rize Belediyesi bir an önce bu sisteme geçmeli. Bu anlattığım sıvı atık projesi. Bir litre sanayi makine yağı denizleri mahvediyor. Bunun bir de denizlerde katı atık projesi var. O da çöplerin denize atılmaması. Bir pet şişe denizde 600 yolda kendini bertaraf ediyor. Bu çevre konuları denizlerimiz için çok önemli. Bana sorarsanız en ucuzu esas kirletmemek. Kirletmeyeceksin, bu kadar basit.

Gelecek denizlerimizde


Sonuç olarak dünyanın yiyecek ihtiyacı denizlerde yer alıyor. Denizler çok ciddi bir kaynak. Avrupa Birliği diyor ki; dünyayı bitirdik, dünya açlıkla karşı karşıya, bundan sonra gıdalarımızı bile denizden sağlayacağız. Bundan sonraki büyüme denizlerde olacak. Gıdamızı elde etmek için denizi temiz tutmamız gerekiyor. Deniz dibinde madencilikten tutun da, ilaç sanayi bile buralardan elde edilecek. Bunun adına Avrupa Birliği mavi büyüme diyorlar ve bu projeyi hayata geçiriyorlar.

Balıkçılar aç gözlü!..

Balıkçılık dededen toruna geçen bir meslek. Teknoloji altında tekneleri büyüttükçe büyüttük. Burada aç gözlülük yatıyor. Bu denizlerde kolektif oynamak gerekiyor. Tutman gereken balığı aç gözlülüğün nedeniyle 10 katını tutuyorsun. Balıkçılık yıllardır patinaj yapıyor ve hızla duvara tosluyor. Burada bana kalırsa esas sıkıntı üçüncü veya dördüncü neslin bu mesleği yapmak istememesi. Burada tüm balıkçılar ortak hareket etmeli. Benim teknem daha büyük, senin tekneni geçtim havasına girdiğin an esas soruna toslarsın. O da para kazanamamak. Balıkçı esnafı yıllardır devlet kredisi altında denize açılıyor. Bu iş böyle gitmez, önce denizlerimizi temizleyelim, daha sonra vicdan temizliği yapalım ve gelecek nesillere bu denizleri dedelerimiz bize nasıl bırakmışsa biz de öyle bırakalım.

 

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap